Terör ve Güvenlik Uzmanı Gürsel Tokmakoğlu, Yunanistan'ın Doğu Akdeniz'deki saldırgan tutumunu ve adaları silahlandırmasını A Haber'de değerlendirdi.
Terör ve Güvenlik Uzmanı Gürsel Tokmakoğlu'nun açıklamaları şu şekilde:
Adaların silahsız ve askersiz olması gerekiyor. Askersiz olması tabiri burada daha doğru çünkü anlaşmalarda bu şekilde geçiyor. Bunun amacı zaten bir barış denizi inşa etmek yani bu hem Lozan'ı hem de Paris Antlaşması'nı imzalayanların hepsi dünya savaşlarına girmişler, dünya savaşlarından alacaklarını almışlar geriye kalan zamanda barış olsun istiyorlar. Ve bunun ruhunu yansıtmışlardır, şimdi biz öteden beri Yunanistan'ın çeşitli sebeplerle adaları silahlandırdığını ve askerlendirdiğini gördük.
O ARGÜMAN ZATEN ÇÖKTÜ!
Bu askerli yapı Türkiye'den gelebilecek herhangi bir tacize karşılık savunma mantığıyla olanlar geneli ifade ediyor ama buna kapı açan bir konu daha var. O da ABD, Soğuk Savaş zamanında Boğazlar'ı geçen Sovyet Donanması'nın yine birer boğaz görünümde olan Ege Adaları'ndan geçerken durdurulabilmesi maksadıyla, anlaşmaların bozulmasına geri planda sufle yaptı. Buna bir aşamada NATO'ya da yaptırdı ama Soğuk Savaş bitti. O argüman zaten çöktü.
500 KİŞİLİK MEİS ADASI'NDA 300 YUNAN ASKERİ VAR
Yunanistan'ın Türkiye ile olan münasebetlerinin esas mantığı Yunanistan'ın saldırgan ve ihlal eden taraf olması. Buna baktığınız zaman; bizim aslına bakarsanız bu bölgede asker bulundurmamızı gerektirecek şartları ortaya koyuyor. Ama biz bundan ziyade her seferinde Yunanistan'a dedik ki 'Adaları anlaşmaların hilafına askerli hale getirme' şimdi görüyoruz ki işte 16 adada zaten fiilen askeri var. Meis dediğimiz yerde bile nüfus 500, şu anda 300 tane asker var orada. Gidip tek tek saymadık ama adanın küçüklüğü ve oradaki bilinen miktarıyla 300 kadar asker var. Kolluk kuvvetlerini ayrı tutuyorum. Neden bunu bulunduruyor? Türkiye buraya herhangi bir şey yapacak mı diye.
TÜRKİYE İSTESEYDİ TACİZDE BULUNAMAZ MIYDI?
Cumhurbaşkanları niye geliyor? Sanki bu ada bizim, sizin değildir demeye. Sayın Savunma Bakanımız da gözüyle işaret ederek, ''işte şurası, konuştuğumuz ada şurası'' diyor. Yani göz mesafesinde, o aktarmayla ana kıtasından gelirken biz zaten ana kıtamızda durarak bunu işaret ediyoruz. Yıllarca, Lozan'dan bu yana isteseydi Türkiye bu adaların herhangi birine, 1947'den sonra bu adalardan birine tacizde bulunamaz mıydı? Bulunmadı Ama şunu yaptı; Yunanistan yine gitti, diyelim ki 6 mil kıta sahanlığı fır hattını 10 mil ilan etmeye kalktı. Biz işte 10 mil olmaz demeye getirmek için uçuş yaptık orada.
Yani yapmak istediğimiz şey, bizim 6 mil dışındaki alanlarda varlık göstermek oldu. Şimdi bütün bunlar gösteriyor ki sanki Türkiye, Yunanistan'a karşı saldırı hareketinde, öyle bir şey yok. Yunanistan bütün adalardaki askerini çeksin, hani o çok konuştuğu şey var ya; Ege Ordusu. Türkiye düşünebilir Ege Ordusu'nu kapatmayı. Bu işin ters algı olduğunu işaret etmek için ben bunu söylemek zorundayım, diyorum ki esas saldırgan taraf Yunanistan olduğu için bir tedbir almak zorunda kaldık.