Askerlerimize yönelik saldırılarımızın artmasının ardından Avrupa'ya gitmek isteyen sığınmacılara engel olmama kararı aldık. Biz 9 yıldır yedirdik, içidirdik, giydirdik. Şimdi Avrupa'ya gitmek istiyorlar, biz de önlerini kapatmıyoruz. Bunlar zannettiler ki ben şaka yapıyorum ve kapıyı açtık. Şimdi misafirlerimiz gidiyor mu gidiyor. 150 bin civarında sığınmacı Yunanistan sınırına yığıldı. Bu kişilerin Yunanistan'a ve diledikleri ülkelere geçişlerine müsaade edilmesi gerekiyor. Sığınmacıları şiddet uygulayarak durdurmaya ve geri göndermeye çalıştı.
NAZİ İŞKENCESİNDEN FARKI YOK!
Batı bunları duyuyor mu? Brüksel'de bunları anlattım. iPad'de gösterelim dedik ama elektronik malzemeler içeri sokulmuyor. Kapısına gelen her mazluma kapısını açan bir ülke olarak bu tablo karşısında gerçekten üzüntü duyduk. Hayatlarını kurtarma ve daha iyi bir gelecek isteyen göçmenlerin üzerine ateş açılması, kaynar su dökülmesi tam bir barbarlıktır. Bunlar sende durmayacak ki, sen de aç kapıyı. Batı'nın o zengin memleketlerine gitsinler. Niye bu kadar engelliyor da Nazi işkenceleri yapıyorsun? İnsanlık suçu işleyen Yunanistan'a kimse sesini çıkarmıyor. Hangi uluslararası toplantı olursa olsun, bu tablolar bizim dilimizde olacak.
KATIKSIZ FAŞİSTLER!
Bizim İdlib'den ülkemize yönelen 1,5 milyonluk göç dalgasının önüne geçmeye çalıştığımız dönemde Avrupa birkaç yüz bin sığınmacıya tahammül edememiştir. Katıksız bir faşist olduklarını tüm dünyaya göstermişlerdir. TBMM İnsan Hakları İnceleme Komisyonumuz raporunu tamamladı.
Suriye krizinin tırmanmasının ardından 18 Mart 2016'da bir anlaşma yapmıştık. Biz düzensiz göçmenleri kabul edecektik, AB de her iade edilen kişiye karşılık bir kişinin iskanını sağlayacaktı. Ayrıca Türkiye'ye mali yardım yapılacaktı. AB'ye tam üyelik kapsamında serbest dolaşımdan pek çok anlaşma yer alıyordu. Biz üzerimize düşeni fazlasıyla yaptık. Ege'den geçişler günlük 7 binlerden 70'lere düştü. Avrupa'ya geçişler yüzde 92 azaldı. Buna karşılık AB üye ülkeleri yükümlülüklerini yerine getirmedi. Mali yardım da ya hiç yapılmadı ya da dolaylı yoldan önemli kısmının hebasıyla gelebildi. Aldığımız engel olmama kararı ile AB yine alarma geçti.
Son iki haftadır telefonda, yüz yüzde bu meseleleri konuştuk. Brüksel'e giderek hem NATO hem AB yetkilileriyle bir kez daha ele aldık. Lafa gelince ülkemizin haklılığını herkes kabul ediyor. AB'nin ve asıl söz sahibi ülkelerin krizi önüne geçme konusunda kararlı bir duruşlarını henüz görmedim.