"Bunları beşer olarak tasavvur edersek şirk olur." yargısı yanlıştır.
Caminin duvarlarında bu isimlerin asılmasının şirkle hiçbir alakası yoktur. Bu durum, İslam dininin toplum hayatına nakşedilip tesisinde bu zatların katkısını hatırlatıyor. Hz. Peygambere (asm) en yakın insanlar oldukları için hatıralarına saygı gösteriliyor.
Emevilerin Halife Ömer b. Abdulaziz'e kadarki dönemlerde Hz. Ali'ye karşı olumsuz bazı sözler söyleniyordu. Şialarda ise, ilk üç halifeye yer verilmiyordu.
İşte Ehl-i sünnet bu isimlerin hepsini bir araya getirmek suretiyle, ifrat ve tefritten uzak bir itidal çizgiyi benimsediklerini göstermişlerdir.
Hutbede dua etmek çok önemlidir. Bazı alimlere göre hutbenin olmazsa olmaz şartlarındandır. Duayı genel olarak yaptığımız gibi isim vererek de yapabiliriz. Bunun şirkle yakından uzaktan bir alakası yoktur.
- İsimleri verilen bu insanların Resulullah'a olan yakınlıkları sebebiyle, hutbede bile dua edilirken özellikle zikredilir olmuşlardır. Bazı hutbe kitaplarında bunlara ilave olarak Hz. Hamza ve Hz. Abbas'ın da adı geçer.
- Eğer maksat sadece bunların her birisinin bariz bir özelliğini öğrenmek ise denilebilir ki:
Hz. Ebu Bekir'in sadakatı, Hz. Ömer'in adaleti, Hz. Osman'ın haya ve şefkati, Hz. Ali'nin şecaat, ilim ve takvası, Hz. Hasan'ın sulhçu ve barışçı olması; Hz. Hüseyin'in zulme direnmesi ve raşit hilafet taraftarı olması gibi özellikleriyle öne çıkarılmışlardır.