İstanbul Adli Tıp Kurumu 6. İhtisas Dairesi Kurulu üyesiyken KHK ile ihraç edilen, sonrasında açtığı klinikte çocuklara ve ailelere taciz ve şantaj kâbusu yaşatan Ergen ve Çocuk Psikiyatristi Prof. Dr. Süleyman Salih Zoroğlu'nun mağdurları dehşeti anlatmaya devam ediyor.
"SEANSLARA TEK GEL"
FETÖ'cü profesörün ağına takılan onlarca çocuktan yalnızca biri olan 17 yaşındaki N.G., tuzaktan son anda kurtulduğunu anlattı. Geçen yıl 16 yaşındayken okul başlama dönemlerinde derslerindeki adaptasyon problemi ve zayıf ders notları nedeniyle ergen psikiyatristi olarak profesöre başvurduğunu ifade eden N.G., "Benim içimde başka bir kişilik olduğunu ve bu kişiliğin sözde gerçekleri ona söylememi engellediğini ima etti. Ben buna inanmadığımı söylemiştim. Bir iki seans sonra kliniğe tek gelmem gerekti��ini söyledi. Tek gittim. Sonraki seanslarda ketamin adı verilen ilacı burnumdan vermiş ve yutmamam gerektiğini söylemişti. Burnumdan damla olarak vermiş ve başımı eğmiştim. Bir seansta 3 kez verdi bu ilacı. Çok feci şekilde afallamıştım. Bunu neden verdiğini sorunca 'Daha rahat konuşmam için' demişti. Yanında doktor bir çalışan daha vardı. O ilacı verdikten sonra kendisi odadan çıkmıştı" dedi.
N.G., "Seanslarda babam hakkında sürekli ileri geri konuşunca ben eve gelip bir daha gitmek istemediğimi ve verilen ilaçları da kullanmayacağımı söyledim" şeklinde konuştu.
UÇURUMUN EŞİĞİNDEN DÖNMÜŞÜZ
Kızının son anda tuzaktan kurtulduğunu aktaran baba T.G. ise, "Hiç zayıf dersi olmayan kızımın bazı derslerinde zayıf notlar gelmesiyle tavsiye üzerine Prof. Dr. Süleyman Salih Zoroğlu'na gittik. 5-6 seans devam ettik. İlk zamanda birlikte gidiyorduk. Sonrasında 'Kızınız tek gelsin, sizin gelmenize gerek yok' denildi bize. Zaten biz gelemeyelim diye sürekli iş saatlerimde randevu veriyordu. Biz de 'Tek gitsin daha rahat kendisini ifade etsin' diye düşünmüştük. O dönem konduramadık ama demek ki böyle adi insanlar varmış. Kızıma burnundan ketamin enjekte etmişti. Ailece uçurumdan dönmüşüz. Bu adam onlarca aileyi dağıtmış, yıkmış. Bu iş bununla kalmamalı. En ağır şekilde cezasını çekmeli. Şimdi bir dışarı çıkarsa diğer FETÖ'cüler gibi kaçar gider, yakalanmaz. Bir an önce cezasını alsın çeksin" dedi.
Bir başka mağdur olan 1. sınıfa giden bir çocuk, öfke kontrol sorunu ile öğretmen tavsiyesi ile Prof. Dr. Salih Zoroğlu'nun Bakırköy'deki özel muayenehanesine götürüldü. Asperger Sendromu teşhisi konulan çocuk, 4. sınıfa kadar Prof. Zoroğlu'ndan tedavi gördü.
HAPİSTE OLDUĞU DÖNEM YURT DIŞINDAYIM DEMİŞ
Çocuk henüz 10 yaşındayken ailesi İstanbul'dan başka şehre taşındı. Tedavisi orada devam etti. 2016'da randevu almak için Prof. Zoroğlu'nun muayenehanesini aradıklarında doktorun yurt dışında olduğu söylendi.
Gerçek ise oldukça farklıydı. 15 Temmuz Darbe Girişimi'nden sonra FETÖ'nün İstanbul Üniversitesi yapılanmasına yönelik soruşturmada Zorluoğlu tutuklanmıştı ve 15 ay hapiste kalmıştı.
Çocuk, 8. sınıfa geldiğinde durumu kötüleşti.
2021'de Prof. Zoroğlu'ndan online terapi aldı. Bu terapilerde doktor, çocuğun odada yalnız olmasını ve ailesinin kesinlikle terapiyi dinlememesini söylüyordu.
Doktor, çocuğa "Abin özel bölgelerine dokunuyor mu?", "Abinin özel bölgelerini gördün mü?", "Abin senin yatağına gelip bir şeyler yaptı mı?" diye soruyordu. Kız ise "Hayır böyle bir şey olmadı" dedi, cinsel istismarla ilgili bu soruların hepsine "Hayır" diye yanıt verdi. Anne bu konuşulanlara kulak misafiri oldu.
Anne daha sonra doktorun çocuğun ağabeyini kötüleyen sözlerini duydu. Zoroğlu, "Abin pislik, senin abin bir şerefsiz" diyordu. Bu sözleri duyunca anne büyük şaşkınlık yaşamıştı. Kızı ve ondan 10 yaş büyük ağabeyi her kardeş gibi ufak tefek sorunlar yaşıyordu.
Duydukları karşısında şoke olan anne, online seanstan sonra Prof. Zoroğlu'nu aradı. "Hocam bunları söylemeniz doğru mu? Abisine 'Pislik' diyorsunuz. Kin besliyor, araları bozuluyor" dedi.
Prof. Zoroğlu, ise "Ben bilinçaltına inmeye çalışıyorum. Belki anlatmadığı şeyler var. Bana güvensin, anlatsın diye böyle konuşuyorum" diye yanıt verdi.
AİLE İLE GÖRÜŞMEYİ REDDETTİ
Profesör aileden apar topar İstanbul'a gelmelerini isteyerek durumum acil olduğunu belirtti. Durum karşısında kaygılanan aile, soluğu klinikte aldı. Terapi çıkışında aileye bir A4 kağıt verildi. Kağıtta yazanlar ise dehşete düşürdü. İşte o detaylar;
"Bugünkü seansta çok öfkeli bir alterle karşılaştık. Kendini Kanlı Berk olarak tanıttı. Adının neden Kanlı Berk olduğunu sorduğumda; insanların etini kanlı kanlı yemek istediğini söyledi.
Baba, anne ve ağabeyi. Bu üç kişi için çok olumsuz ve kötü konuştu.
Bu alter kişiliği çağırdığımızda çok kötü ve öfkeli davrandı. Telefonu fırlattı.
Sakın bulaşmayın. (Baba da evde bulunmasın. Bir bildiğim var da söyledim.)
Ağabeyini canlı canlı öldüreceğini belirtti.
Ağabeyi ile onu karşılaştırmamalı.
Siz de sakın bir odada yalnız kalmayın.
Zira fırsat arıyor. Vicdan, insaf, merhamet yok.
Otopsi izleyip hayalini kuran ve bundan zevk alan bir kişilik.
Valla bu hastalığı bilmesem bu 'Cin', 'Şeytan' diyeceğim.
Allah size sabır versin.
Not: Telefonuna dokunmayın. Şifresini sormayın.
Kişisel ve şahsi alanlarına girmeyin."
Yazılanlara anlam veremeyen ailenin profesörle konuşma talebi reddedildi. Çocuk, teapiden çıktığında elinde oyuncak bir araba şeklindeki hoparlör vardı. Bu hoparlörü doktorun verdiğini bununla müzik dinleyeceğini söylemişti. "Ben sonra hoparlörü doktora geri vereceğim" demişti. Ama bu hoparlörle bir kez bile şarkı dinlemedi. Sadece şarja takmıştı. Annesi 'Şarjı dolmuştur, çıkartayım" dediğinde izin vermiyordu, "Şarj olması gerekiyor" diyordu.
TEHDİT MESAJLARI
Bir süre sonra çocuğun durumu iyice kötüleşince aile kendi yaşadıkları yerde bir psikologa gitmeye karar verdi.
Bu kararlarını Zorluoğlu'na bildikdiklerinde profesör kendilerini tehdit ederek, kızınızı bana getirin benimle kalsın. diyerek "Böyle olursa çocuk sağlığına kavuşur kavuşmaz tüm bildiğim şeyleri ve bendeki ses, görüntü, çizim, yazı gibi bilgi, belge ve delilleri alır yok eder ve hayatınızdan çıkarım." dedi. Durumun karşısında ne yapacağını şaşıran anne, kızına profersörün ona bir şey yapıp yapmadığını sordu.
GİZLİ KAMERA DETAYI
Kızı seansta kendisine iğne ile bir madde verildiğini söyleyerek, "Hoca bana 'Oyuncak arabayı odayı gören yere koy, sürekli fişe tak. Ben neler olduğunu göreyim, elimizde delil olsun' dedi. Babam odaya girdiğinde bağırıp çağırmamı, camları vurup kırmamı, 'Bana tecavüz ediyor' diye bağırmamı söyledi." dedi.
Anne koşarak kızının odasına gidip araba şeklindeki hoparlörü aldı. Adaptörün içinde kamerayı ve hafıza kartını buldu. Profesörün kızının elleriyle evlerine kamera yerleştirdiği böylece ortaya çıktı. Olayın ardından aile avukata gitti.