Cilt dostu afrodizyak

BİZE ait olmasa da Türk mutfağına artık sokmaya başladığımız bu 'kendi meyve tadı sebze' besinin cilt sağlığınıza olan katkılarından bahsedeceğim bugün. İçerdiği olağanüstü faydalı yağlarla cildinize hem 'içten' hem de girdiği kozmetik ürünlerle de 'dıştan' katkı sağlayan kelimenin tam anlamıyla 'cilt dostu' bir gıda. Kelime anlamı oldukça ilginç avokadonun, Aztekçede 'ahuacatl' yani 'testis' anlamına geliyor, insan testisine olan benzerliğinden esinlenilmiş. Aztekler, bu benzerlikten yola çıkarak mı bilinmez, tarih boyunca afrodizyak olarak kullanmışlar bu lezzeti. Öyle ki, o zamanlar o yörede insanlar rahatlıkla satın alamazlarmış bu meyveyi, utanırlarmış. İngilizlerin bu avokadoya verdiği isim de oldukça ilginç ; 'timsah armudu', dış yüzeyinin timsah derisine olan benzerliğinden esinlenilmiş. Oldukça eski bir meyve aslında, M.S. 900'lü yıllara ait olduğu düşünülen avokado şeklinde büyük bir cam kavanoz bulunmuş arkeolojik kazılarda Chanchan'da.
FAYDALI YAĞLAR VAR
Avokado, her dem yeşil olan tropikal bir ağacının meyvesi. Halkımızın son yıllarda tanıştığı Meksika kökenli bu egzotik tat, yağ içeren ender meyvelerden biri. 1700'lü yıllarda Avrupalı denizciler 'denizci yağı' diye adlandırıp seferler sırasında bisküvilere sürüp yerlermiş bu dayanıklı meyveyi. Yağ deyince öyle hemen ürkütmesin sizi, içerdiği yağlar vücuda faydalı olan cinsten. Avokado içerisinde, hücre zarlarımız ve hormon yapımı için zaruri olan kolesterolü yükselten oleik asit gibi 'tekli doymamış' yağlar mevcut. 'Tekli doymamış yağ asidi' neden bu kadar önemli? Dünyadaki her şeyin bir kimyasal formülü var! Suyun, asitlerin, yemeğinizdeki yağın, kullandığınız şampuanın, saçınızdaki keratinin, yani her şeyin... Kimyasal formülünün yapısından ötürü tek bir doymamış karbon atomu içeren bu yağlar, güneş ışınlarına maruz kalan cilt hücrelerinin ve aynı zamanda damar etrafındaki yağların oksitlenmesini önlüyor. Bu oksitlenme damar tıkanıklığını başlatan mekanizmaların çekirdeğini oluşturduğu için çok ama çok önemli. Güneş ışınları da ilk hasarlanmayı bu oksitleme mekanizması ile oluşturuyor zaten ve erken yaşlanmadan başlıyor, DNA hasarlanması ile kansere kadar varıyor ucu…