Son dönemlerde gerek klinik gerekse hayvan deneyleri sonuçları, bitkisel içeriklerin kozmetik ürünlerde kullanımının etkinliğine bilimsel geçerlilik kattı.
Bu maddelerden en çok bilimsel veri olan bitkisel kaynak yine nar. Yine diyorum, çünkü daha önce narın çeşitli farklı özelliklerinden ayrı ayrı bahsetmiştim bu köşede, şimdi sıra bu bereketli meyvenin kozmetik geçerliliğini anlatmakta… Kozmetikte, çekirdeğinden elde edilen yağ kullanılıyor ama bu kıymetli meyveyi
'içten' tüketmek de çok önemli hücre yenilenmesine yardım etmek için. Üzerinde en fazla bilimsel araştırma yapılmış meyvelerin başında geliyor belki de… Bunu sonuna kadar hak ediyor bu bereketli meyve çünkü antioksidan gücü diğer meyvelerin çok ama çok ötesinde, yeşil çaydan ve hatta o üzerinde çok durulan kırmızı şaraptan üç kat daha güçlü bu konuda. Bu
antioksidan güç, hem güneşle mücadelede hem de güneş sonrası onarımda oldukça yardımcı. 'Serbest radikal' diye adlandırdığımız istenmeyen oksijen yan ürünleri, güneşin kısa ve uzun vadedeki yıpratıcı etkilerinden sorumlu en önemli tehlikeler. Experimental Dermatology adlı bilimsel derginin 2009 Haziran sayısında,
nar özütü içeren ürünlerin, ciltteki ultra viole ışınlara bağlı oluşan hasarı onardığına dair bir çalışma yayınlandı. Deneyde UV-B ışınlarını kullanmışlardı, gerçekten de bu ışının gerek foto-aging
(güneşin yaşlandırıcı etkisi) gerekse kanser yapıcı etkisinin diğer ışınlardan daha güçlü. UV-B radyasyon, cildin yapısında bulunan, başta kollajen olmak üzere birçok proteinin yapısını bozuyor ve erken yaşlandırıyor.
CİLT HASARINI YOK EDER
Bu ışınlar cilt hücrelerindeki DNA'ya da hasar veriyorlar ki genetik şifremizi taşıyan
DNA'daki herhangi bir hasar, onarılmadığı zaman kansere dönüşmeye mahkum. Bu çalışma bir hücre deneyi, cilt hücreleri kullanılmış, bu hücreler UV-B ışınlara maruz bırakılıp daha sonra çeşitli yöntemlerle, hücrelerdeki protein oksidasyonu ve DNA hasarı miktarı saptanmış. Nar ürünlerinin hasarlı protein ve DNA'nın onarımına etkisi gözlemlenmiş. UV-B ışından önce nar ürünleri ile muamele edilen hücrelerde bu hasarların daha az olduğu saptanmış. Çalışma sonunda da nar ürünlerinin güneşin
ciltte oluşturduğu hasarlardan hem erken yaşlanmayı hem de kanseri önlediği sonucuna varılmış. Bu meyvenin güçlü antioksidan etkisi de onu iyi bir damar koruyucu yapıyor aynı zamanda. Kılcal damarlar güneşin yıpratıcı etkisinden en fazla nasibini alan doku, bu nedenle, güneş sonrası bakımda, bu meyvenin içten tüketilmesi de çok önemli. Doğayla kalın, sağlıklı ve güzel kalın.
BOL BOL YİYİN
Nardan üretilen kozmetiklerin yanı sıra bu bereketli meyveyi doğal haliyle tüketmek de birçok hastalık ve riski ortadan kaldırıyor.
GÜNÜN DİĞER HABERLERİ İÇİN TIKLAYIN