Hastalıkların peşimizde koştuğu şu günlerde doğru bilenen yanlışlar hastalığa yakalanma riskini artırıyor.
İstanbul Florance Nightingale Hastanesi uzmanlarından Dr. Özgür Şamilgil, beslenmede doğru sanılan yanlışları şöyle sıralıyor...
Kemik erimesini engellemek için süt içilmeli? Aksine
süt içilmesinin kemik erimesini arttırıcı, peynir ve yoğurt tüketiminin ise kemik erimesini engelleyici olduğu araştırmalarla destekleniyor. İnek sütünde kalsiyum fazla olsa da emilimi zayıf oluyor.
Koyu yeşil yapraklı sebzelerdeki kalsiyum magnezyum dengesi, kana çok daha fazla kalsiyum emilmesini sağlıyor ve kemik erimesine engel oluyor.
Yemekle içilen çay demir emilimini bozar, C vitamini ise demir emilimini kolaylaştırır, o halde limonu çay içmeliyiz? C vitamini ısıya dayanıksız
olduğundan 60-70 derecede içilen çayda hızla yok oluyor, işe yaramıyor. Bu nedenle en iyisi çayın yemekten 1 saat sonra içilmesi gerekiyor.
Tereyağı, yoğurt, peynir, kırmızı et gibi gıdalardaki katı yağlar zararlıdır? En uzun yaşayanlar listesinde ilk sıralarda yer alan Girit'lilerin günde 250 gr civarında
yüzde 70 yağlı keçi peyniri tükettiği biliniyor. Fransa, Hollanda ve Norveç'de katı yağ tüketimi fazla olduğu halde kalp damar hastalıklarının az rastlandığı, düşük yağ tüketimi olan Şili'de ise daha fazla saptandığı ayrı bir gerçek.
Ayçiçek yağı, pamuk yağı, mısırözü yağı çok faydalı mıdır? Balık kızartılırken kullanılabilir mi? Bunlar, Omega-6'dan zengin çoklu doymamış yağ asitleridir. Yeterince balık tüketmeyenlerde Omega-6/omega-3 dengesini, vücutta iltihap yaratıcı omega-6 lehine bozuyorlar. Fabrikada yüksek ısı ve basınç altında üretilen bu yağlar, dokuları yıpratıcı trans yağlara dönüşüyorlar. Balık pişirirken kullanılırsa, balıktaki Omega-3 faydalı yağın vücutta kullanımını engelliyorlar. Soğuk sızma zeytinyağının ise böyle bir olumsuz etkisi yok.
Az ve sık günde 6 öğün yemek sağlıklıdır? Doğal hayatta buzdolabı ve kilerin bulunmadığını, besine ulaşımın kolay ve garantili olmadığını düşününce bile doğru olması mümkün görünmüyor. Açlık, şeker depolarının boşalmasını sağlıyor ve bu sayede yağ yakılmaya başlıyor, sık ve az yediğimizde şeker depolarının boşalmasına imkan olmuyor. Bundan sadece iki yüzyıl öncesine kadar en fazla iki öğün yemek yendiği biliniyor. Vücudumuz açlığa dayanıklılığı sayesinde bu günleri görebildiğine göre günde 2-3 öğünle beslenmek daha doğal görünüyor.
Araştırmalara göre günde
4 öğün beslenmek 2 öğün beslenmeye göre kalın barsak kanseri riskini yüzde 90 kadar arttırıyor.
Yaşlandıkça daha az protein tüketilmeli? 65 yaş üzerindekilerde fazla protein tüketimi ölüm oranında yüzde 28
düşme, kanser bağlı ölümlerde yüzde 60 azalma sağlıyor. Üstelik kemik erimesi riskini de azaltıyor.
Kansere karşı koruyucu olan büyüme hormonunu,
65 yaştan sonra kas erimesiyle hızla eksiliyor. Bunun engellenmesi için yüksek proteinli diyetin gerekliliği ortaya çıkıyor.
GÜNÜN DİĞER HABERLERİ İÇİN TIKLAYIN