YÜKSEK KOLESTEROL: Soya fasulyesinin yüksek kolesterol üzerindeki etkisi konusunda yapılan araştırmaların çoğu soyada bulunan proteinin LDL kolesterolü ve total kolesterolü düşürdüğü yönünde sonuçlara sahiptir. Bu araştırmalarda menopoz öncesi ve sonrası dönemdeki kadınlarda ve aynı yaş gurubundaki erkeklerde soyanın yüksek kolesterolü belirgin oranlarda düşürdüğü tespit edilmiştir. Ancak aynı araştırmalara göre soya fasulyesi ve diğer soya ürünleri yüksek kolesterolü bulunan her kişide aynı olumlu sonuçları yaratmayabiliyor. Bunun farkın nedeni ise kişilerin bağırsaklarında bulunan ve soyanın kolesterolü düşüren bileşenlerinin sindiriminde kullanılan bakterilerin sayısı olarak açıklanıyor. Ayrıca soyanın kötü kolesterolü düşüren etkisi bu gıdanın kalp sağlığını korumak için önerilen gıdalar arasında yer almasını sağlıyor.
KANSER: Soya fasulyesinin kanseri önlemedeki etkisi hakkında yapılan araştırmalar daha çok ilerleyen yaşlarda erkeklerde sık görülen bir kanser türü olan prostat kanseri üzerine yoğunlaşmış durumda. Bu araştırmalar, düzenli olarak soya fasulyesi ve soyadan üretilen gıda ürünlerinin tüketiminin prostat kanseri riskini düşürdüğünü ortaya koyuyor. Soyanın kanseri önleyen etkisi 'genistein ve daidzein' adlı bileşenlerden kaynaklanıyor. Özellikle genistein kanserli tümör oluşumunu baskılayan ve hücrelerin doğal olarak ölmesini sağlayan (kanserin nedeni hücrelerin ölmemesi) p53 adlı proteinin üretimini tetikliyor. Bu protein aynı zamanda mevcut kanserli tümörlerin gelişimini yavaşlatıyor. Ancak yine de tüketiminde aşırıya kaçmamak gerekiyor.
KEMİK SAĞLIĞI: Soya fasulyesi kemiklerin gelişimi ve korunması için önemli olan kalsiyum bakımından zengindir. Buna ek olarak kemik yapısının korunmasında kullanılan magnezyum minerali de içerir. Soya fasulyesi ve diğer soya ürünlerinin yoğun olarak tüketildiği ülkelerin istatistiklerine bakıldığında osteoporoz ve diğer kemik sorunlarının daha az olduğu görülebilir. Sonuç olarak düzenli olarak soya fasulyesi tüketmek kemiklerdeki mineral kaybının önlenmesine yardımcı oluyor.
TİP 2 DİYABET: Son yıllarda soya fasulyesi, tip 2 diyabet hastalarının karşılaştığı en büyük sorunlar arasında yer alan karaciğer ve kalp hastalıklarına karşı korunmak için önerilen gıdalar arasında ilk sıralara yükselmeye başladı. Illinois Üniversitesi tarafından yapılan bir araştırmaya göre tip 2 diyabet kaynaklı karaciğer rahatsızlığı yaşayan hastalar protein kaynağı olarak hayvansal gıdalar yerine 'izole soya proteini' tükettiklerinde idrardaki protein oranı yüzde 10 kadar azalıyor ve karaciğerin fonksiyonu gelişiyor.
ALZEHİMER: Nebraska Üniversitesi araştırmacıları, antioksidan açısından zengin olan soyanın, yaşlanma ve yaşlanmaya bağlı hastalıkların sorumlusu olduğu düşünülen serbest radikallerin sebep olduğu zararları önleyebileceğini tespit etmişlerdir. Alabama Üniversitesi araştırmacıları ise, soya esaslı beslenmenin, yaşlı hayvanlarda Alzheimer hastalığına benzer hafıza bozukluklarını hafifletip hafifletemeyeceği üzerinde çalışmaktadırlar.
MENOPOZ: Soya fasulyesi ve diğer soya ürünlerinin yoğun olarak tüketildiği Japonya'da yapılan araştırmalar bu ülkede menopoza bağlı ter basması ve diğer belirtilerin yüzde 30 daha az yaşandığını ortaya koyuyor. Çoğu uzman menopoz döneminde günde 40-80 mg 'izoflavon' tüketmenin menopoz belirtilerini hafiflettiği konusunda birleşiyor. Bu miktarda izoflavon için yarım kase haşlanmış soya fasulyesi yemeniz yeterli.