Vücuttan su, tuz ve başka maddelerin atılımını sağlayan terlemenin nörolojik, hormonal, kardiyolojik nedenleri bulunabileceğini bildiren Prof. Karaca, bazen bu durumun enfeksiyon bulgusu ya da kanser habercisi de olabileceğini dile getirdi.
Hiçbir probleme bağlı olmadan el, ayak ve koltuk altı terlemesinin hastalık boyutuna varabildiğini ve "aşırı terleme" hastalığı olarak adlandırılabileceğini anlatan Karaca, şu bilgileri verdi:
"Aşırı terleme, kişinin uyanık olduğu durumlarda ortaya çıkıyor. Stres, korku veya aşık olma gibi kişinin duygu durumu da bu hastalığı tetikliyor. Hasta patronunu ya da istemediği birini gördüğünde korku filmi seyrettiğinde el, ayak, koltuk altında aşırı terleme söz konusu oluyor. Çok sık konuşulmasa bilinmese bile toplumun yüzde 3'ünü tehdit ediyor. Bu oran da Türkiye'de yaklaşık 2 milyon kişiye denk geliyor."
"HASTALIĞIN SOSYAL BOYUTU VAR"
Tedavi edilmeyen aşırı terleme hastalarının sosyal yaşamdan izole olduğunu ifade eden Karaca, toplumdan uzak kalmaya çalışan kişilerin iş hayatında da zorluklarla karşılaşabildiğini belirtti.
Bir öğrencinin aşırı terleme nedeniyle sınavda başarısız olabileceği gibi bir polisin silahını kavramakta zorlukla karşılaşabileceğini kaydeden Prof. Karaca, "Sempatik sinir sisteminin aşırı aktivasyonu nedeniyle oluşan bu hastalıkta kişi içe kapanık oluyor. Strese uzun süre maruz kalırsa günlük yaşama daha geç dönüyor" dedi.
Yaz aylarında ise aşırı terlemenin "çekilmez" hale geldiğine işaret eden Karaca, "Aşırı terleme hastası özellikle sıcak havalarda otobüse binemiyor, üzerindeki kıyafeti taşımakta bile zorluk çekiyor" diye konuştu.
Yaptıkları bilimsel çalışmalarda bu vakalarda kalp ve damar sistemi, ter bezi sayısı ve fonksiyonu ile kişilik özelliklerinde soruna rastlamadıklarını anlatan Prof. Dr. Şemsettin Karaca, ailesinde benzer sorun bulunanlarda ve kadınlarda bu rahatsızlığı daha sık gördüklerini belirtti.
Prof. Karaca, hastalığın çocuk yaşlarda ortaya çıktığını, ileri yaş dönemlerinde ise etkilerinin azaldığını söyledi.
"TEDAVİ ŞART"
Hastanın durumuna göre tedavi basamakları olduğunu bildiren Karaca, ter kanallarını tıkamaya ve ortadan kaldırmaya yönelik uygulamalar yapılabildiğini, botoks ve cerrahi yöntemlerin devreye sokulabildiğini ifade etti.
Bazı hastaların "galvanik akım cihazları" ile tedavi edilebildiğini aktaran Prof. Dr. Şemsettin Karaca, bu cihazların evde de kullanılabildiğini söyledi.
Son dönemlerde göğüs kafesine küçük bir kesiyle girilerek aşırı terlemeye yol açan sinir düğümünün etkisiz hale getirildiği "endoskopik torasik sempatektomi" yönteminin sıklıkla uygulandığını ve yüz güldürücü sonuçlar alındığını anlatan Şemsettin Karaca, 6-9 ay etkili botoksun da hastanın durumuna göre kullanılabileceğini, aşırı terlemeden kurtulmak isteyenlerin mutlaka bir dermatoloğa başvurması gerektiğini sözlerine ekledi.