Uyurken aldığı bilgiler ile hastalıkların reçetelerini yazabilen, geçmişten bilgiler alan ve geleceğe dair kehanetlerde bulunan enteresan kahin Edgar Cayce'in hayatını sizler için derledik...
Kahin denince akla gelen en ünlü isimler Baba Vanga ve Nostradamus'tur. Fakat sanılanın aksine, mistik yaşamları ve tarihe imza atan kehanetleri ile ün salmış Edgar Cayce, ömrü boyunca ve ölümünden sonrasına dair bir çok başarılı kehanette bulunmuştur.
Kehanet kelimesi kimi zaman kulağa olağandışı ve saçma gelse de bu meslek insanları tarih boyunca ürpertmiş istemeden de olsa "Acaba?" dedirtmeyi başarmıştır. Başta saydığımız iki ismin biraz gölgesinde kalsa da Edgar Cayce (nam-ı diğer Uyuyan Kahin) uyurken aldığı bilgilerle amansız hastalıklara reçeteler yazmış, geçmişten bilgiler almış hatta söylentiye göre ölen insanların ruhlarıyla dahi iletişime geçmiş, geleceğe dair ilginç kehanetlerde bulunmuş birisidir.
Örneğin, 1. dünya savaşı sona erdiğinde Cayce, Versay Konferansı'nın başarısızlığı neticesi daha da şiddetli olacak 2. Dünya Savaşı olacağını söylemiş hatta savaşın 1940 yılında başlayacağını ve ne zaman sona ereceğini dahi tahmin etmiştir.
Doğumu, küçük yaşta geçirdiği kaza ve komadayken kendi sorununa çözüm bulması ...
18 mart 1877 ABD Kentucky'de hayata gözlerini açan bu ağabeyimizin psişik güçlere sahip olduğunu kanıtlaması için çok bi zamanın geçmesine gerek yoktu. Henüz küçükken oyun oynamak için dışarı çıkan Cayce eve geldiğinde sebebi bilinmeyen bir durumdan ötürü komaya girer. Ailesi onu iyileştirmek için her yolu dener lakin Cayce komadan çıkmıyordur. Birgün Cayce komadayken konuşmaya başlar ve "Enseme bir beyzbol topu çarptı. Özel bir yakı yapın ve enseme kuvvetlice bastırın, acele edin! Beyin zarımın zarar görme ihtimali var." der. Ve yakı için kullanılacak malzemeleri söyler. Zaten biçare düşen annesi bu yolu denemekte bir sakınca görmez ve uygular. Cayce akşama doğru gözlerini yeniden açar.
"Anne ben ölmüş akrabalarımla iletişime geçebiliyorum"
Çocukluk yıllarında Cayce yaşıtlarından bir hayli farklı davranıyordu. Annesine ölmüş akrabaları ile iletişim kurduğunu söylüyor, okulda masasının üstüne koyduğu kitaba başını koyup uyuyor ve kitabı baştan sona ezberlemiş vaziyette uyanıyordu. Bu özelliklere bir anlam vermekte zorlanan ailesi yavaş yavaş çocuklarından şüpheleniyordu. Maddi imkansızlıklar onun da yakasını bırakmamış ve en sonunda okulu bırakmak zorunda kalmıştı. Küçük Cayce çeşitli işlerde çalışacaktı ve 21 yaşına geldiğinde bir mektup kağıdı fabrikasında iş bulmuştu. Fakat bir sorun vardı sesinin büyük bir kısmını kaybettirecek bir gırtlak hastalığına yakalanmıştı.
İş yine başa düştü
Çocukluk yıllarında geçtiği trans hali aklına gelen Cayce, bir kez daha denemeye karar verir ve bir arkadaşından yardım ister. Kendisi uyuyacak ve uyku esnansında birşeyler söylerse arkadaşı bu söylediklerini not edecektir. Uyumaya başlar. Doktorların çaresiz kaldığı ses kısılmasının tedavisi için gerekli reçeteleri ve tedavi yöntemlerini söyler. Arkadaşı tüm denilenleri not tutar. Cayce uyandığında hiçbir şey hatırlamıyordur. Tedaviyi uygularlar ve yavaş yavaş Cayce'nin sesi yerine gelir.
"Bunlar büyücülük şeyleri bence bu tedaviyi denememelisin"
Bu sözler Cayce'nin yine bir uyku sırasında ki okumasından sonra uyanınca kendisi tarafından söylenmiştir. Olay Cayce'nin amcasının yaşadığı kasabaya göçmesi ile başlar. Ufak bir fotoğrafçı açan Cayce'yi bir gün çocukluk arkadaşı olan Al Layne ziyaret eder. Al Layne'nin bir ayağı felçlidir ve arkadaşının yeteneğinden haberdardır. Fakat Cayce bu yeteneği kullanmama konusunda ısrarcıdır. Arkadaşının yalvarmalarına dayanamayan Cayce yine uykuya geçer ve hastalığın reçetesini yazar. Uyandığında yine bir şey hatırlamaz ve yazdırdıklarına bakınca "Burada ne yazdığını dahi bilmiyorum. Bunlar büyücülük şeyleri bence bu tedaviyi denememelisin" der. Lakin reçeteyi uygulayan Layne 1 hafta içerisinde iyileşir. Bu olay kasabada hızla yayılır ve Cayce'nin hayatında bir kilometre taşı olur.
"Herkese yardım edebilirim ama şartlarım var!"
Kasaba halkı artık Cayce'nin ününü biliyordur ve hastalıklarına şifa bulmak için ondan yardım istemeye başlarlar. Cayce ise herkese yardım edebileceğini fakat bir takım şartlarının olduğunu söyler. Hastasının yüzünü görmeyecek, trans halinde yanında bir doktor bulunacak, bu doktorun ücreti hasta tarafından karşılanacak ve bunun haricinde bir ücret talep etmeyecekti. Artık Cayce kasabaya şifa dağıtıyor ve ünü gün geçtikçe yayılıyordu.
50 yıl önce yazılan ve asla piyasaya sürülmeyen ada çayı suyu formulünü yazdırmıştır.
James Andrews adında bir demir yolu şirketi sahibi de Cayce'ye başvuranlar arasındadır. Seanslarda Cayce onun için birkaç ilaç ve bir ada çayı suyu yazdırmıştır fakat eksik olan şey ada çayı suyunun formülü bilinmiyordur. James gazetelere ilan verir fakat sonuç çıkmaz Cayce başka bir trans halinde ise formülü yazdırır. Birkaç gün sonra bir doktordan James'e bir mektup gelir. Mektupta aranılan ada çayı suyu formülünün 50 yıl önce kendisi gibi bir doktor olan babası tarafından yazıldığını fakat hiçbir zaman kullanmadığını ve piyasaya sürmediğini yazar. Formül Cayce'nin formülü ile birebir aynıdır.
Oğlunun gözlerini kurtarması ...
8 yaşında olan oğlu oyun oynarken bir magnezyum patlamasına neden olur. Doktorlar bir gözünü kurtarmak için diğerinin çıkarılmasını teklif ederler fakat Cayce kabul etmez. Uyku halinde yazdırdığı bir reçete ile 15 gün boyunca oğlunun gözüne 'tennik asit' uygulanmasını söyler. Doktorlar bunun çılgınlık olduğunu söyleselerde Cayce tedaviyi uygular ve 15 günün ardından oğlunun gözleri iyileşir.
"Yazılan reçeteler çok yerinde bu adam kesinlikle bir doktor olmalı!"
Doktorlar reçeteleri incelediklerinde ilaçların ve yöntemlerin yüksek doğruluk içerdiğini, Cayce'nin bir doktor olduğunu söylerler. Hatta bir komite ile bütün seanslarını titizlikle inceleyen Hekimler Sendikası Mahalli Sekreteri John Blackburn Edgar Cayce'a resmi konsultasyon yapma izni verir.
48 saat sonrasına yazılan 4 reçete ...
Bir gün trans halinde 4 farklı reçete yazdırır. Fakat ortada hasta yoktur. Cayce reçetelerin sahiplerinin 48 saat içinde geleceğini söyler. Sonuç hastalar gelir ve reçetelerini alırlar.
Piyasaya henüz sürülmemiş bir ilacı ve ismini yazdırır ...
Bir hastası için yine derin trans haline geçen Cayce 'Codiron' isminde bir ilaç ve üretici firmanın adresini yazdırır. Hasta ilacı almak için adrese gittiğinde yetkililer ilacın henüz piyasaya sürülmediğini ve isminin yeni koyulduğunu söylerler.
"Mısır uygarlığını Atlantisliler kurmuştur"
Cayce'nin tüm bu olaylardan da anlaşılacağı üzere geçmişte yaşayan insanların beyinleri ile iletişime geçtiği öngörülür. Onun bu trans seanslarında yazdırmış olduğu bilgilerin çoğu kayıp kıta Atlantis ile ilgilidir. Ona göre Atlantis halkı mö 10.500 lü yıllarda Mısır'a göç etmiştir. Yanlarında gelişmiş uygarlıklarının yazılı belgelerini de getirmiş ve bu sayede Mısır Uygarlığı'nın temellerini atmıştır. Peki bu kaynaklar nerededir? Bu konu hakkında Cayce bu kaynakların Sfenks'in yakınlarında ve henüz keşfedilmemiş olan kumlar altında bir piramitte olduğunu söylemiş. Ve bu piramite "Kayıtlar Salonu" ismini vermiştir.
Kehanetleri - 1 Büyük Buhran
1920 yılında yapmış olduğu bir kehanette amerika'nın büyük bir ekonomik kriz geçireceğini ve bu krizin 1933 yılında son bulacağını söylemiştir. Ve meşhur Büyük Ekonomik Buhran başlamıştır, Cayce'nin de dediği gibi 1933 yılında sona ermiştir.
Kehanetleri - 2 Hitler Almanya'nın başına gelecek.
1934 yılında Hitler'in Almanya'nın başına geçeceğini ve dışardan bir müdahale gelene kadar kalacağını söylemiştir.
Kehanetleri - 3 Avrupa hakkında
Avrupa haritasının büyük bir kısmının bir anda değişeceğini söylemiş, özellikle akdeniz kıyıları İtalya ve Yunanistan'dan bahsetmiştir. Vezüv ve Pelée Yanardağlarının aktifleşeceğini söylemiştir.
Kehanetleri - 4
"Japonya denize gömülecektir."
Kehanetleri - 6
"ABD'nin batı kıyılarında yeni kara parçaları ortaya çıkacaktır"
Kehanetleri - 7 teknoloji hakkında
"Elektrikli arabalar yapılacak, ışıktan silah üretilecektir"
Kehanetleri - 8 iklim ve zaman hakkında
Dünya'da soğuk iklim ile sıcak iklim yer değiştirecek, kutuplar kayacak, güneş kararacaktır. Dünya'da 3. bir zaman dilimi meydana gelecektir.
Kehanetleri - 9 Amerikan Başkanları hakkında
"1939 yılından sonra görev yapan 2 Amerikan Başkanı görev süresi dolmadan ölecektir" bkz. Roosevelt ve Kennedy
Kehanetleri - 10 Vietnam
Vietnam savaşının başlangıç tarihini öngörmüştür ve savaş dediği tarihte başlamıştır.
1930'da yaptığı kehanette Üçüncü Dünya Savaşı olmayacağını ancak dünyayı daha büyük bir tehlikenin beklediğini söylemiştir. Bu tehlikenin, o dönemde hiç de sözü edilmeyen 'küresel ısınma'yla birlikte başlayacak doğal felaketlerle geleceğini açıkladı. Antaktika ve Grönland'daki buzulların eriyeceğini öngören kahin, bununla birlikte su seviyesinin yükseleceğini ve ABD'de San Francisco ve Los Angeles gibi kıyı kentlerinin yok olacağını belirtmiştir.
Buzulların erinesiyle dünyanın giderek daha büyük depremlerle sarsılacağını öngören Cayce'a göre 'Depremler dünyanın şeklini ebediyen değiştirecek ve 21. Yüzyılın sonunda dünya eskisine hiç benzemeyecek. Cayce şöyle diyor: 'Kuzey bölgelerinde ve Antarktika'da kabarmalar ve depremler, yerkürenin sıcak bölgelerinde volkanik patlamalar olacak. Kutuplar yer değiştirecek; öyle ki, soğuk veya yarı tropikal ülkeler daha tropikal olacaklar ve oralarda dev eğrelti otları ve yosunlar çıkacak. Değişimler meydana geldiğinde, birkaç yıl içinde Atlantik ve Pasifik'te yeni karalar ortaya çıkacak, günümüzdeki pek çok ülkenin kıyıları da okyanusun dibine gömülecek. Değişimler meydana geldiğinde, birkaç yıl içinde Atlantik ve Pasifik'te yeni karalar ortaya çıkacak, günümüzdeki pek çok ülkenin kıyıları da okyanusun dibine gömülecek. Dünyadaki tüm ülkeler arasında, depremlerden en az zararı İrlanda görecek, bu değişimler sırasında Japonya'nın da büyük bir bölümünün denize gömülecek.
Önümüzdeki Yılların Çehresi
Cayce'ye göre uluslar üçüncü bir dünya savaşını engellemeyi başarsalar bile bu Paris, Londra ve New York'un haritalardan silinmesini önleyemeyecektir. Cayce kehanetlerinde asla nükleer bir tahripten söz etmedi. Ona göre birtakım nükleer deneyimler yapmak suretiyle olsa olsa dünyanın fizik güçleri harekete geçirilebilir, depremlere ve deniz baskınlarına neden olunabilirdi.
Cayce günümüz insanının da tıpkı Atlantis'te olduğu gibi kendi felaketini kendinin hazırladığını ifade ediyor. Hala yeraltında nükleer denemeler yapmayı sürdüren ülkelerin yetkilileri bu kehanetleri ciddiye almış, üzerinde biraz olsun düşünmüş olsalardı; kendi bindikleri dalın da üzerinde yaşayan diğer milyarlarca insana karşı olan vicdani sorumluluklarının şuuruna varabilirlerdi belki de...