'SAVCILIK ÇOK DERİN ARAŞTIRMA YAPIYOR'
Leyla'nın faili ya da faillerinin bulunması için yoğun çaba içerisinde olduklarına işaret eden Ali Artuk, gözaltına alınan kişilerin evlerinde muhtemelen arama yapıldığını bildirdi. Artuk, şöyle devam etti:
"Gerek müdahalede bulunan taraf, gerekse şüpheli tarafı gizlilik kararı nedeniyle delillere ulaşamıyor. Hangi işlemler yapılmış, nelere el konulmuş, hangi pratikler hayata geçmiş, bunu bizim bilme şansımız yok. Ancak cinayet dosyalarındaki süreci az çok biliyoruz. Cinayet dosyalarındaki prosedür bellidir. Arama, el koyma, suç verisi olarak değerlendirilen her şeyin adli merciler tarafından alıkonulması, belli kriminal merkezlere gönderilmesi şeklinde cereyan eden bir süreci içeriyor. Dolayısıyla bu köyde gözaltına alınan, adli kontrol tedbiri uygulanan ve tutuklanan kişilerin muhtemelen materyallerine, dijital verilerine, evdeki suç unsuru olarak değerlendirilebilecek ya da Leyla'nın fail ya da faillerini bulmaya yönelik bütün argümanlara savcılık el koymuştur diye düşünüyorum. Bizim elimiz kolumuz bağlı, aslında biz adli mercilere maddi gerçeğin ortaya çıkarılması bir organizasyon ise bu organizasyonun bütün üyelerinin tespit edilip, ceza almaları ve hesap vermeleri için adli mercilere baro olarak yardımcı oluyoruz. Biz Leyla'nın tarafındayız, faillerinin bulunması için bir çaba içerisindeyiz. Ucu kime dokunursa dokunsun, adli mercilerin sonuna karar gitmesi gerektiğine inanıyor ve bu inancımızı onlarla paylaşıyoruz. Biz ceza konusunda uzman, kendisini son derece geliştirmiş Ağrı barosunun kıymetli üyeleri ile istişare etmek suretiyle bu dilekçeyi verdik. Dilekçe ışığında adli mercilerin hareket etmiş olduğunu, oradaki tüm paremetreleri analiz etmiş olduğunu düşünüyorum. Savcılığın, soruşturmayı çok derinlikli, çok boyutlu, çok uzman bir ekiple yürüttüğünü ve fail ya da faillerin bulunmasına ilişkin çok ciddi çaba içerisinde olduğunu düşünüyorum."
'ORGANİZASYON OLDUĞU KANAATİNDEYİM'
Meslek hayatından edindiği tecrübeler doğrultusunda Leyla cinayetinin tek kişi tarafından işlenmediğini düşünen Artuk, "Edindiğim tecrübe üzerinde değerlendirmemi yapıyorum. 18 gün boyunca bir yerden bir yere kapatılıp o kızın alıkonulduğu, sonra açlıktan ve susuzluktan öldüğü, daha sonra o yerden alınıp köyün 2-3 kilometre ötesine götürülüp bir dere kenarına bırakıldığı, 300 metre uzaklıkta kıyafetlerinin delilleri karartmak üzere çıkartıldığı hadisesini bir kişiye mal edilemeyeceği, dolayısıyla ortada organizasyon olduğu kanaatindeyim. Birçok failin olabileceği, asli fail mi, fer'i fail mi bunu yargılama makamı tespit etmesi durumunda ilerleyen süreçte kendisi değerlendirecektir. Ancak ben bir kişiyle sınırlı bir olay olmadığını düşünüyorum" diye konuştu.