Akıl sağlığının asıl merkezi mide ve bağırsak! Glütensiz beslenmek gerek...
Araştırmalar, şizofreni ve bağırsak arasındaki bağlantıyı ortaya çıkardı. Dr. Natasha Campbell- McBride, beyaz ekmek yiyenlerde bu hastalığın daha sık görüldüğünü anlattı. Glütensiz beslenilmesi gerektiğini vurguladı.

DR. Natasha Campbell- McBride, araştırmalarıyla tıpta çığır açtı. Geliştirdiği GAPS Diyeti ile otizmli oğlunu iyileştirmeyi başardı. Bugün de şizofreni ve tahıl tüketimi arasındaki bağlantıyı açıkladı. Ekmeğin, şizofren yaptığını anlattı. TAKVİM okuyucularıyla şu bilgileri paylaştı... Depresyon, bipolar bozukluk, disleksi ve şizofreni hastalıklarının çok fazla örtüşen özelliği var. Şizofreni tam olarak ortaya çıkmadan önce yıllarca depresyon belirtileri gösterir. Şizofreni hasalarının aile üyelerinde de disleksi, depresyon ve otizm şikayetleri görülür. Pek çok araştırma, şizofreni hastalarında kalp, diyabet, akciğer ve bağışıklık sistemi bozuklukları olduğunu da gösterir. Şizofreni hastalarında asıl besin eksikliği, sindirim sisteminde bulunur. Psikiyatrist Philippe Pinel, 200 yıl önce akıl sağlığının asıl merkezinin mide ve bağırsakta olduğunu söylemiştir.

TAHIL = ŞİZOFRENI!
Prof. Dr. Curtis Dohan, sindirimde yaşanan anormalliklerin şizofreniye neden olduğunu vurgulamıştır. Şizofreni ve Çölyak hastaları arasında çok fazla benzerlik olduğunu savunmuştur. Hiç tahıl tüketmeyen Güney Pasifik ülkelerinde şizofreni vakasına rastlanmadığını keşfetmiştir. 1845'teki patates kıtlığına kadar İrlanda'da tek bir şizofreni vakası yoktur. Kıtlık sırasında tahıl tüketiminin artmasıyla İrlanda, bu hastalıkta dünyada birincisi olmuştur! Şizofreni ve otizmli hastaların idrarlarında tahılın neden olduğu opiatlara rastlanır. Bu da iki hastalık arasındaki bağlantıyı gösterir. GAPS'lı çocuklara uyguladığım beslenme programı, şizofreni hastalarında da işe yaramıştır.

POĞAÇALAR DÜŞMANIMIZ
Otizm, şizofreni ve Çölyak hastalığında glüten alınmaması tavsiye edilir. Bu yüzden hastaların diyetlerinin büyük bir kısmının glüten içermeyen buğday ürünleri oluşturur. Her evde buğdaydan üretilmiş ürünler bulunur. Farklı türde ekmek, bisküvi ve hamur işi için kullanılan farklı çeşitte unlar, fırınlarda önceden paketlenmiş karışımlar haline gelir. Bu karışımlar zaten 'işlenerek' besin değerlerini kaybeder. Birkaçını saymak gerekirse koruyucularla, böceklere karşı ilaçlarla, rutubetlenmesini önlemek için kimyasal maddelerle 'zenginleştirilir'. Daha sonra fırın, bu kimyasal karışımdan bizim için ekmek, kek ve poğaça yapar. Bu kez de bütün işlenmiş karbonhidratı, kimyasallarla birlikte fakat 'glütensiz' tüketmiş oluruz. Ağzınıza attığınız bir parça beyaz ekmek, bağırsaktaki parazitleri, bakterileri ve mantarları besleyen bir besin haline gelir. Dolayısıyla bağırsak sağlığını bozar. Bu durum, adeta bir kısır döngü gibi GAPS'lı hastaların ortaya çıkmasına neden olur.


1 büyük karnabahar dilimlenmiş