Hadi ipucu 27 Mart: Myra antik kenti nerede? Myra haritası! 12.30 Hadi ipucu sorusu

Myra antik kenti, Hadi ipucu sorusunda yer aldı. Bugün 12.30 yarışmasında ödül 10 in TL olacak. Bu antik kent devre ovasına kurulmuştur. Hadi tarafından Myra'nın nerede olduğu soruldu. Peki, Myra antik kenti nerede? İşte 12.30 Hadi ipucu sorusunun cevabı ve Myra antik kenti haritası...

takvim.com.tr takvim.com.tr
Giriş Tarihi :27 Mart 2019 , 10:35 Güncelleme Tarihi :27 Mart 2019 , 10:35
Hadi ipucu 27 Mart: Myra antik kenti nerede? Myra haritası! 12.30 Hadi ipucu sorusu

Hadi ipucu sorusu yayınlandı. Hadi bugün 12.30'da 10 bin TL ödülü ile ekranlara gelecek. Hadi tarafından yapılan açıklamada, "Bugünkü ipucumuz antik bir bölge olan Myra hakkında. Demre ovasına kurulmuş bu antik kent; kaya mezarlarından ve bastıkları sikkelerden anlaşıldığı üzere M.Ö. V. yüzyılda varolmuş ve "Yüce Ana Tanrıçasının yeri" anlamına gelmektedir. Peki sevgili hadiciler, siz bu bahsettiğimiz antik kentin hangi ilimiz sınırları içerisinde bulunduğunu biliyor musunuz?" denildi. İşte 27 Mart Hadi ipucu sorusunun cevabı ve Myra haritası...

HADİ İPUCU SORUSU (27 MART 2019)

Soru: Myra antik kenti nerede?

Cevap: ANTALYA KALE

Myra, Antalya'nın Kale ilçesinde bulunan antik bir Likya kentidir. Alacadağ, Akdağ sırası ve Ege Denizi arasında Demre Çayı tarafından taşınan toprakla oluşmuş verimli alüvyon ovasına kurulmuştur.


MYRA'NIN TARİHİ

Bugünkü Demre İlçe merkezinde ve civarında yer alan Myra Antik Kenti, aynı adı taşıyan ova üzerinde kurulmuştur. Myros nehrinin (bugunkü Demre Çayı) batısındaki ulaşıma elverişli kanal ile şehrin denizle bağlantısı sağlanmaktaydı. Kanalın diğer yanında yer alan Andriake (Çayağzı) limanından da bölgenin deniz ulaşımı ve ticareti yürütülmekteydi. Myra Antik Kenti özellikle Likya Dönemi kaya mezarları, Roma Dönemi tiyatrosu ve Bizans Dönemi Aziz Nikolaos Kilisesi (Noel Baba) ile ünlüdür.

Kaya mezarları, Likçe yazıtları ve sikkeler, Myra'nın en azından İ.Ö. 5. yy.dan itibaren varlığını sürdürdüğünü gösterirler. Strabon'un verdiği bilgiye göre Likya Birliğinin altı büyük kentinden biri olan Myra, Likçe yazıtlarda Myrrh adıyla anılır. İ.S. 2. yy. Myra'nın büyük bir gelişmeye sahne olduğu dönemdir. Likya Birliğinin Metropolisi olan şehirde, Likyalı zengin kişilerin yardımları ile birçok yapı inşa edilmiş ve onarılmıştır. Bizans Döneminde ise Myra, dini yönden olduğu kadar idari yönden de önde gelen şehirlerden biri olmuştur. Günümüze dek ulaşan ününü, Aziz Nikolaos'un (Noel Baba) İ.S. 4. yy.da şehrin piskoposu olmasına ve ölümünden sonra aziz mertebesine ulaşıp adına kilise yapılmasına borçludur.

Myra, 7. yy.dan itibaren gerek deprem, su baskını ve Demre Çayının getirdiği alüvyonlar, gerekse Arap akınları sebebiyle önemini yitirip 12. yy.da köy hüviyetine dönüşmüştür. Günümüz kalıntılarını, akropolün güney eteğinde yer alan tiyatro ile her iki yanında yer alan kaya mezarları oluşturur. Yapılan araştırmalara göre bugün oldukça sağlam durumda olan Roma Dönemi surlarının dışında, Helenistik hatta İ.Ö.5.y.y.'a tarihlenen sur kalıntılarına akropol tepesi ve çevresinde rastlamak mümkündür. Akropolün güney eteğinde yer alan tiyatro, gerek oturma sıraları gerekse sahne binası ile iyi korunmuş bir Roma Dönemi tiyatrosunun özelliklerini yansıtır. Sahne binası ikinci katın yarısına kadar ayaktadır. Tiyatronun hemen iki yanında, kabartmalı veya düz kaya mezarları yer alır.

Likyalıların ahşap ev mimarisinin kaya mezarlarına en iyi uyarlanmış örnekleri olan Myra mezarlarının içinde, ölüyü ve yakınlarını betimleyen kabartmalı mezar, en ilginç örneklerden biridir. Ayrıca yine kabartmalı veya kitabeli birçok kaya mezarı, kayalığın güneye bakan yüzünde üst üste veya yan yana sıralanmaktadır. Tiyatro yakınındaki şehir merkezine giderken yolun solundaki hamam kalıntıları ise Roma Dönemi tuğla mimarisinin erken ve ilginç örneklerini oluştururlar. Şehrin su ihtiyacı, Demre Çayının aktığı vadi kenarındaki kayaya oyulmuş kanallarla karşılanmaktaydı. Likya konfederasyonunda 3 oy hakkına sahip 6 şehirden biri olan Myra'nın "En parlak kent" unvanıyla anılması ne denli önemli bir kent olduğunu göstermektedir. Myra'nın Likya konfederasyonuna ait sikkelerin yanında kendi adıyla basılmış sikkelerinde, şehrin ana tanrıçası Artemis'in Anadolu'nun en eski tanrıçası Kybele formunda temsil edilmiş olması ayrı bir önem taşımaktadır. İ.S. 5.yy.da Likya eyaletinin başkenti olan Myra'nın, St. Paul ve arkadaşlarının uğradıkları şehir olması Hıristiyanlıkça da özel bir önem taşımaktadır. (Kaynakça: "Myra" Dünden Bugüne Antalya (II. Cilt), Antalya İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü, 2012, Antalya, s.202.)