"SULTAN VE ANNESİNE AİT OLABİLECEĞİNİ DÜŞÜNEREK KAZI YAPTIK"
Konu üzerinde bir yıldan fazladır çalıştığını ve çok emek verdiğini anlatan Arslan, bu çalışma için yüzlerce kitap okuduğunu aktardı.
Kümbeti, defineciler tahrip ettikten sonra tespit etmediklerini, öncesinde de burayı bildiklerini kaydeden Arslan, "Kümbet kalıntısının Sultan Keykubat ve annesine ait olabileceğini düşünerek burada kazı yapmak için müze ile irtibata geçtim." ifadesini kullandı.
Arslan, ecdada saygı gereği bölge için rölöve, restitüsyon, restorasyon ve rekonstrüksiyon projeleri hazırlanması ve yeniden ayağa kaldırılması gerektiğini sözlerine ekledi.
"SULTAN ALAADDİN' YAZISI OKUNUYOR"
Aziziye Belediyesi Taş Eserler Müzesi Koordinatörü Oğuzhan Türk de Erzurum Müze Müdürlüğünün yaptığı kurtarma çalışmalarında sandukaların Aziziye Belediyesinin ilgili deposuna nakledildiğini bildirdi.
Sandukaların koruma altında olduğuna işaret eden Türk, şunları aktardı:
"Buraya getirilen sandukaların üzerinde 'Sultan Alaaddin' yazısı okunuyor. Eserin geri kalan kısmı kırık olduğu için kime ait olduğu netlik kazanmadı. Bunun için mezardan çıkan kemikler üzerinden yapılacak DNA testlerinin ardından mezarın Selçuklu Sultanı 2. Alaaddin Keykubat'a ait olup olmadığı kesinleşecek. Hocalarımızın gerekli incelemelerine göre bu mezar yüzde 90 oranında Sultan 2. Alaaddin Keykubat'a ait ama bunu daha net söyleyebilmek için DNA testleri gerekiyor, bu da ileriki günlerde daha netleşecek."
Türk, sandukanın Aziziye Belediyesinin taş eserler deposuna nakledildiğini belirterek, "DNA sonuçlarıyla mezarın Sultan 2. Alaaddin Keykubat'a ait olduğu kesinleşirse orada bir ihya çalışması yapılacak. Mezardan çıkan kemikler yeniden eski yerlerine defnedilecek. Sandukalar tekrar yerine bırakılıp bölge koruma altına alınacak. Tahrip edilen kümbet, yeniden ihya edilecek." diye konuştu.
Kazıda bulunan ve biri Gürcü Hatun Tamara'ya ait olabileceği belirtilen diğer sandukalardaki kemiklerin de kimliklerinin yapılacak test ve araştırmalarla tespit edileceği bildirildi.