ABD, SİLAH VE EKİPMAN DESTEĞİNE DEVAM EDİYOR
ABD'nin halen SDG adı altında terör örgütü YPG/PKK'ya silah verip vermediğine ilişkin bir soruya Maier, "SDG'ye faaliyetlere uygun silah ve ekipman sağlamaya devam ediyoruz, ancak bunlar spesifik olarak DEAŞ ile mücadeleye yöneliktir." yanıtını verdi.
Bu konuda şeffaf olduklarını savunan Maier, sağlanan ekipman ve silahlara ilişkin bilgileri her ay Türkiye ile paylaştıklarını aktardı.
TERÖR ÖRGÜTÜ YPG/PKK'YA GÜVENCE
Maier, terör örgütü YPG/PKK'nın bazı siperlerini yıkmasının ardından ABD'nin, Türkiye'ye karşı örgüte herhangi bir güvence verip vermediğine ilişkin bir soru üzerine de şu değerlendirmede bulundu:
"Güvenlik mekanizmasının temel amacı, hem Türkiye ile müşterek bir çalışma vasıtasıyla onların güvenlik kaygılarını çözmek, hem de SDG'nin güvenliğini sağlamaktır. Bizim onlarla (SDG) ilişkimizin geçmişi de orada amacımızın DEAŞ ile mücadele olduğunu onlara yeni riskler getirmek olmadığını gösteriyor. Bununla şunu kastediyorum, siperlerin kaldırılması, Suriye'nin kuzeydoğusundaki halkın daha az güvende olduğu anlamına gelmemeli. Çünkü Türkiye ile çalışırken, Türkiye'nin Suriye'ye girme fikrinin önemli ölçüde gerilediği konusunda ikna olduk."
TÜRKİYE İLE ABD MUTABAKATININ SONRAKİ ADIMI
Güvenli bölge mutabakatının bir sonraki adımının ne olacağına ilişkin bir soruyu ise Maier, "Şu anda bu sürecin ilk günlerinde sayılırız. Ağustos sonundan bu yana uygulanmaya başladı. Burada kullanacağım ifade, (sonraki adım olarak) yaptığımız faaliyetleri daha da yoğunlaştırmak olacak diyebilirim. Bu alanda zaten 5 hava keşif uçuşu, müşterek devriyeler, siperlerin yıkılması gibi birçok askeri faaliyet gerçekleştirdik. Bu zaman alacak bir süreç, dolayısıyla aşağı yukarı aynı şeyleri göreceksiniz." diye yanıtladı.
Ankara ile Washington arasında bu anlaşma konusunda bir güven sorunu olup olmadığına ilişkin soru üzerine Maier, Türkiye'nin, 70 yıldan uzun süredir ABD ile müttefiklik ilişkisi içinde bulunduğunu belirterek, bu süreçte iki ülkenin karşılıklı güvene dair oldukça deneyimli olduğunu dile getirdi.