ADINA HUTBELER OKUNDU
Osmanlılar'ın Hicaz ve Mısır'da hâkimiyet kurmalarından sonra İslam dünyasındaki itibarları arttı. Nitekim Sultan Selim, bu fetihlerin ardından El Melikü'r-Rahim Şirvan Şah Şeyh İbrahim'e gönderdiği mektupta "Memlüklerin hac yolunu korumaktan aciz olduğunu ve Allah'ın bu bölgede düzeni sağlamayı şahsına nasip ettiğini" bildirerek Müslüman idarecilerin ve bu arada onun da kendisinin hilafet unvanını kabul etmesini ve hutbeleri adına okutmasını istedi.
HİCAZ DA OSMANLI OLDU
Osmanlı Devleti'nin gelmiş geçmiş devletler arasında 3 büyük devletten biri olduğu uluslararası tarihçiler tarafından da kabul edilmektedir. Arap Yarımadası Mercidabık Savaşı sonrasında Mısır'a ilerleyen ve 1517 yılında Ridaniye Savaşı ile Kahire'yi ele geçiren Yavuz Sultan Selim döneminde fethedilmeye başlandı. Kahire'nin fethedilmesiyle Mekke, Medine ve Cidde ile bunlara bağlı kaza ve nahiyelerden oluşan ve doğudan Necid, batıdan Kızıldeniz, güneyden Asîr sancağı, kuzeyden Kudüs sancağı ve Arîş, Akabe muhafızlıkları ile çevrili bölge olan Hicaz vilayeti de Osmanlı toprağı olmuştu. Hicaz'ın Osmanlı'ya katılımı sulhen (barış yoluyla) gerçekleşti.
Yavuz Sultan Selim
KAHİRE'YE ADAM GÖNDERDİ
Yavuz Sultan Selim, Kahire'deyken Mekke ve çevresinin zaptı için asker sevketmeyi düşünmüş, ancak Mekke Emîri Şerîf Berekât'ın, oğlu Ebû Nümey başkanlığında bir heyeti Kahire'ye göndererek Osmanlı'ya itaatini bildirmesi üzerine bundan vazgeçmişti. 6-12 Temmuz 1517'de iki defa huzura kabul edilen Mekke heyeti saygıyla karşılandı. Sultan Selim, Şerîf Berekât'ın Mekke emirliğini onayladı. Heyet, Mekke'ye dönünce Şerîf Berekât, "hâdimü'l-Haremeyn" sıfatıyla andığı Yavuz Sultan Selim'in gönderdiği hil'ati giyerek onun adına hutbe okuttu, böylece Mekke'de Osmanlı hâkimiyeti fiilen başlamış oldu.
BÜLENT ERANDAÇ'IN KALEMİNDEN MUHTEŞEM OSMANLI -1
YARIN: ARAP YARIMADASI'NA HUZUR GELİYOR