Eşini kıyma makinesiyle parçalamıştı! Flaş gelişme!

Mersin'de kendisinden boşanmak isteyen karısı kıyma makinesinde parçalayan Mustafa Ertürkoğlu'nun yargılandığı davada flaş bir gelişme yaşandı. Yerel mahkemenin 'Eşi kasten öldürme suçundan' verdiği ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını yetersiz bulan avukatlar, eşini kıyma makinesinde parçalayan zanlının 'canavarca hisle, eziyet çektirerek öldürmek' ve 'ölünün hatırasına saygısızlık' suçlarından da ceza alması istemiyle kararı istinaf mahkemesine taşıdı.

takvim.com.tr takvim.com.tr
Giriş Tarihi :10 Aralık 2019 , 17:12 Güncelleme Tarihi :10 Aralık 2019 , 17:12
Eşini kıyma makinesiyle parçalamıştı! Flaş gelişme!

İÇİNDEKİLER

Olay, geçen yıl 28 Kasım'da merkez Akdeniz ilçesi Bahçe Mahallesi'nde meydana geldi. Cemile Ertürkoğlu, boşanmak üzere olduğu eşi lojistik firması çalışanı Mustafa Ertürkoğlu tarafından vahşice öldürüldü. Cinayetin ortaya çıkmasının ardından katil zanlısı Mustafa Ertürkoğlu tutuklandı. Hakkında 'eşi tasarlayarak, canavarca hisle, acı ve eziyet çektirerek öldürmek' suçundan dava açılan Mustafa Ertürkoğlu 6 Aralık'ta hakim karşısına çıktı. Mahkeme, Cemile Ertürkoğlu'nun boğazını maket bıçağıyla kesen ve cansız bedenini satın aldığı kıyma makinesiyle parçalayarak kentin farklı noktalarına bırakan Mustafa Ertürkoğlu'na, 'Eşi kasten öldürme suçundan' ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verdi. Sanık hakkında iyi hal ve haksız tahrik indirimi uygulamayan mahkeme heyeti, 'tasarlayarak ve canavarca hisle, eziyet çektirerek öldürme' suçlarından ise ceza vermedi. Mustafa Ertürkoğlu'na sadece 'kasten öldürme' suçundan ceza verilmesine itiraz eden müşteki avukatları dosyayı istinafa taşıdı.

BİRDEN FAZLA SUÇTAN CEZA ALMASI GEREKİRDİ
Davanın seyri ve istinafa taşınması ile ilgili açıklamalarda bulunan avukat Serap Angay, zanlı Mustafa Ertürkoğlu'nun birden fazla suçtan ceza alması gerektiğini söyledi. Yargılama sürecinin kendileri açısından olumlu bir süreç olduğunu, hakimlerin tavrını, dosyaya yaklaşımını doğru bulduklarını dile getiren Angay, "Her zamanki gibi sanığın mağduriyetini yaşadık. Öldürdüğü eşine yönelik ahlaki boyutları aşacak ithamlarda bulundu. İlk iddianamede tasarlama suçundan da ceza istendi ancak sonuç olarak eşe karşı işlenmiş suçtan ağırlaştırılmış müebbet verildi. Bizim ilk aşamadan beri mahkemede söylediğimiz Cemile'yi diğer dosyalardan ayıran parçalara ayrıldıktan sonra kıyma haline getirilmesiydi. Ancak mahkeme bunu cezanın hiçbir yerinde geçirmedi. Bu eziyet çektirerek olmalıydı ya da en azından 'ölünün hatırasına saygısızlık' suçu olmalıydı. Bu yönde ceza verilmeliydi. Dosyanın iyi ilerlemesine rağmen yerel mahkemenin verdiği ceza yetersizdi. Biz de bu aşamada istinafa başvuruyoruz, Adana Bölge Adliye Mahkemesi'ne başvurduk. Dosyamız duruşmalı bir şekilde olacak. Orada da aynı hususları ifade edeceğiz. Umarım bizi orada anlarlar ve cezanın tam olarak karşılığını verirler" dedi.

ALDATMA İDDİASI, İNDİRİM SEBEBİ OLMAMALI
Zanlının mahkemede 'aldatma' konusunda savunma yapmasını da değerlendiren Angay, şunları söyledi:

"Kadın cinayetleri politiktir dediğimiz yanlardan biri de bu. Kurulan bir eril yapı var ve kadının aldatmış olması bu cinayete hak vermiş gibi oluyor. Geçmişte verilen yargı kararları da bunda etkili oluyor. En nihayetinde yargıçlar da toplumun bir parçası. Bu tabuların yıkılması için de aslında mücadele ediyoruz. Çünkü ne olursa olsun bunun arkasına sığınılıyor. Ölümde de, yaralamada da, tacizde de. Ya eteğinin boyundan dolayı taciz ettiği söyleniyor ya tavrından dolayı tecavüz ettiği söyleniyor. 'Onun o saatte dışarı da ne işi var'a kadar süreç en nihayetinde ölümle sonuçlanıyor. Yargıtay'ın ve istinafın kararlarının buna yönelik olması lazım. Bunun bir 'haksız tahrik' hükmü olmaması gerekli. Yoksa bu süreç bu şekilde devam edecek."