Dinin yükselen bir değer olmasından rahatsız olanlar her türlü yalanı meşru görür. Bu tür maskaralıkları fark edip, bu çağdaş fitneden uzak durmak gerek.
Maddeleşen bir dünyada yaşıyoruz. Hoyratça savunuyoruz. Gözümüzün önünde altın, dolar, euro, TL perde yapmış. Televizyonda sunucu haber sunuyor aklımızda olan, sunduğu haber değil, acaba ne kadar kazanıyor sorusu. Karşıdan gelen adamı görüyoruz aklımızdan olan acaba evindeki perde hangi firmadan. Gülümseyen birini görüyoruz aklımızda acaba bankada ne kadar parası var sorusu. Böyle uzayıp gidiyor.
Camide, radyoda veya televizyonda konuşan hatibi görüyoruz. Anlatacağına bakacağımıza acaba ne kadar kazanıyor sorusuyla meşgul oluyoruz. Kazanıyor veya kazanmıyor bizi neden ilgilendirsin demiyoruz. Tüccarın ne kadar kazandığına, bakıyoruz ama, helal mi, haram mı kazandığına hiç bakmıyoruz. Öyle isteniyor çünkü. Liste uzayabilir. Aslında iç âlemimizi bozmaya çalışan, kalplerimizi kaydırmaya çalışan, fesad, kurgucu, tetikçi mihraklar ne istiyorsa onu düşünüyoruz. 'Saldır' diyorlar saldırıyor, 'Dur' diyorlar duruyor, 'Çamur at' diyorlar çamur atıyor, 'Kirlet' diyorlar kirletiyoruz. Sonuç ne? Ne faydası var bunun? Kime yarıyor bu? Kim yapıyor bu kırılmayı bakmak lazım. Sevginin azalması, kin ve nefretin yaygınlaşması bu algı operatörlerinin hedefidir. Lütfen bu oyunu görün. Koca koca insanlar yalan, yanlış, köksüz haberlerin, bilgilerin peşinde koşabiliyor. İtibara alıyor, kirletip kirleniyorlar.
Bu konularda çıkan haberlerin yalan olma ihtimalini hiç düşünmüyoruz. Yalanı bol bol fotokopi makinası gibi dağıtıyoruz. Yalan ve suizannı yayıyoruz. Ama burada yaptığımız her yalanın ve dolanın belki bir milyon yıl sonra karşımıza bir dağ gibi dikileceğine bakmıyoruz. Yalan haberi yayarken haberi istismar eden şer insanlar nasıl çoğalıyorsa, günahı da aynı doğrultuda öylesine artıyor. Bu hesabı hiç yapmıyoruz. Çünkü imanımızda problem var. Din ülkemizde yükselen bir değer. Günden güne güçleniyor. Bundan rahatsız olanlar buna vesile olanları itibarsızlaştırmak için bütün değerleri ayaklar altına alarak, her türlü yalanı, yıpratmayı meşru görüyorlar. Önce yalan bir haber ortaya atıyor ve sonra da üzerinde tepiniyorlar. Vicdanları, imanları, iffet ve edepleri zerre kadar etkilenmeden.
Dediğim gibi, onlar bir algının, kirletmenin, itibarsızlaştırma operasyonunun işçileridir artık. Zaten bu tür insanların insani vicdani bir ilkesi yok ki! Bu tür maskaralıkları iyi görmek lazım.