Çağdaş fitneden uzak durun | Prof. Dr. Nihat Hatipoğlu ile 11 ayın sultanı Ramazan

Prof. Dr. Nihat Hatipoğlu 11 ayın sultanı Ramazan'da Takvim okuyucularıyla bir araya geliyor. Hatipoğlu, bugünkü köşesinde "Çağdaş fitneden uzak durun" başlıklı yazısıyla okurlarımızdan gelen soruları yanıtladı. İşte Prof. Dr. Nihat Hatipoğlu'nun 11 ayın sultanı Ramazan ile ilgili 9 Mayıs tarihli yazısı...

takvim.com.tr takvim.com.tr
Kaynak GAZETE
Giriş Tarihi :09 Mayıs 2020
Çağdaş fitneden uzak durun | Prof. Dr. Nihat Hatipoğlu ile 11 ayın sultanı Ramazan

İÇİNDEKİLER


Dinin yükselen bir değer olmasından rahatsız olanlar her türlü yalanı meşru görür. Bu tür maskaralıkları fark edip, bu çağdaş fitneden uzak durmak gerek.

Maddeleşen
bir dünyada yaşıyoruz. Hoyratça savunuyoruz. Gözümüzün önünde altın, dolar, euro, TL perde yapmış. Televizyonda sunucu haber sunuyor aklımızda olan, sunduğu haber değil, acaba ne kadar kazanıyor sorusu. Karşıdan gelen adamı görüyoruz aklımızdan olan acaba evindeki perde hangi firmadan. Gülümseyen birini görüyoruz aklımızda acaba bankada ne kadar parası var sorusu. Böyle uzayıp gidiyor.



Camide, radyoda veya televizyonda konuşan hatibi görüyoruz. Anlatacağına bakacağımıza acaba ne kadar kazanıyor sorusuyla meşgul oluyoruz. Kazanıyor veya kazanmıyor bizi neden ilgilendirsin demiyoruz. Tüccarın ne kadar kazandığına, bakıyoruz ama, helal mi, haram mı kazandığına hiç bakmıyoruz. Öyle isteniyor çünkü. Liste uzayabilir. Aslında iç âlemimizi bozmaya çalışan, kalplerimizi kaydırmaya çalışan, fesad, kurgucu, tetikçi mihraklar ne istiyorsa onu düşünüyoruz. 'Saldır' diyorlar saldırıyor, 'Dur' diyorlar duruyor, 'Çamur at' diyorlar çamur atıyor, 'Kirlet' diyorlar kirletiyoruz. Sonuç ne? Ne faydası var bunun? Kime yarıyor bu? Kim yapıyor bu kırılmayı bakmak lazım. Sevginin azalması, kin ve nefretin yaygınlaşması bu algı operatörlerinin hedefidir. Lütfen bu oyunu görün. Koca koca insanlar yalan, yanlış, köksüz haberlerin, bilgilerin peşinde koşabiliyor. İtibara alıyor, kirletip kirleniyorlar.



Bu konularda çıkan haberlerin yalan olma ihtimalini hiç düşünmüyoruz. Yalanı bol bol fotokopi makinası gibi dağıtıyoruz. Yalan ve suizannı yayıyoruz. Ama burada yaptığımız her yalanın ve dolanın belki bir milyon yıl sonra karşımıza bir dağ gibi dikileceğine bakmıyoruz. Yalan haberi yayarken haberi istismar eden şer insanlar nasıl çoğalıyorsa, günahı da aynı doğrultuda öylesine artıyor. Bu hesabı hiç yapmıyoruz. Çünkü imanımızda problem var. Din ülkemizde yükselen bir değer. Günden güne güçleniyor. Bundan rahatsız olanlar buna vesile olanları itibarsızlaştırmak için bütün değerleri ayaklar altına alarak, her türlü yalanı, yıpratmayı meşru görüyorlar. Önce yalan bir haber ortaya atıyor ve sonra da üzerinde tepiniyorlar. Vicdanları, imanları, iffet ve edepleri zerre kadar etkilenmeden.

Dediğim gibi, onlar bir algının, kirletmenin, itibarsızlaştırma operasyonunun işçileridir artık. Zaten bu tür insanların insani vicdani bir ilkesi yok ki! Bu tür maskaralıkları iyi görmek lazım.



HZ. ALİ VE KIBLESİZ ADAM
Hz. Ali Medine çarşısında dostlarıyla yürürken yere düşen birini görür. Adam belli ki kalp krizi geçirmekte veya benzeri bir hastalıktan ötürü son nefesini vermekte. Hz. Ali Müslüman olduğunu tahmin ettiği bu adama doğru koşar ve başını ile gövdesini kıbleye çevirmeye çalışır. Fakat gariptir ki, adam sürekli başını kıbleden ters tarafa doğru çevirmeye gayret eder. Bir iki gayretten sonra Hz. Ali adama müdahale etmekten vazgeçer ve oradakilere "Adamı kendi haline bırakın" der. Nihayet adam sırtı kıblede olduğu halde can verir. Hz. Ali camiye doğru yürürken arkadaşlarından birisi merakla bu garip olayı büyük imama sorar. "Ey Ali! Bu gördüğümüz ibretli hal nedendi? Neden bu adam sürekli sırtını kıbleye çevirdi?" Hz. Ali üzgün bir şekilde cevap verdi: "O hayatı boyunca yüzünü kıbleye çevirip secde etmemişti. Kıble ehli bir insan gibi hareket etmemişti. Son nefesinde de Allah onu istemedi. Çünkü kıbleye dönerek can vermeyi hak etmemişti. Yüce Rabbimiz de onu kıblesine kabul etmedi."



BİR SEVAP
Birinci safta namaz kılmak
"İnsanlar ezan okumanın ve birinci safta namaz kılmanın ne kadar değerli olduğunu bilselerdi ve kura çekmekten başka yol bulamasalardı, kura çekerlerdi."

BİR AYET
"Sana Allah yolunda ne harcayacaklarını soruyorlar. De ki: "Hayır olarak ne harcarsanız o, ana-baba, akraba, yetimler, fakirler ve yolda kalmışlar içindir. Hayır olarak ne yaparsanız, gerçekten Allah onu hakkıyla bilir." (Bakara 215)

BÜYÜKLERİN DUALARI
Hz. İbrahim'in duası
Ey Allah'ım!
Bu yepyeni bir gündür. Bu bakımdan bugünü benim için ibadetle aç, mağfiret ve rızanla kapat. Bugün de bana nezdinde kabul olunacak haseneyi ihsan eyle. O haseneyi geliştir ve benim için onu kat kat çoğalt ve bugün de işleyeceğim günahlarım için beni affet. Çünkü çok affeden ve her çeşit nimetlerle kullarına ihsanda bulunan, kullarını çok fazla seven, daha istemezden önce onların isteklerini bilip takdir eden sensin!

BİR HADİS
"Güçlü, güreşte gücünü gösteren değil, öfke anında nefsine (kendine) hakim olandır." (Buhari, Edeb, 76)



SORU - CEVAP
Piyango
bileti almak haram mıdır?
Piyango bileti almak haramdır. Çünkü birçok kişinin parası o ödülün içindedir.

Çocuk emziren kadın oruç tutmak zorunda mıdır?
Anne tutmak isterse tutabilir.
Fakat kadınların durumuna göre değişir.
Doktorun tavsiyesi önemlidir. Bazı kadınların sütü çoksa oruç tutabilir ama az ise tutmayabilir, mecburiyet yoktur.

Evlat, durumu iyi olmayan anneye zekât verebilir mi?
Hayır, evlat durumu iyi olmayan annesine zekat veremez. Çünkü evlat durumu iyi olmayan anneye de babaya da bakmak zorundadır. Başka biri anneye zekat verebilir ama evlat veremez. Anne-babanızın ihtiyacını Allah rızası için karşılamalısınız. Senin paran, malın zaten annenin malıdır. Bir Müslüman annesine zekat vermeyi aklından geçirmemelidir. Evlat, anne ya da babasına zekat vermeyi aklından geçirecek ahlakta olmamalıdır.

PROF. DR. NİHAT HATİPOĞLU İLE 11 AYIN SULTANI RAMAZAN