Macron şu an Akdeniz'de Avrupa- Atlantik sisteminin belki de bugüne kadar görülmüş en öncü, en saldırganı konumunda. Türkiye'yi en çok sıkıştıran ülke Fransa, ABD ve Avrupa Birliği'nin sözcüsü gibi hareket ediyor.
Türkiye'ye karşı kötü polis rolünü yerine getirmektedir.
Bir yandan Kuzey Afrika ve Afrika'daki çıkarlarını korumaya çalışıyor, diğer yandan da İsrail'in güvenlik jeopolitiğini ilgilendiren alanda İsrail ve ABD'ye yardım ederek onların cephesine destek veriyor. Diğer yandan da tüm Akdeniz'de deniz kontrolünü tesis etmeye çalışıyor.
Mavi Vatan doktrini bir savunma doktrinidir.
Türkiye'nin Ege ve Akdeniz'de hakkı olan deniz alanlarını uluslararası hukuka göre savunur.
Merkel'in 21 Temmuz'da Türkiye'den rica ederek Navtex'i dondurduğu süreçte Mısır ile Yunanistan'ın anlaşma imzalaması Almanya'ya olan güveni zedeledi. Bu emrivakiyi yaptıranın da ABD Dışişleri Bakanı Pompeo olduğu ortaya çıktı. Bu olayda prestiji zedelenen bir Almanya görüyoruz. Almanya Türkiye karşısında güven yitirmiştir. Arabulucu olma şansı kalmamıştır.
Türkiye bölgede silahı ilk çeken taraf olmaz.
Türkiye'ye karşı ateş gücü kullanıldığı takdirde kendini savunur. Olay ne şekilde durur, belli olmaz.
Türklerin tarihini iyi incelemeleri lazım.
Birleşik Krallık hegemonyanın el değiştirmeye başladığı dönemde tarafını tam olarak seçemedi.
Küreselleşmeci ABD'nin yanında mı yoksa ulusalcı ABD'nin yanında mı kalmak istiyor belirleyemedi. İsrailli ABD'nin yanında mı yoksa bağımsız ABD'nin yanında mı yer alacak belli değil. Şu an hangi tarafa geçeceklerinin karar aşamasındalar.
Doğu Akdeniz'de güvenilir arabulucu rolünü oynamak için bekliyorlar. Avrupa Birliği, Almanya ve NATO arabuluculuk rolünü kaybetti. ABD de zaten tarafını belirtti. Geriye sadece İngiltere kalıyor.
Krizin farklı bir noktaya geçmesini bekliyorlar.
İngiltere'de Mavi Vatan'la ilgili çıkan makalelerde Türkiye'nin tezleri benimseniyor.
ALİ DEĞERMENCİ / NASIL OLUYOR?