DEKUM Müdürü Prof. Dr. Şükran Yalçın Özdilek yaptığı açıklamada, Marmara'da caretta caretta yuvası bulunmasının çok önemli bir gelişme olduğunu söyledi.
Caretta carettaları 65 milyon yıldır varlığını sürdüren zeki hayvanlar olarak nitelendiren Özdilek, "Caretta caretta yuvaları bilindiği üzere Muğla'dan başlayıp Hatay'a kadar uzanan bir bölgede bulunurlar. Akdeniz'de bir yuvalama alanları var. Son zamanlarda tek tük olarak tabir edebileceğimiz halde İzmir'in bazı kumsallarında, mesela Kuşadası'nda ve geçen sene de Urla taraflarında görüldü ancak şimdiye kadar İzmir'in kuzeyinde, Kuzey Ege'de ve Marmara'da böyle bir yuva görülmedi. Bölgede hiçbir yuva kaydımız yok." dedi.
Özdilek, yuvaya Eceabat'taki bir otelin sahilinde, Saros Körfezi'nin güneyindeki kumluk alanda rastladıklarını aktardı.
Heyecan verici bu keşfin kendileri için sürpriz olduğunu belirten Özdilek, "Buralarda yuva olabileceği ihtimalini yıllardır öngörüyorduk aslında. Bu konuda da DEKUM olarak 10 yıldır önemli çalışmalar yürütüyoruz. Yaptığımız keşif gezileri dahil böyle bir yuvaya denk gelmemiştik. Bu durum bizleri çok mutlu etti. Artık bölgemizden böyle bir kaydımız var." ifadelerini kullandı.
"TÜMÜ BİLİMSEL OLARAK İNCELENECEK"
Özdilek, son yıllarda deniz kaplumbağalarının korunmasına yönelik politikalar geliştirildiğini hatırlattı.
Koruma altındaki bir tür olduğu için caretta carettaların sayısının artmış olabileceğini dile getiren Özdilek, şöyle konuştu:
"Çok eski tarihlerde, 1918'de yazılmış kitaplarda gemilerle Gelibolu yakınlarından geçerken sürüler halinde kaplumbağalar gördükleri anlatılıyor ancak bunlar deniz kaplumbağası olarak değil kara kaplumbağası olarak nitelendirilmiş. İnsan neden böyle sürüler halinde kaplumbağalar var diye de düşünüyor açıkçası. Belki de buralar geçmişte yuvalama alanı olarak kullanılmış olabilir. Tabii şu anda bunları bilemiyoruz.
Yuvanın Marmara Bölgesi'nde ilk kez görülmesi çok önemli. Bu aslına bakacak olursak sadece ülkemiz için değil, tüm bilim dünyası adına bütün Akdeniz için bu kadar kuzeyde bir yuvanın olması çok önemli. Sürekli olarak küresel iklim değişikliği ve suların ısınmasından bahsediyoruz. Bunların çok yönlü sebepleri olabilir. Tümü bilimsel olarak incelenecek. Bizler gözlerimizi açtık, bundan sonraki olayları detaylı izleyeceğiz."
"ÇOK ÖZEL ANLAR YAŞADIK"
ÇOMÜ Fen Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümünde yüksek lisansına devam eden Selma Kırbeci ise deniz kaplumbağalarının beslenmesi üzerine çalışma yaptığını bildirdi.
Hatay'da koruma ve izleme çalışmalarını tamamladıklarında sezonu kapattıklarını düşünürken bu keşifle çok özel anlar yaşadıklarını vurgulayan Kırbeci, şunları kaydetti:
"Yuvayı kontrol ettiğimizde 50 yumurta olduğunu tespit ettik. Bunlardan çıkıp sağ kalan 32 yavruyu denize saldık. Çok şaşırtıcı. Çünkü ağustos ortası ve sonu itibarıyla kaplumbağalar çok nadir yuvalama yapmakta ancak carettalar için bu biraz daha ekstrem bir durum bizim için. Dişinin yumurtalarını 15-20 Ağustos tarihlerinde bıraktığını tahmin ediyoruz. Ekim ayının daha soğuk geçeceğini düşündüğümüz zamanlarda yuvaların çıkması o da çok düşük bir ihtimal. Yumurta sayısına baktığımız zaman bulduğumuz yuvada şu an yüzde 70 başarı mevcut. Bu da Çanakkale ve bizim merkez için çok güzel bir durum."