Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Hüseyin Bozbaş, AA muhabirine yaptığı açıklamada, kalp ve damar rahatsızlıklarının dünya genelinde en sık görülen ve ölüme sebebiyet veren hastalık olduğunu söyledi.
"200 BİN KİŞİ KALP VE DAMAR HASTALIKLARINDAN ÖLÜYOR"
Dünya genelinde ölümlerin yüzde 40'dan fazlasının kalp ve damar hastalıklarına bağlı gerçekleştiğini vurgulayan Bozbaş, "Yani ölümlerin yaklaşık yarısı kalp ve damar hastalıklarına bağlıdır. Bu nedenle çağın hastalığı olarak nitelendirilmektedir. Türkiye'de de yılda yaklaşık 200 bin kişi kalp ve damar hastalıklarına bağlı yaşamını yitirmektedir." diye konuştu.
"TÜRKİYE'DE KALP KRİZİ YAŞI AVRUPA'DAN 10 SENE ERKEN"
Bozbaş, Türkiye'nin gelişmiş ülkelerle kıyaslandığında kalp ve damar hastalıkları görülme sıklığı açısından karnesinin iyi olmadığına işaret ederek, "Avrupa Birliği ülkelerinde kalp krizi geçirme yaşı, kadınlarda yaklaşık 65, erkeklerde 55 yaşlarındayken, Türkiye'de ne yazık ki kadınlarda 55, erkeklerde 45-50. Türkiye'de kalp damar hastalıkları Avrupa Birliği ülkelerine göre 10 yıl daha erken görülüyor." dedi.
Prof. Dr. Bozbaş, yetersiz beslenme, kilo fazlalığı, stresli yaşam ve sigara kullanımının Türkiye'de kalp-damar hastalıklarının daha erken yaş grubunda görülmesinin ana nedenleri arasında yer aldığını ifade etti.
"KORONAVİRÜS, PIHTIYA EĞİLİM OLUŞTURUYOR"
Bozbaş, dünya genelinde görülen ve etkisi artarak süren Kovid-19 salgınının sağlık üzerinde çoklu etkisi bulunduğuna işaret ederek, sözlerine şöyle devam etti: "Kovid-19, sadece akciğerleri tutmuyor, bunun dışında diğer organları da tutuyor. Yani sistemik bir tutulum. Bunun için kalp ve damar sistemleri önemli bir yer alıyor. Çünkü, koronavirüs, pıhtıya eğilim oluşturuyor, yani damarların içinde pıhtı oluşumunu tetikliyor. Bu yönüyle de kalp damar hastalığı açısından büyük önem arz ediyor. Türkiye'de kalp hastalıkları Avrupa Birliği ülkelerine kıyasla daha erken yaş grubunda görüldüğünden, Kovid-19 ile birlikte olası riskler daha da artıyor. Koronavirüs, yaşlı hastaları daha ciddi etkilediği ve yaşlı hastalarda kalp-damar hastalıkları daha sık görüldüğünde maalesef virüs bu grupta daha öldürücü olabiliyor."
"BU DÖNEMDE TEDAVİ AKSATILMADAN DEVAM ETMELİ"
Bu nedenle yaşlı ve kalp-damar hastalığı bulunanların çok daha dikkatli olması gerektiğinin altını çizen Bozbaş, özellikle soğuk havanın başlaması ve üst solunum yolu sorunlarının da görülmesiyle hastalık sıklığının daha da artacağının öngörüldüğünü dile getirdi.
Bozbaş, kış mevsimiyle birlikte kapalı alanlarda daha fazla vakit geçirileceğini dile getirerek, maske-mesafe-hijyenin daha titiz uygulanması gerektiğine işaret etti.
Virüsün daha öldürücü olduğu 65 yaş ve üzerindeki kişilerde kronik hastalık yükünün de yüksek olmasına bağlı riskin arttığına dikkati çeken Bozbaş, şunları kaydetti: "Kalp ve damar hastalığı özelinde hastaların bu dönemde de tedavilerini aksatmadan devam ettirmesi önem taşıyor. Bununla birlikte genel anlamda herkes bu süreçte uyku düzenine dikkat etmeli, stresten uzak kalmalı, dengeli ve yeterli beslenmeli. Gün içinde yeterli fiziksel aktivite ihmal edilmemeli.
Soğuk havadan dolayı da dışarı çıkılmayacağından ev içinde mümkün olduğunca hareket edilmeli. Hekim izniyle yürüme bandı varsa kullanılmalı, bisiklete binilmeli. İzin verilmesi halinde ise evde sık sık hareket edilmeli, kültür fizik hareketleri yapılmalı. Gün içinde 30-60 dakika arasında ter atacak şekilde egzersiz yapılmalı. Çünkü, egzersiz hem kalp ve damar sağlığı hem de bağışıklığın kuvvetlenmesi açısından önem taşıyor. Öte yandan gün içinde mutlaka yeterli miktarda sıvı alımına özen gösterilmeli."
Prof. Dr. Bozbaş, pandemi sürecinde genel olarak kilo artışının görüldüğünün altını çizerek, bu duruma dikkat edilmesi gerektiğini vurguladı. Obezitenin hastalık riskini artırdığını dile getiren Bozbaş, herkesin en kısa sürede ideal kilosuna gelmesi gerektiğini belirterek, yeterli ve dengeli beslenirken, porsiyonların azaltılmasının, sebze ağırlıklı beslenilmesinin, karbonhidratlı gıdalardan uzak durulmasının faydalı olacağını ifade etti.