MEKANI CENNET, MAKAMI ALî OLSUN"
Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, "Alimin ölümü âlemin ölümüdür. Uzun yıllar kendisinden Tefsir, Hadis ve Şifa-i Şerif dersleri okuduğum muhterem M.
Emin Saraç Hocam'a Allah'tan rahmet, yakınlarına sabır ve başsağlığı diliyorum. Mekanı cennet, makamı âlî olsun" mesjaını paylaştı.
"NİCE GÜZEL NESİLLERİN YETİŞMESİNE KATKIDA BULUNAN..."
Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk, "Nice güzel nesillerin yetişmesine katkıda bulunan, ülkemizin önde gelen alimlerinden
Muhammed Emin Saraç hocamızın vefatını derin bir teessürle öğrendim. Rabbim mekanını cennet eylesin, ailesinin, sevenlerinin ve talebelerinin başı sağ olsun." ifadesini kullandı.
"GÜZEL AHLAKIN ÖRNEĞİ..."
AK Parti Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş, mesajında şunları kaydetti:
"Son devrin alimlerinden, Rıza-i İlahi uğruna adanmış bir ömür, güzel ahlakın örneği... Hocaların hocası, muhterem büyüğümüz M. Emin Saraç hocamıza Allah'tan rahmet, ailesine ve sevenlerine başsağlığı diliyorum. Mekanı cennet, makamı ali olsun."
ÖSYM Başkanı Prof. Dr. Halis Aygün ise Saraç'a Allah'tan rahmet, ailesine, yakınlarına ve sevenlerine başsağlığı ve sabır diledi.
Uzun yıllar boyunca dini alanda talebeler yetiştiren
Emin saraç hocanın vefatının ardından sevenleri taziyelerini paylaştı. Cumhurbaşkanlığı Özel Kalem Müdürü Hasan Doğan, Dâr-ı bekâya irtihal eden M.Emin Saraç Hocamıza Cenab-ı Allah'tan rahmet, yakınlarına sabr-ı cemil niyaz ediyoruz" mesajıyla taziye yayımladı.
M. EMİN SARAÇ KİMDİR?
Tokat'ın Erbaa kazasında Tanoba köyünde dünyaya gelen
Emin Saraç, ilim tahsili yüksek bir aileden geliyordu. Dedesi Nakşibendiye'den Müderris Üzeyir Efendi Niksar'ın Keşfi Camii Medresesi'nde müderrislik yaptı. Müderris Üzeyir Efendi, dönemin sayılı uleması arasında gösteriliyordu. Dedesinin yanında 6 yaşında Kur'ân-ı Kerîm'i hatmederek hafızlığa başlayan
Mehmet Emin Saraç'ın ağabeyi Bahaddin Saraç, kardeşleri Osman ve Yusuf ile kız kardeşleri, anne ve babaları tarafından Kur'ân-ı Kerim okumanın suç sayılabildiği dönemlerde Kur'ân-ı Kerim hâfızı olarak yetiştirilmişlerdir.
BABASI KURAN ÖĞRETTİĞİ İÇİN MAHKEMEYE ÇIKARILDI
Babası Hafız Mustafa Efendi o dönemde çocuklarına Kur'ân-ı Kerîm okuttuğu için mahkemeye çıkarıldı. Hâkim, "Sen çocuklara Arapça okutuyormuşsun. Bu, doğru mu?" diye sorduğunda "Ben çocuklara kimsenin canına, malına ve ırzına tasallut etmeleri için bir şeyler öğretmiyorum; ben Kur'ân-ı Azîmüşşan'ı okutuyorum" dedi. Ancak mahkeme neticesinde 6 ay hapis cezası aldı.
Mehmet Emin Saraç Hocaefendi, 1940–43 yıllarında Niksar-Merzifon'da mukabeleler okudu. 1943'te ailesi tarafından tahsil için İstanbul'a Ali Haydar Efendi'nin tekkesine gönderildi. Ali Haydar Efendi, tekkesi sürekli gözlem altında tutulduğu için M. Emin Saraç'ı Fatih Camii Baş İmamı Ömer Efendi'ye emanet etti. Ömer Efendi'nin yanında Kur'ân talimi yapmaya ve Telhîs okumaya başladı. M. Emin Saraç Fatih Camii'nde üç ay misafir kaldıktan sonra Kargümrük'teki Üçbaş Medresesi'ne gitti. Burada ikamet eden ve 65 sene başkayyımlık yapan Süleyman Efendi'den Buhâri-i Şerif'in birinci ve ikinci ciltlerini okudu. M. Emin Saraç, ilk hadis icazetini muhaddis Hacı Ferhad-ı Rizevî silsilesinden gelen icazetname ile Süleyman Efendi'den aldı.
Mehmet
Emin Saraç, Üçbaş Medresesi'nde 1950'ye kadar kaldı. Bu süreçte Ali Haydar Efendi ile Fatih Camii baş imamı Ömer Efendi'den başka Gümülcineli Mustafa Efendi, Muhaddis İbrahim Efendi, Arnavut Hüsrev Efendi, Ali Haydar Efendi, Silistreli Süleyman Hilmi (Tunahan) Efendi gibi zatlardan da tefsir, hadis, fıkıh, usul dersleri okumaya devam etti. İstanbul'da kaldığı yıllarda M. Emin Saraç; Tirmizî, Buhârî-i Şerif, Merâkı'l-Felâh, Kudûrî-i Şerîf, Şerhu'l-Akâid, Şifâ-i Şerif, Mir'ât, Müslim-i Şerîf, Mişkâtü'l-Mesâbih, Tefsir-i Kâdı Beyzavî gibi kitapları okudu.
Mehmet Emin Saraç, Ezher diplomasının
Türkiye'de geçersiz kılınmasına rağmen Mısır'da 9 yıl kalarak eğitimine devam etti.Bu dönemde Mehmet Zahidü'l Kevserî, Osmanlı'nın son şeyhülislamı Mustafa Sabri Efendi, Yozgatlı İhsan Efendi, Muhammed Abdulvehhab Buhayri, Ahmed Fehmi Ebu Sünne, Ali Yakup Efendi, Abdulfettah eş-Şa'şa'dan istifade etti. Türkiye'den eğitim amacıyla geldikleri için oradaki hocalar kendilerini "Osmanlı devletinin çocukları" olarak görüyordu. M. Emin Saraç'a göre bu çok önemli bir iltifattı.
BİNDEN FAZLA TALEBE YETİŞTİRDİ
M. Emin Saraç, Fi-Zılalil-Kur'ân mütercimleri arasında yer aldı. Ama o eser telifi yerine daha çok ders vermeyi tercih etti. 2000'den fazla talebe yetiştirdi. Aralarında davet ve irşad erbabı, müftü, vaiz, imam hatip, akademisyen ve öğretmenlerin çoğunlukta olduğu mümtaz talebeleri arasında Osman Topbaş, Prof. Dr. Cevat Akşit, Prof. Dr. Osman Öztürk, Prof. Dr. Kemal Sandıkçı, Prof. Dr. Ahmet Turan Arslan, Prof. Dr. Mehmet Bulut, Prof. Dr. Mustafa Avcı, Prof. Dr. İbrahim Hatiboğlu, Doç. Dr. Seyyid Bahçıvan, Yrd. Doç. Dr. Halil İbrahim Kutlay, Yrd. Doç. Dr. Abdullah Özcan, Dr. Ahmet Efe, Dr. Salim Sancaklı, Mustafa Demirkan, Hamdi Arslan, İsmail İpek, Hafız Osman Şahin, Nurettin Yıldız, Ahmet Yüksek, M. Salih Köse, Dr. Muhammed Beyler, Ahmet Hamdi Yıldırım, M. Fatih Kaya gibi isimler yer alıyor. Saraç, yurtdışındaki ilim meclislerinde defalarca Türkiye'yi temsil etti. Mısır, Suriye, Ürdün, Filistin, Kuveyt, Hindistan, Pakistan ve diğer İslam ülkeleriyle ilmî irtibatını devam ettirdi.
Yurt dışından gelen İslam âlimlerinin ilk aradıkları kişi oldu.