Zehirli aslan balıkları ile balon balıkları Akdeniz'de tehlike saçıyor! "Bırakın yemeyi çıplak el ile dokunmayın bile"

Özellikle zehirli aslan balıkları ile balon balıkları Akdeniz için çok büyük bir tehlike haline gelmiş durumda. Süveyş Kanalı'nın açılmasının ardından gemilerin Akdeniz’de su boşaltması nedeniyle denizlerimize giren yabancı türlerin sayısı 600’e yaklaştı. Kanal 1889 yılında açıldı, tür geçişlerinin başladığı tarih ise 1902 olarak biliniyor. Balon balığı 2005, aslan balığı da 2016 yılında kıyılarımızda görülmeye başladı. Uzmanlar bu türlerin avlanmasının yasak olduğunu, bırakın pişirip yemeyi çıplak el ile bile dokunmanın çok zararlı olduğunu vurguluyor.

takvim.com.tr takvim.com.tr
Giriş Tarihi :22 Şubat 2021 , 09:38 Güncelleme Tarihi :22 Şubat 2021 , 09:46
Zehirli aslan balıkları ile balon balıkları Akdeniz’de tehlike saçıyor! Bırakın yemeyi çıplak el ile dokunmayın bile

İÇİNDEKİLER

Balon ve aslan balığı türleri, deniz ekosistemlerinde milyonlarca yıl hayatta kalmayı başarabilmiş yaklaşık 36 bin balıktüründen sadece ikisi. Balıklar dışındaki diğer canlıları da hesaba kattığımızda bu kadar çok türün olduğu bir yerde hayatta kalabilme savaşı veren bazı türlerin kendini koruma yetenekleri olması da kaçınılmaz hale geliyor.

Balon ve aslan balıkları da bu doğrultuda kendilerine koruma kalkanı geliştirmişler, yani zehirliler. Bu nedenle de tehlikeli olarak nitelendirilen balık türleri sınıfına giriyorlar. Akdeniz'de ise yeni ortaya çıkmıyorlar. İki tür de Süveyş Kanalı yoluyla Akdeniz'e sonradan gelen türler. Kanal 1889 yılında açıldı, tür geçişlerinin başladığı tarih ise 1902 olarak biliniyor. Balon balığı 2005, aslan balığı da 2016 yılında kıyılarımızda görülmeye başladı.



Bu türlerin avlanmasının yasak olduğunu, bırakın pişirip yemeyi çıplak el ile bile dokunmanın çok zararlı olduğunu vurgulayan Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Halit Filiz: "Artık alıştığımızdan farklı bir Akdeniz olacak" diyor. Hürriyet'te yer alan röportaj şöyle:

Balon ve aslan balığı gerçekten de bu kadar tehlikeli mi?

Evet. Balon balıkları, 'tetrodotoksin' (zehirli biyokimyasal) denen, iki toplu iğne başı kadar miktarı bir insanı öldürmeye yeterli olabilen ve bilindiği kadarıyla panzehiri bulunmayan bir zehre sahip. Terodotoksin balığın derisinde, yumurtalıklarında, üreme organlarında ve karaciğerinde bulunuyor. Dolayısıyla bu balığı bırakın pişirip yemeyi, çıplak elle dokunmayı bile düşünmememiz gerekir. Balon balığı zehri etkisini çok hızlı gösterir. Özellikle tüketildikten sonraki ilk 1 saat içinde ağızda yanma hissi, metalik bir tat ve terleme ortaya çıkar. Bunu takiben bulantı ve kusma görülür. Bu zehir özellikle vücuttaki kasları etkiliyor ve onları felç ediyor.

Aslan balıkları ise 12-13 sırt, 2 karın ve 3 anüs yüzgeç diken ışınına sahiptir ve bunlar gevşek zarla kaplıdır. Her dikenin tabanında bir çift zehir bezi vardır. Yüzgeç kurbanın etini deldiğinde, zehir, bezlere bağlı iki taraflı oluklar yoluyla enjekte edilir. Dalgıçlar ve balıkçılarda yaralanma ve ölüme neden olabilir.

Bu balıkların Akdeniz'deki etkisi nedir?

Aslında işin buradaki asıl boyutu bu türlerin Akdeniz'e gelip yerleşmiş olmalarından ziyade, balon ve aslan balığı gibi bazı türlerin sayılarını ve etki alanlarını artırma yetenekleridir. Özellikle balığın balığı yediği bir dünyada, düşmanı olmayan bu balıklar diğer balıkları tüketebilmekte. Böylece bir yandan değerli yerli balık türlerinin sayılarında düşüşler gözlenmesi gibi doğrudan zararların yanında çok sayıda olmalarından dolayı balıkçıların kullandıkları ekipmanlara da zarar verebiliyorlar.

Ekolojik olarak da örneğin Akdeniz'in yerli türleri, bu yeni gelen savaşçı balıklarla mücadele edemediklerinden, yaşam ortamlarını da değiştirmek zorunda kalıyorlar. Böyle olunca da eskiden çok balık olan yerlerde artık o balıklar bulunmaz oluyor.

Akdeniz'deki biyoçeşitliliğin çökebileceğine dair öngörüler var. Böyle bir şey söz konusu olur mu?

Dünya ve içindeki sistemler oldukça dinamiktir. Bu ekosistemler küresel anlamda birçok kez çökmüş ve bu çökmelerde tür kayıpları yaşanmıştır. Ama tarihsel ve bilimsel veriler bize şunu gösterir: Çöküşlerden sonra tekrar türler ortaya çıkmakta ve yeni bir biyoçeşitlilik kurulmakta. Bizim Akdeniz'de yabancı türler nedeniyle, tür kaybına yol açabileceğini düşündüğümüz büyük bir çöküş beklentimiz oldukça düşük bir ihtimal. Dolayısıyla Akdeniz biyoçeşitliliğinin çökmesi terimini şu anlamda okumak daha doğru olur: Artık alıştığımızdan farklı bir Akdeniz olacak, hatta oldu bile…

Konu hakkında konuşan bazı bilim insanları yabancı türlerin bölgelere katkı yaptığını da söylüyor. Bu doğru mu, ne gibi katkıları olabilir?

Türleri 'yararlı, faydalı, değerli' ya da 'yararsız, faydasız, değersiz' diye ayırmak insana özgü bir bakış açısı… Evet, bu 'yabancı türlerden' bazıları zararlı olabiliyorken, bazıları da ekonomik ya da ekolojik anlamda fayda sağlayabiliyor. Bu dediğim gibi tamamen yerel kültüre bağlı bir durum. Eğer gelen yabancı tür tehlikeli ve zehirli değilse ve yerel kültür tüketimini de destekliyorsa bir şekilde ekonomik değer de kazanabiliyor.

Peki balon ve aslan balığı üzerinden irdelersek?

Balon balığı ihtiyosarkotoksik (zehri etinde ve içinde barındıran) olduğundan hiçbir şekilde tüketilmemesi gerekir. Ama buna karşın aslan balığı akantotoksik (dikeni zehirli eti zehirsiz) olduğundan, uygun şekilde tutulup, zehirli dikenleri uzaklaştırıldıktan sonra rahatça tüketilebilir ki aslan balığı iskorpitgillerden bir balık olduğu için lezzetlidir ve özellikle çorbası çok güzel olur.




Avlanması yasak ama Muğla'da geçtiğimiz aylarda 15 balıkçımız avladıkları 4 bin 66 adet balon balığını Mersin İl Tarım ve Orman Müdürlüğü'ne iletmişti. Balon balığı kuyruğu başına da 5 lira destek verildi. Kuyrukların desteklenmesi ne anlama geliyor?

Destekleme kapsamında avcılığı yapılacak balon balığı türü Lagocephalus sceleratus'tur. Diğer balon balığı türleri için avcılık yasak olup bu türlere ait olan kuyrukların getirilmesi durumunda destekleme ödemesi yapılmamakta. Yine bu destekten yararlanabilecek kitle bellidir, yani öyle her balon balığı yakalayan bu destekten yararlanamıyor. Bu desteğin amacı, denizlerimizdeki sucul biyolojik çeşitliliğe ve balıkçıların av araçlarına zarar veren balon balığının (Lagocephalus sceleratus) ekosistemdeki yoğunluğunu ve stoğa katılım oranını azaltarak balon balığının avlanmasını teşvik etmek, yani bu tür ile mücadele etmektir.



(NOT: Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından '5/1 Numaralı Ticari Amaçlı Su Ürünleri Avcılığının Düzenlenmesi Hakkındaki Tebliğ' ile '5/2 Numaralı Amatör Amaçlı Su Ürünleri Avcılığının Düzenlenmesi Hakkında Tebliğ' 22 Ağustos 2020'de Resmi Gazete'de yayımlandı. 01.09.2020 - 31.08.2024 tarihleri arasındaki av döneminde uygulanacağı açıklandı. Bu tebliğlerde "Balon balığı türlerinin avcılığı izne tabi olup avcılığına ilişkin usul ve esaslar bakanlıkça belirlenir" deniyor. Aynı bakanlık tarafından 2 Aralık 2020 tarihinde Resmi Gazete'de yayımlanan 'Balon Balığı Avcılığının Desteklenmesine Dair Tebliğ'e göre ise 'Lagocephalus Sceleratus' dışındaki diğer balon balığı türleri için avcılığın yasak olduğu bildirilmiş. Balon balığı türlerinin yakalanması, kıyıya çıkartılması, satışı kanun ile yasaklanmış durumda.)

TAKVİM UYGULAMASINI İNDİRMEK İÇİN TIKLAYIN