YENİ RAPOR TALEP EDİLDİ
Sanık avukatının beyanının ardından mütalaasını açıklayan iddia makamı, soruşturma ve kovuşturma kapsamında dosyaya sunulmuş olan bilirkişi raporlarında, gerekse duruşma sırasında alınmış olan uzman mütalaalarından anlaşılacağı üzere maktul Duygu Delen'in düşme esnasında bilincinin açık olup olmadığının açıklığa kavuşturulamadığı, maktulün kol ve bacak kısımlarında meydana gelen ray şeklinde ekimozların gelişimi ile ilgili olarak alınan raporlar arasında çelişkinin mevcut olduğu, yine maktulün boyun kısmında oluşan ekimozların düşmeye bağlı mı yoksa düşme anından önce maktulle sanık arasında meydana gelmiş olan bir durumda ortaya çıkıp çıkmadığının anlaşılmadığı ve bu konuda da bir çelişkinin mevcut olduğu anlaşıldığından dosyadaki raporlar ve duruşmada alınan mütalaalar da değerlendirilmek suretiyle yeniden rapor aldırılması için raporların Adli Tıp Kurumu Üst Kuruluna gönderilmesine, sanığın bu aşamada tutukluluk halinin devamına karar verilmesini talep etti.
"OLAYIN İNTİHAR OLMADIĞINA EMİNİM"
Mütalaaya karşı savunma yapan sanık
Mehmet Kaplan da olayın intihar olmadığına emin olduğunu belirterek, "Olayın cinayet mi, kaza mı veya intihar mı olduğu hususunda kimse kesin bir şey söylememektedir. Katılan tarafın vekili magazin gündemi oluşturmak için olaya şaibe katmaktadır. Ben olay cereyan ettikten sonra kaçma imkanım varken kaçmadım. Onlarca senaryo uydurdular ancak hepsini teker teker çürüttük. Hayatın olağan akışı olsa ben bugün burada olmazdım Duygu da yanımda olurdu. Olayı yaşayan benim. Ben 300 gündür neden, hangi şüpheye dayanarak tutuklandığımı bilmiyorum. Buna rağmen sesimi çıkarmadım. Geciken adalet, adalet değildir. Bana şımarık, psikopat, zengin züppesi her şey diyebilirsiniz. Ama ben artık Duygu'nun hatırasına mahkemede zarar verilmesini istemiyorum. 17 günlük kısıtlamada kimse evinde duramazken ben 300 gündür cezaevindeyim. 4.5 ay tek başıma bir hücrede kaldım. Tahliyemi talep ediyorum. Neden suçlandığımı bilmiyorum" diye konuştu.
"KARŞI TARAFIN SENARYOSU BİLİMSEL OLARAK ÇÖKTÜ"
Sanık avukatı
Enes Akbulut ise savunmasında mütalaada aleyhe olan hususları kabul etmediklerini belirtti. Her duruşmada karşı tarafın avukatının olayı manipüle etmeye çalıştığını vurgulayan Akbulut, "Yarınki gazete manşetlerini belirlemeye çalışıyorlar. Biz cinsel istismar ile ilgili hususları dile getirmezken meslektaşım her duruşmada dile getiriyor. Olayın orijininin cinayet mi, intihar mı, kaza mı olduğu noktasında kesin bir şey yok. Müvekkilim Hakan Kar'ın raporuyla tutuklandı. Bu iddianame onun raporuyla hazırlandı. Bugün sorduğumuz soruları da 'Bilimsel olan şeylere cevap vermem' diyerek yanıtlamadı. Somut veriler var. Mehmet'in Duygu'nun yanına gitme görüntüsü var. Raporunda Mehmet'i cani göstermeye çalışıyor. Hiç görmediği bir şeyi yorumluyor ama görüntüleri olan bir durumu yorumlamıyor. Karşı taraf bir senaryo çizmiş. Bu senaryonun bilimsel olarak çöktüğünü bugün gördüler. Biz müvekkilimizin tahliyesini talep ediyoruz" ifadelerine yer erdi.
SANIK EV HAPSİYLE TAHLİYE EDİLDİ
Kısa bir aradan sonra kararını açıklayan mahkeme heyeti dosyanın kül halinde Adli Tıp Üst Kuruluna gönderilerek maktulde meydana gelen ray şeklindeki ekimozların ne şekilde gerçekleştiği, maktulün düşme anı ve öncesinde bilincinin açık olup olmadığı, sanığın el bilek kısmında meydana gelen yaralanma nedeniyle maktul ve sanığın birlikte bulunduğu oda zemininde tespit edilen yoğunluktaki kanamanın gerçekleşip gerçekleşmeyeceği, kendisinin bilerek atlayıp atlamadığı, bir başkası tarafından itilmek suretiyle düşürülüp düşürülmediği yada bir başkası tarafından maktulün tutularak aşağıya atılıp atılmadığı hususlarında rapor düzenlenmesinin istenmesine, sanık
Mehmet kaplanın ev hapsiyle tahliyesine karar verdi.
NE OLMUŞTU?
Olay, 13 Ağustos 2020 tarihinde
Gaziantep'in Şehitkamil ilçesine bağlı Batıkent Mahallesi Vehbi Dinçerler Caddesi üzerindeki bir apartmanda meydana gelmişti. 5 katlı apartmanın 4'üncü katından şüpheli şekilde düşerek yere çakılan Duygu Delen (17), hastanede hayatını kaybetmişti. Olayın ardından evde bulunan
Mehmet Kaplan gözaltına alınarak "kasten öldürme" ile "çocuğun cinsel istismarı" suçlamasıyla tutuklanmıştı.