Hırsızlık, uyuşturucu kullanmak, tehdit, kasten yaralama suçlarından 20 ayrı kaydı bulunan Aysu'nun cenazesi, otopsi yapılmak üzere Bursa Adli Tıp Kurumu Morgu'na kaldırılırken, Enes Kör'ün ağabeyi polis ekipleriyle birlikte kardeşinin çalıştığı iş yerine gitti. Cinayetle sonuçlanan yaralama olayı sonrası polis Enes Kör'ü, çalıştığı markete ait depoda gözaltına aldı. Herhangi bir suç kaydına rastlanmayan Enes Kör, emniyetteki sorgusunun ardından sevk edildiği adliyede çıkarıldığı mahkemece, cinayet suçundan tutuklanarak cezaevine kondu.
'ENES, BU OLAY YAŞANMASAYDI ERASMUS İLE BULGARİSTAN'A GİDECEKTİ'
Oğlunun yaşadığı olay sonrası şoka giren anne Zakire Çobanoğlu, yaşananlara inanamadığını söyledi. Gözü yaşlı anne, "Çocuğumun başına böyle bir olay gelmesini hiç istemezdim. Çocuğumun sabah kahvaltısını hazırladım. Kahvaltısını yapıp işe gitmek için evden çıktı. 5 dakika sonra eve geri geldi. Şok halindeydi. Biz de şaşırdık. Ağabeyini alıp gitti. 112'yi aramışlar. Ben bayılmışım. Bu sabah yine baygınlık geçirdim. Epilepsi ve aplastik anemi hastasıyım. Psikolojik rahatsızlıklarım var" ifadelerini kullandı.
Eşinden ayrıldıktan sonra 2015 yılında iki oğluyla birlikte Bursa'ya taşındığını söyleyen Çobanoğlu, "Hayat şartları çok zor. Büyük oğlum çalışıyor. Enes üniversite okuyordu. Öğrenci Değişim Programı Erasmus'u kazanmıştı, mart ayında gidecekti. Benim çocuğum okuyordu, okuluna düzenli gidiyordu. Okulu olmadığı zamanlar işe gidiyordu" dedi.
'KENDİNİ SAVUNMASA BENİM OĞLUM ÖLECEKTİ'
Oğlunun bir karıncayı dahi incitmeyecek kadar sevgi dolu bir çocuk olduğunu belirten anne Çobanoğlu, olay günü yaşananları şöyle anlattı:
"Bizim mahallemiz güvenli değil. Tinerciler, uyuşturucu kullananlar var. Böyle olaylar çok oluyor. Çocuğumun önüne çıkmış birden. Daha önce de birkaç kere çıkmış karşısına. Çocuğum o yüzden, 'koruma amaçlı yanımda bıçak taşıyorum' diyordu. Enes çok sevgi dolu, enerjik bir çocuk. Kendisini, insanları, hayvanları çok seven bir çocuk. Hiç kimseyi incitmezdi. Derslerinden kalan boş vakitlerinde işe gidiyordu. Hafta sonları çalışıyordu ama hafta içi de dersi olmadığında işe gidip çalışıyordu. Olayın olduğu pazartesi günü dersi yokmuş, işe gidiyordu. Saldırgan üstüne gelmiş, Enes'i 'gel buraya, gel buraya' diye çağırmış. Boğazını eliyle sıkmış, tornavidayı da karnına dayamış. 'Seni burada öldürürüm, kimse de bulamaz' demiş. Telefonunu istemiş. Enes de telefonunu vermemek için cebine koymuş. Çocuğumu kameraların görmediği bir duvara yaslamış. İşe giderken o sokağı kullanmak zorunda olduğu için o yoldan gidiyordu. Kendini korumak için bıçağı kullanmış. Keşke yanında taşımasaydı. Ama kendini savunmasa benim oğlum ölecekti. Onun da ölmesini istemezdim. Onun da ailesi var, keşke ailesinin canı yanmasaydı. Oradan geçen bir kadın da olabilirdi, ben de olabilirdim."
'ENES, İMDAT DİYE BAĞIRMIŞ'
Oğlunun yardım çığlığı attığını ama hiç kimsenin korkusundan dışarı çıkmadığını söyleyen Çobanoğlu, "Kadir Şeker olayını gördük, izledik. Enes, 'imdat' diye bağırmış. Kimse dışarı çıkmamış. Olayı gören komşular da korkudan dışarı çıkmamış. Aynı Kadir Şeker olayı gibi, benim oğlumun başına da geldi. İmdat çığlığı atmış, 'imdat, imdat' diye bağırmış çocuğum" dedi.
Bu arada, öldürülen Erkan Aysu ise Bursa Büyükşehir Belediyesi'ne ait Hasköy Mezarlığı'nda toprağa verildi.