HÜRKUŞ B projemize ise 2013 yılında başladık. Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanlığı ve Hava Kuvvetleri Komutanlığı ile yaptığımız sözleşme ile beraber start vermiş olduk. HÜRKUŞ B'nin farkı ise aviyonik sistemleri olması. Glass (Cam) Kokpit şeklinde bir kokpitimiz var. Tamamen yazılım üzerinde koşan, aviyonik mimarisini Aselsan ile oluşturduğumuz bir uçağımız var. Burada toplamda 6 tane MFT dediğimiz akıllı ekranlarımız bulunmakta ve bütün uçakla ilgili bilgileri bu ekranlar üzerinden pilotlarımıza sağlamaktayız. Aviyonik mimarinin kalbinde de iki tane merkezi komuta bilgisayarımız bulunmakta" ifadelerini kullandı.
"İLK İHRACATIMIZI DA NİJER'E YAPIYORUZ"
Nijer'e HÜRKUŞ ihracatı için sözleşmesi yapılan ve Konya'da bulunan 135'inci Filo yani Ateş Filo'ya teslim edilecek HYEU modeli hakkında da bilgiler veren Orbay, "HÜRKUŞ ailemizin bir diğer üyesi ise Hava Yer Entegrasyon Uçağı (HYEU) olarak adlandırdığımız görev eğitimi uçağı. Görev eğitimi uçağımızın ilk startını da yaklaşık 2 sene önce vermiştik. Hatırlarsanız 2021 yılının Haziran ayında Anadolu Ankası'nda bir boy gösterdik, tatbikata katıldık ve güzel bir ses getirdik.
O tatbikatın bir uzantısı olarak İDEF'te de ihracat konusunda çalışmalarımız oldu ve ilk ihracatımızı da Nijer'e yapmış olduk. HYEU uçağımızın amacı, hava ve yer birliklerinin koordinasyonunun sağlanması. Bu uçağımızın esasında hedef kitlesi Konya'daki 135'inci Filo. Burada görev yapmak üzere uçağımızda gerekli değişimleri yaparak modifiye ettik. Ağustos ayında Nijer ile bir temasımız olmuştu. Bunun neticesinde yaptığımız görüşmeler sonucunda Ekim ayında da Nijer kontratını imzalamış olduk ve 2 uçaklık bir sözleşmemiz oldu. Şimdi hem Nijer uçakları için hem de HYEU uçakları için çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Şuan önünde bulunduğumuz uçaklarımız, Konya'ya teslim etmeyi planladığımız 4 ve 6 kuyruk numaralı uçaklarımız. Bunlar hazır, bakımı ve pilot eğitimlerinin verilmesini bekliyoruz, akabinde de envantere girişleri sağlanacak" diye konuştu.
HÜRKUŞ'u diğer muadillerinden ayıran birçok önemli özelliği olduğuna dikkat çeken Orbay, "Çok güçlü bir motorumuz var. Turboprop sınıfında bir uçağımız ve 1600 beygir gücünde bir motorumuz bulunmakta. Aviyonik mimarisi çok özel ve 1 milyon satırdan fazla kod kullanıldı. Kendi yaptığımız aviyonik olması bize çok ciddi anlamda bir avantaj sağlıyor. İstediğimiz gibi modifiye edebiliyoruz. Muadillerinin hepsinin EASA'dan sertifikası yok bu da artı bir özelliğimiz. Bu tip uçaklarda kullanılan her türlü son teknoloji ürünü kullanıyoruz. Örneğin fırlatma sandalyesi. Anormal bir durumda pilotlarımızın kendini kurtarabileceği üstün özellikli fırlatma sandalyelerimiz var" şeklinde konuştu.
HÜRKUŞ'un tasarımdan üretime kadar tamamen yerli ve milli bir proje olduğu için her türlü değişikliği yapma esnekliğine sahip olduklarını belirten Orbay, "Tamamen bizim tasarımımız olduğu için HÜRKUŞ'ta yapılabilecek her şeyi yapma yeteneğine sahibiz. Bundan sonra potansiyel kullanıcılarımızın istekleri dahilinde istediğimiz değişiklikleri yapabiliriz. Örneğin şuan da yürüttüğümüz bir harici yakıt tankı projemiz var. Menzilini neredeyse iki katına çıkarmak için harici yakıt tankı entegre etmeye çalışıyoruz. Envanterimizde bulunan her türlü mühimmatın entegrasyonu sağlanabilir. Bunlar üzerine de çalışıyoruz" açıklamasında bulundu.