Şikayetçi avukatları, kamu vicdanının rahatlatılması ve adaletin tecelli etmesinin önemine değinerek, soruşturma aşamasında beyanları alınan sanığın arkadaşları ve yakınlarının mahkemede de dinlenmesini talep etti. Avukatlar ayrıca sanığın geçmişinin de değerlendirilmesi gerektiğini ifade ederek, bazı mahkemelerdeki dosyalarının da incelenmesini istedi.
BARİYERLER YERİNDEN SÖKÜLDÜ
Sanık Ayhan yaşananlardan dolayı üzgün ve çok pişman olduğunu söylediği sırada, izleyici bölümünde oturan ve öldürülen Azra'nın yakını olduğu tahmin edilen bir kişi ayağa kalkarak sanığa bağırdı. Bu kişi, daha sonra duruşmaya gelen sanık yakınlarına yumrukla saldırdı. Saldırıya müdahale eden polis, saldırgan ile sanık yakınlarını salon dışına çıkardı. İzleyici bölümündeki bariyerler arbede sırasında yerinden söküldü.
ANNE BABADAN AVUKATA TEPKİ
Bu sırada Azra'nın anne ve babası da sanık avukatının üzerine yürüyerek, sanık yakınlarının mahkemeye getirilmesine tepki gösterdi.
Sanık avukatı Mehmet Ali Başaslan ise olayda cinsel saldırı olmadığının raporlarca kanıtlandığını ifade ederek "Aile acılı ama ben de işimi yapıyorum. Sanığın ailesini de ben buraya getirmedim. Müvekkilim maktulün ağzını kısa süreliğine kapatmıştır. Ancak maktulün koronavirüslü olması ve kısa süreli nefessiz kalması ölümü getirmiştir. Ayrıca dosyada yer almayan Azra'nın müvekkilime gönderdiği ses kaydı ve kendi el yazısıyla 'ilgili makamlara' adıyla yazdığı bir mektup bulunmaktadır.
Bunun da dikkate alınmasını istiyoruz. Adil bir şekilde yargılanmayı talep ediyoruz. Biz olayın hala kasten değil, taksirle işlenildiği iddiasını yeniliyoruz. Olay, kasten öldürme değildir. Çünkü müvekkilim maktule yardım etmiştir" diye konuştu. Mahkeme başkanı, Azra'ya ait olduğu iddia edilen ses kaydı ve mektubu dosyaya koymayıp, sanık avukatına iade etti. Sanığın tutukluluğunun devamına karar veren mahkeme, duruşmayı 21 Mart'a erteledi.