Oktay Yılmaz, kendine geldiğinde kardeşi Mehmet Yılmaz'ı çağırdığını, kardeşinin cinayetten haberinin olmadığını belirterek, sonrasında bara gidip alkol aldığını ifade etti. Gece ofise döndüğünü ifade eden Yılmaz, "Süleyman'ın cesedini bıçakla kesmeye çalıştım. Olmayınca ağaç testeresi ile kol ve bacaklarını ayırdım. Bunu yapmam sabahı buldu. Daha sonra cesedi banyoya sürükledim. Naylon poşetlere parçaları koydum. Koli bandı ile sıkıştırdım" dedi.
İkinci gün cesedin kol ve bacak kısmını taksi ile götürüp annesinin Döşemealtı ilçesinde bulunan evin fosseptiğine atığını sözlerine ekleyen Yılmaz, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Ertesi gün büyük ceset parçası olan gövde ve baş kısmını getirmeye karar verip asitle yok edecektim. Gövde ve baş kısmının bulunduğu ceset poşeti ve bunları keserken kullandığım ağaç testeresini aynı çuvala koydum. Taksiye bindim. Sanayiye giderek asit almak istedim. Ancak o saatte eski sanayideki esnaf kapalıydı. Bu esnada bir konteyner gördüm, gövde ve baş kısmını buraya attım. Bıçak, silah ve cep telefonunu poşete koyup yat limanında denize attım" dedi. Oktay Yılmaz mahkemenin adaletine güvendiğini belirterek, "takdir adaletindir" diye sözlerini tamamladı. Oktay Yılmaz'ın avukatı müvekkilinin bu suçu haksız tahrik altında işlediğini söyledi. Yağma suçunun ise gerçekleşmediğini kaydetti.
MAHKEME İNDİRİMSİZ CEZA VERDİ
Son savunmaların ardından mahkeme Oktay Yılmaz'ın Süleyman Eken'i öldürmekten 'Ağırlaştırılmış müebbet' ve 'Yağma suçundan"'ise 11 yıl hapis cezasına çarptırdığını açıkladı. Hiçbir indirim uygulamadı. Diğer tutuklu kardeş sanık Mehmet Yılmaz'ı ise 'Suç delilerini yok etmekten' 5 yıl hapse mahkum ederek tahliyesine karar verdi.
CESEDİN PARÇALARI FOSEPTİKTE BULUNMUŞTU
Polis, geçtiğimiz nisan ayında evin çevresinde iş makineleriyle kazı gerçekleştirdi. Kadavra köpeği ile yapılan aramada, Süleyman Eken'e ait cesedin parçaları, evin bahçesindeki fosseptiktik kuyusunda bulundu.