Konya'nın Meram İlçesinde yaşayan din görevlisi Ahmet K., 29 yıl önce Hamide K. ile evlendikten sonra 3 çocukları dünyaya geldi. Ahmet K. din görevlisi olması nedeniyle uzun yıllar köyde yaşadıktan sonra tayini Konya Merkez'e bağlı bir köye çıktı.
Bu süreçten sonra eşi Hamide K. köye gitmek istemediğini belirterek Konya'nın Meram İlçesindeki evlerine yerleşti. Kadının köye gitmemesi üzerine Ahmet K. da kadının ailesini bahane ederek Konya'daki eve gelmeyi reddedip, kadının ihtiyaçlarıyla ilgilenmedi.
Evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını belirten Ahmet K. boşanma davası açtı. Yerel mahkeme tarafların eşit kusurlu oldukları kabul edilerek erkeğin davasını kabul ederek tarafların boşanmalarına karar verdi.
Bunun üzerine kadın ilk derece mahkemenin verdiği kararı, istinaf yönünden temyiz etti. Konya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi Hamide K.'nın tüm istinaf taleplerini reddetti.
YARGITAY : "KÖY HAYATINDA YAŞAMAYA ZORLAYAMAZ"
Kadın Bölge Adliye Mahkemesinin verdiği kararı da temyiz ederek Yargıtay'a taşıdı. Bu arada bağımsız nafaka davası açan kadın haklı bulundu. Yargıtay 2. Hukuk Dairesine gelen dava dosyası karara bağlandı.
İçtihatlara giren karara göre,davalı kadının boşanmaya sebep olan olaylarda eşit kusurlu olduğu gerekçesiyle erkeğin davasının kabul edildiği ancak, "Davalı kadının köyde yaşamak istemediği, bu şekilde kadının birlik görevlerini yerine getirmediği" gerekçesinin kadına yüklenebilecek kusurlu davranış olmadığı belirtildi.
Ahmet K.'nın eşi ve evin ihtiyaçlarıyla ilgilenmediği, kadını köyde yaşamaya zorladığı ve kadının yaşadığı Konya'daki evi kadından habersiz sattığı, bu haliyle erkeğin tamamen kusurlu olduğu belirtildi. Yargıtay, yerel mahkeme ve istinaf mahkemesinin erkeğin davasının reddedilmesi gerektiğine karar verdi. İstinaf mahkemesinin kararını kaldıran 2. Hukuk Dairesi yerel mahkeme kararını da bozdu.