Nefsi insanı doğru yoldan alıkoyup tuzağa düşürebilir. İnsan günah da işleyebilir ancak hiçbir zaman günahlarından dolayı Allah'ın rahmetinden, affediciliğinden ümidini kesmemelidir. Yapılması gereken, o günahı terk etmekle birlikte sammi i ve içten bir tövbedir...
İnsanoğlu günah işleyebilir. Belki işlememelidir, uyanık olmalıdır ama kötülüğe meyleden nefis vardır ve nefsi kişiyi tuzağa düşürebilir. Böyle bir durumda, günahtan tövbe geciktirilmemelidir ve tövbe içten olmalıdır. Günahtan tövbe eden şunlara dikkat etmelidir:
1- İşlediği günahı tamamen terk etmelidir.
2- İşlediği günahı dile getirmemeli, konuşmamalı, başkalarına anlatmamalıdır.
3- Kendisini günaha iten ortamlardan uzaklaşmalıdır.
4- İşlediği günaha benzer günahlardan da uzak durmalıdır.
5- Günahları konuşanları dinlemekten uzaklaşmalı, kulağıyla da günah dinlememelidir.
6- Yüreğinden günahı silmeli ve içinden böyle bir niyet geçirmemelidir.
7- Tövbesinde samimi olup olmadığını tartmalıdır.
8- Tövbesini yaşantısına yansıtmalıdır.
9- Kalbinin, niyetinin, ihlasının düzgün olup olmadığına bakmalıdır.
10- Tövbe etmeli ama tövbeye de aldanmamalıdır. Tövbesine sürekli devam etmelidir. Kur'an-ı Kerim övünmeyi, kendini öne çıkarmayı, takva sahibi olduğunu seslendirmeyi doğru bulmaz. Bu nedenle de şöyle buyurur: "Öyleyse kendinizi temize çıkarmayın. O sakınanı çok iyi bilir." (Necm, 32)
HZ. ÂDEM NASIL KURTULMUŞTUR?
1- Hatasını itiraf etmekle.
2- Pişmanlık duymakla.
3- Nefsini kötülemekle.
4- Tövbeye devam etmekle.
5- Rahmetten ümidini kesmemekle.
ŞEYTAN NEDEN KOVULMUŞTUR?
1- Yüce Allah'ın emrini tartıştığı için.
2- Günahını itiraf etmediği için.
3- Pişmanlık duymadığı için.
4- Kendini kötülemediği için.
5- Rahmetten ümidini kesmediği ve büyüklenmekten vazgeçmediği için.
NASIL BİR ORUÇ?
Nice insan var ki oruçları sadece aç kalmak ve susuz kalmaktır. Oruçlarından hiçbir sevap bulamazlar. Bunlar oruç tutmalarına rağmen başkasının hakkını yiyenlerdir. Haksızlık yapanlardır. Başkasına hakaret eden ve küçümseyenlerdir. Yani orucu sadece yemekten uzak durmak olarak görenlerdir. Hâlbuki kişi kalbiyle, gözüyle, eliyle, ayağıyla, aklıyla oruç tutmadıkça gerçek oruç tutmuş olamaz. Kalbinden buğzu kaldıramayan, kulaklarıyla dedikodu ve haram sözleri dinlemeye devam eden, gözleri harama kayan, elleriyle eziyet eden, ayaklarıyla harama koşan, zihninde günahı aşamayan kişinin orucu, kabul edilen oruç değil elbette.
CENNET KAPILARI AÇILIR
Ramazan günlerinde cennet kapıları açılır ve şeytanlar zincirlenir. (Buhari, Savm, 7)
Kişiyi günaha itecek zemin ortadan kaldırılır. Aksine güzelliğe, sevaba itecek şartlar kolaylaştırılır. Yeter ki insan Rabb'iyle olan bağını koparmasın, ümitsizliğe savrulmasın, kendini kaybedenlerden sanmasın.
BİR AYET
Zinaya yaklaşmayın. Çünkü o, son derece çirkin bir iştir ve çok kötü bir yoldur. (İsra 32 )
BİR HADİS
"Ya ilim öğreten, ya ilim öğrenen, ya dinleyen veya bunları seven ol. Sakın beşincisi olma! Yoksa helak olursun." (Keşfül- Hafa 1:437)
SORU-CEVAP
Konuşabilen kişinin namazda Fatiha ve diğer sureleri, dili kıprıdatmaksızın ve ses çıkartmaksızın zihinden tekrarlaması okuma (kıraat) saylımaz. Böyle yapmakla namazın rüknü olan kıraat yerine getirilmiş olmaz. Kişinin kendi duyabileceği bir sesle, fısıldar gibi, harfleri yerlerinden çıkartarak ve eğer yanında başkaları varsa onları rahatsız etmeyecek bir şekilde okuması gerekir.
Müslüman hanımların tesettür/örtünme kurallarına riayet etmeleri farzdır. Ergenlik çağından itibaren Müslüman hanımların namahrem erkeklerin bulunduğu yerlerde ve evlerinden dışarı çıkarken başlarını örtmeleri dini bir gerekliliktir. Ancak bu kurallara riayet etmemek, örneğin başı açık olarak gezmek, abdesti bozmaz. Abdesti bozacak durumlardan biri meydana gelmedikçe alınmış olunan abdestle namaz kılınabilir.