Can Göktuğ Boz'un samuray kılıcı ile 9 Kasım 2021 günü Ataşehir'de vahşice katlettiği Başak Cengiz'in ölüme ilişkin "canavarca hisle veya eziyet çektirerek kasten öldürme", "silahla tehdit" ve "Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Kanun'una muhalefet" suçlarından ağırlaştırılmış müebbet, 5 yıl hapis ve bin lira adli para cezasına çarptırılan Boz'un cezasına itiraz edildi.
"TASARLAMA VAR, ARTIRIM YAPILMALI"
İstanbul Anadolu 4. Ağır Ceza Mahkemesi, kadınların sokakta yürüyebilme hakkında sahip olduğu vurgusuyla verdiği cezada 'tasarlayarak öldürme' suçundan hüküm kurmayınca Cengiz ailesi avukatlarıyla itiraz etti.
Can Göktuğ Boz'un sokakta bir kadın aradığı, görünmemek için saklandığı, bir müddet arkasından yürüdüğü şeklindeki ifadesi hatırlatılarak suçta 'tasarlama' olgusu oluştuğu kaydedildi. "Mahkeme ceza verirken suçta kullandığı bıçağın vahim niteliği nazara alınarak artırım yapılmalıydı. Adli para cezası da düşük belirlendi" denildi.
"KADIN HEDEF SEÇTİ PUSUDA BEKLEDİ"
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı avukatı ise yine Cengiz ailesi gibi sanığın korkunç ifadesine vurgu yaptı. Can Göktuğ Boz'un o gün birisini öldürmeye karar verdiğini, kolay olacağı düşüncesiyle kadın hedef seçtiği anlatılan dilekçede, "Samuray kılıcını çantasına koyarak pusuda bekledi" ifadelerine yer verildi. Boz'un olaydan önce internetten çok sayıda kesici delici alet, kılıç, bıçak satın aldığı ve böylelikle 'tasarlama' suçunun oluştuğu kaydedildi.
"60 SANTİMLİK KILIÇ" VURGUSUYLA YENİ KARAR TALEBİ
Bakanlık olayın vahametine de yer verdiği dilekçesinde, "Sap kısmı 20, kesici kısmı 60 santimetre uzunluğunda samuray kılıcını seçti. Böylece hedefinin kendisine karşı koyma ihtimalini en aza indirmeyi hedefledi" cümlelerini kullanarak kararın kaldırılıp yeni karar verilmesini istedi.
SANIK AVUKATI MÜVEKKİLİNE DE ETRAFINDAKİLERE DE GÜVENMEDİ
Bir talep de sanık avukatından geldi. Boz'un avukatı müvekkilinin canice eylemi için, "Yargılamaya konu eylem toplum tarafından infial yaratmış ve medyada yankı bulmuştur" ifadesini kullandı.
Bu durumun cezaevinde bulunan personel, tutuklu ve hükümlülere sirayet edeceğini öne sürerek, "Müvekkilimizin yaşam hakkına veya müvekkilimizden başkalarının yaşam hakkına dönük müdahalelerin yaşanmaması için gerekli önlemler alınmalı" dedi. Sabah'ta yer alan habere göre, mahkemeye sunduğu dilekçenin cezaevine gönderilmesini istedi.