Esra Hankulu 3 Ağustos 2020 tarihinde evinde ölü bulunmuştu. Şüpheli ölümle ilgili olarak, genç kızla geceyi geçiren Ümitcan Uygun hakkında "kasten öldürme" suçundan ağırlaştırılmış müebbet, olay gecesi evde bulunan Dilan Civelek ve Furkan Gürgil için de "Suç delillerin yok etme, gizleme veya değiştirme" suçundan 5 yıla kadar hapis talebiyle Ankara 9. Ağır Ceza Mahkemesi'nde dava açılmıştı. Yapılan yargılama sonucunda Uygun'a "Neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama" suçundan 10 yıl ceza verilirken, diğer iki sanık için de 1 yıl 6 ay hapis cezasına hükmedilmişti. Mahkeme gerekçeli kararını tamamladı.
DARP VE CEBİR UYGULADI
Gerekçeli kararda, olay günü sanık Ümitcan Uygun'un maktule ile birlikte saat 01.00- 02.00 civarında odaya geçtikleri anlatılarak, "İlerleyen süreçte sanık ve ölen Esra'nın telefonlarını değiştirdikleri muhtemelen cep telefonundaki resim ve mesajlar nedeniyle tartıştıkları (telefondan birtakım kayıtların silindiği sonradan tespit edilmiştir), sanığın ölen Esra'ya darp ve cebir uyguladığı, maktülenin kendisini savunduğu maktülün kollarındaki, bacağındaki, uyluk bölgesindeki ve boyundaki yaralanmalardan anlaşıldığı" belirtildi.
BEYİN KANAMASI SONUCU ÖLDÜ
Hürriyet'in aktardığına göre kararda, Esra Hankulu'nun baygınlık geçirdikten sonra banyoya götürülüp üzerine su döküldüğü de anlatılarak, "Kendine gelmesi sonucu bir müddet beraber oturdukları, sonrasında saat 03.00-04.00 civarında sanık ve ölen Esra'nın birlikte odaya geçtikleri sonrasında maktülenin beyin kanaması sonucu vefat ettiği" ifade edildi.
"ÖLDÜRME KASTI YOKTU"
Esra Hankulu'nun baygınlık geçirmesinin sonrasında sanık Ümitcan Uygun'un "Furkan" diye bağırarak, yardım istediği belirtilen kararda "Ölenin banyoda ıslatılıp kendine getirilmeye çalışmış olması, hemen arkasında ölenin çay demleyip bir müddet sohbet etmiş olması, bu aşamada ölenin sanığa yönelik olumsuz bir tavrının şikayet ve siteminin bulunmaması, sonra birlikte aynı odaya tekrar gidilmiş olması hep birlikte düşünüldüğünde sanıkta öldürme kastının olmadığı kanaatine varılmıştır. Eylem kastı aşan müessir fiil sonucu ölüm olarak kabul edilmiştir" denildi. Taraflar arasında husumet bulunmadığına da dikkat çekilen kararda "Öldürmeye elverişli bir alet kullanılmamıştır. Ölenin vücudundaki darp ve cebir izleri hafif sayılabilecek niteliktedir. Bu nedenlerle sanıkta öldürme kasıtının bulunmadığı kabul edilmiştir" tespiti de yapıldı.
"ZORLAMA YORUM"
Sanık avukatının kafada künt cisimle oluşan darbenin olay öncesine ait olabileceği yönündeki savunmasının zorlama bir yorum olduğuna dikkat çekilen kararda "Zira Adli Tıp raporu darbe sonrası 1 saat içinde bulantı ve kusma olacağı yazılı olup, bu durum ölenin banyoya götürülmesi aşamasına denk gelmiştir" ifadelerine yer verildi. Kararda sanık Ümitcan Uygun hakkında "sanığın fiilden sonraki davranışları, sanıkta pişmanlık ve ileri suç işlemekten çekineceği kanaati oluşmadığı" gerekçesiyle iyi hal indirimi yapılmadığı da anlatıldı.
ESRA'NIN CEP TELEFONUNU SAKLADILAR
Kararda, diğer iki sanık için de "ölenin telefonunda bazı kayıtların silinmiş olması, her iki sanığın delil niteliğindeki cep telefonunu adli makamlardan sakladıkları ve sanık Ümit'in varlığını karakolda verdikleri ilk ifadelerinde bahsetmedikleri" gerekçesiyle suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme suçunu birlikte işledikleri belirtildi. Kararda bu sanıklar için de iyi hal indirimi yapılmadığı belirtildi.