Ankara'da yaşayan Halil İ. A., 2012 yılında eşi Fikriye A.'yı evde bırakarak akşam saatlerinde gece vardiyasında çalışmak üzere işe gitti. Fikriye A., kocası gece vardiyasındayken Z.G. isimli kişiyi eve aldı.
Daha sonra Halil İ. A., Fikriye A.'ya Ankara 7. Aile Mahkemesinde boşanma davası açtı ve sebep olarak zinayı gösterdi. Fikriye A. ise, karşı bir dava açarak kolluktaki ifadesinin baskı altında alındığını ve olayın koca ile yakınları tarafından düzenlendiğini savundu.
Yerel mahkeme, "boşanma" davalarının birleştirilerek yapılmasına karar verdi. Birleştirilen davada Ankara 7. Aile Mahkemesi, davanın reddine karar verdi. Karar, eşini evde başka biriyle basan koca tarafından temyiz edildi ve dosya Yargıtay 2. Hukuk Dairesine geldi.
"KADININ ORTAK KONUTTA BAŞKA BİR ERKEKLE BULUNMASI ZİNANIN VARLIĞINA DELALET EDER"
Daire heyeti dosyayla ilgili olarak temyiz incelemesini tamamladı. Heyetin kararında, Fikriye A.'nın kocası gece vardiyasında iken gece 00.00 sıralarında ortak konutta bir başka erkekle yakalanmış olmasının, bu olay sonrasında alınan ifadeler de dikkate alındığında zinaya muhakkak gözüyle bakılmasını gerektiren bir ahval niteliğinde olduğuna yer verildi.
"KADININ ZİNASI İSPATLANMIŞTIR" DENİLDİ VE HÜKÜM BOZULDU
Yaşanan baskın olayının, zinanın varlığına delalet edeceğine vurgu yapılan kararda, kadının zinasının ispatlandığından bahsedildi.
Daire heyeti, Halil İ. A. tarafından açılan ve birleştirilen boşanma davasının kabulü ile zina sebebiyle tarafların boşanmalarına karar verilmesi gerekirken, yetersiz gerekçe ile birleştirilen davanın reddini doğru bulmayarak hükmün bozulmasına karar verdi.