Bakırköy 13. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya tutuklu sanıklar Ergin Aktürk ve Ali İlkay Sarı, Ses ve Görüntü Bilişim Sistemiyle (SEGBİS) bağlandı.
Duruşmada, müştekiler ve taraf avukatları ile Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı avukatı da hazır bulundu.
Tanık olarak dinlenen Hasan Hüseyin Dede, benzincide pompacı olarak çalıştığını söyledi.
Dede, sabah saatlerinde bir erkeğin geldiğini ve yolda kaldığı için benzin istediğini ifade ederek, "Arabanın ruhsatını istedim, ruhsatın arabada kaldığını söyledi. Beş litrelik bidon ile gelmişti. Bidonu doldurup benzini verdim. Şahsı görsem tanımam." dedi.
Sadece verdikleri paranın sahte olup olmadığına baktıklarını anlatan Dede, kendisine baskı ve zorla teşhis yaptırıldığını öne sürdü.
Duruşmada söz alan Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı avukatı ise tanığın baskı altında olduğunu gördüklerini ve beyanlarına itibar edilmemesi gerektiğini belirtti.
Söz alan tutuklu sanık Ergin Aktürk de maktulün yaptığı işten dolayı onu takıntı ve saplantı haline getirmiş birileri olabileceğini iddia etti.
Aktürk, "Ben hayatım boyunca hiçbir şekilde hiç kimsenin ölümüne neden olmadım. İki senedir işlemediğim bir suçtan içerideyim. Sizin vicdanınıza güveniyorum. Kaleminizin gölgesinin adaletten şaşmayacağına inanıyorum." diye konuştu.
Dosyanın, mütalaasını hazırlaması için cumhuriyet savcısına gönderilmesine karar veren mahkeme, tutuklu sanıkların hallerinin devamına hükmetti.
Duruşma, eksikliklerin giderilmesi için ertelendi.
İDDİANAMEDEN
Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, ticari amaçla usulsüz şekilde yolcu taşımacılığı yapan sanık Ergin Aktürk'ün olay tarihi 1 Kasım 2020'den 1 ay önce tanıştığı maktul Fatma Mavi'yi de gideceği yerlere aracıyla götürüp getirdiği ve ikili arasında bu süreçte güvene dayalı bir ilişki oluştuğu belirtildi.
Otoparkta çalışırken tanışan diğer sanık Ali İlkay Sarı ile Aktürk'ün olay tarihinde akaryakıt istasyonuna gittiği anlatılan iddianamede, Sarı'nın buradan bir bidon benzin aldığı, sonrasında birlikte Aktürk'ün evine gittikleri, evden yaya olarak ayrılıp minibüse bindikleri kaydedildi.
Sonrasında da Aktürk'ün tek başına gittiği maktulün evini ateşe verdiğinin tahmin edildiği vurgulanan iddianamede, sanıkların telefon kayıtlarının incelenmesinde de maktul Mavi ve sanık Aktürk'ün olay tarihinde iletişim halinde oldukları aktarıldı.
İddianamede, "Para konusunda telefonla konuşurken sanık Ergün Aktürk'ün sakin bir üslup benimseyerek maktule akşam geleceğini, yüz yüze görüşeceklerini bildirdiği ve böyle yazarken bir yandan da beraberinde bulunan sanık Ali İlkay Sarı ile maktulün evine gitmekte olduğu anlaşılmıştır. Sanık Aktürk'ün saat 08.50-09.00 arasında kalan zaman diliminde maktulün evine giderek onu önce elleriyle boğduğu, akabinde de evi ateşe verip buradan ayrıldığı, maktulün de yanarak ve dumandan boğularak öldüğü tespit edilmiştir." denildi.
Sanık Aktürk'ün olayı tasarlayarak işlediği belirtilen iddianamede, 2 sanığın da "tasarlayarak canavarca hisle kasten öldürme" suçundan ağırlaştırılmış müebbet ile "yangınla mala zarar verme" suçundan 8 aydan 6'şar yıla kadar hapis cezasına çarptırılması isteniyor.