Kütahya'nın zengin kültürünün önemli bir parçasını el sanatları oluşturuyor. Şehirde geleneksel el sanatlarının yanı sıra yalnız bu yöreye özgü el sanatları da yaşamakta. Özellikle çiniciliğin Türkiye ve dünyadaki en önemli merkezlerinden birisi Kütahya... Yine tahta kaşık oymacılığının yurdumuzda yapıldığı ender yerlerden biri, Gediz- Saruhanlar köyü... Elmas işlemeciliği günümüzde kentte halen yaşamakta. Tavşanlı'da leblebicilik ve kilitçilik ile Simav'da hasırcılık, urgancılık, keçecilik yapılmakta.
HAMUR İŞLERİYLE ÜNLÜ
Kütahya'nın önemli lezzetlerinden bazıları şöyle: Cimcik, Kıymalı Sini Mantısı, Gözleme, Ispanaklı Şibit, Şibitli Tavuk Tiridi, Dolamber Böreği, Namaz Lokması, Gökçümen Hamursuzu, Tosunum, Lokum, Tahinli Çörek, Kıymalı Su Böreği, Sarma Hamur Dolması, Sıkıcık Çorbası, Miyane Çorbası, Oğmaç Çorbası, Yoğurt Çevirme Çorbası, Kızılcık Çorbası, Çene Çarpan Çorbası...
ULU CAMİ: YILDIRIM
Beyazıt Camii adıyla da biliniyor. Yıldırım Bayezid zamanında (1381-1384) yapılmaya başlanmış, 1401'de tamamlanmış. Kanuni Sultan Süleyman'ın Rodos seferi sırasında Mimar Sinan tarafından tamir edilmiş olan dikdörtgen planlı avlusuz cami, 1893 yılında II. Abdülhamid Han zamanında büyük onarım görmüş ve kubbeli olarak son şeklini almış.
EVLİYA ÇELEBİ KÜLTÜR SANAT EVİ:
Kütahyalı dünyaca ünlü seyyah, ilim adamı, tarihçi, yazar ve halk bilimci Evliya Çelebi'nin (1611-1683) doğduğu ev, dedesi Kara Ahmet Bey'in türbesinin yanına yeniden yaptırılmış. Konağın yanında yer alan eski yapı da Kütahya Belediyesi tarafından kamulaştırılarak geleneksel el sanatlarımızın yaşatılacağı bir merkez haline getirilmiş.
AİZANOİ ANTİK KENTİ:
Çavdarhisar ilçe merkezinde, Kütahya'ya 50 kilometre uzaklıkta bulunuyor. Kentin yüksek platosu üzerinde bulunan Zeus Tapınağı'nın çevresinde yapılan kazılarda, Milattan Önce 3 bin yıllarına ait yerleşim izlerinin ortaya çıktığı görülüyor.
KÜTAHYA KONAKLARI:
19'uncu yüzyıl sivil mimarlık örneklerinden olan ve Anadolu'nun ahşap mimari özelliklerini taşıyan Kütahya evleri, aslına uygun olarak hâlâ yaşamakta. Bu evler; kendine özgü iki ve üç katlı mimarileri, ahşap payandalı çıkmaları, pencere düzeni ve geniş saçakları ile eski konak kültürünün en güzel örneklerini bugüne taşıyor.
ÇİNİLİ CAMİİ:
Ressam ve Neyzen Ahmet Yakupoğlu tarafından 1973 yılında yaptırılmış. Yapı tarzı ve süsleme üslubuyla Orta Asya Türk mimarisinden bir esintiyi yansıtır. Sekizgen iki katlı ve tek kubbeli olan yapının içi kalem işi süslemelerle, dışı ise özel üretim mavi Kütahya çinileriyle süslenmiş. Türk motiflerinin kullanıldığı süslemeleri ve mimarisiyle özgün bir örnektir.
FRİG VADİSİ:
Kütahya, Afyonkarahisar, Eskişehir üçgeninde, 'Küçük Frigya' dağlık yerleşimi olarak tanımlanan bölge, bugün 'Frig Vadisi' adıyla anılmakta. O dönemden açık hava tapınakları, sunaklar ve kaya mezarları ile savunma ve barınma amaçlı pek çok yapı günümüze ulaşmıştır. Daha sonra Roma ve Bizanslıların da yerleştiği bölgede, kayalar oyularak yapılan 'Deliktaş Kalesi' ve 'Penteser Kalesi' denilen doğal kaleler yer alıyor.
KÜTAHYA KALESİ:
Antik dönemlerden beri iskân edilen Kütahya Kalesi 5'inci yüzyılda Bizanslıların yaptırdığı surlarla, Selçuklular, Germiyanoğulları ve Osmanlılar tarafından yapılan onarım ve eklerle güçlendirilmiş. Yukarı, iç ve aşağı kale olmak üzere üç bölümden oluşan kalenin sık yerleştirilmiş burçları, moloz-kesme taş karışımı ile tuğla sıralardan oluşmakta.