Entelektüel donanımı, içinde yaşadığı toplumun kültürel kodlarına olan hakimiyeti ve demokrasiye olan sarsılmaz bağlılığıyla Türk basın camiasının en özgün şahsiyetlerinden biri olan ve geçtiğimiz günlerde aramızdan ayrılan Mehmet Barlas'ı eşi Canan Barlas anlattı.
Örnek bir gazetecilik hayatı sergileyen Barlas'ın Türkiye'nin kritik süreçlerinde yaşadıklarının detaylarını, yarım asırdan fazla hayatı birlikte adımladığı yol arkadaşından dinledik.
Mehmet Barlas'ın oldukça donanımlı ve çok yönlü bir entelektüel olduğunu belirten eşi Canan Barlas, "Mehmet gibi bir insanla çok uzun bir süreç yaşamak gerçekten çok az insana nasip olur. Olağanüstü bir beyin ve bilgi arşivi var.
Dijital dünya oluşmadan evvel, dijital bir beyinle yaşadım ben. Kendini çok iyi yetiştirmek için olağanüstü bir gayret gösterdi. Ailesi de çok entelektüel bir aileydi. Babasını Cemil Sait Barlas'ı erken kaybetmiş. Gazete patronu çocuğu olmaktan çalışanı olmaya geçmiş.
Bizim dönemimizde entelektüel yaşama önem vermeye daha özen gösterilirdi. Para pul önemli değil de okumuş olmak kendini geliştirmek önemliydi.
Türk müziğini de sevdi, divan edebiyatını da sevdi. Ülkenin bütün etnik özelliklerine özen gösterdiler. Aydın yabancılaşması yaşamadı." dedi.
ÇOK BÜYÜK BİR CESARET ÖRNEĞİ SERGİLEDİ
Türkiye'nin demokratikleşme sürecinde yaşadıkları zorluklardan da bahseden Barlas, "Her gelişmeye ve gelişime herkesten önce ayak uydurdu. Türkiye'de hep iktidarların çevresinde, para sahipleri ve zenginleri oluştu.
30 DEFA İŞTEN ÇIKARILDI
Gazeteler hükümetten nefeslenmeye başladı. O dönemlerde gazete çalışanları kendilerine uymadığı zaman işten çıkarmaya başladılar. Ben o dönemlerde saydım Mehmet tam 30 defa işten çıkartıldı.
CESARET ÖRNEĞİ SERGİLEDİ
Bu uzaklaşmanın sebebi, medya patronlarıyla aynı dünyayı paylaşmadığı içindi. Çok büyük bir cesaret örneği sergiledi. İşten çıkardıkları zaman eve bir şey olmamış gibi gelirdi. Filmler, belgeseller, siyasi tartışmaları hiç kaçırmadı. Bilgi dağarcığını her zaman çoğalttı." İfadelerini kullandı.
28 ŞUBAT SÜRECİNDE AYNI GÜN İKİMİZDE İŞTEN ÇIKARTILDIK
28 Şubat sürecinde yaşadıkları zorluklara değinen Barlas, "28 Şubat'ta ikimiz aynı gün. Dinç Bilgin ile Aydın Doğan kartel kurdular. Bunlar Mesut Yılmaz'ı arkalarına alıp dışladılar.
BİRKAÇ SENE İŞE ALINMADIK
Bir kısım gazetecileri kovdular. Birkaç sene işe alınmadık. Onların dertleri, Batı'nın Türkiye'ye tırnaklarını geçirip yönlendirmesi üzerine bir düzendi. O dönem için büyük bir demokrasi mücadelesi verdi.
İşsiz kalmak çok keyifli bir şey değildi. Fakat o düşünceleri için yaşadı. Düşüncelerin geldiği noktaya bakar. Güçlü bir insandı. Aldırmazdı. 55 senelik evliyiz, çok işsiz kaldık ama bu nedenle mutsuz olmadık." şeklinde konuştu.
ERDOĞAN'I YEDİRMEYECEĞİNİ DÜŞÜNDÜ
Tayyip Erdoğan ile eşi Mehmet Bey arasında bir dayanışma ruhu olduğuna değinen Barlas, "Mehmet, Tayyip Erdoğan'ın Batı ile de doğu ile de Türk siyasetçisi olarak en iyi mücadele edecek adam olduğunu anladı.
Birlikte bir dayanışma ortamı oluşturdular. Tayyip bey, 'Abi seçimi aldık, ne diyorsun?' gibi sorular sorardı. O da, 'Siz yirmi senedir seçim kazanıyorsunuz. Ben hayatımda hiç seçim kazanmadım ki ne söyleyebilirim' diyordu. 15 Temmuz sürecinde, biz hastanedeydik, 'Mehmet darbe yapmışlar gene' dedim.
HER DÖNEMDE FİKİRLERİ NEDENİYLE DIŞLANDI
Baktı, 'Tayyip yener bunları' dedi. Ondan sonra her seferinde Tayyip Erdoğan'ı Turgut Özal gibi yedirmeyeceğini düşündü. Turgut Özal'a da çok haksızlık yapıldı. Erdoğan'a da o haksızlıkları sıralamışlardı. İşte Gezi ile başladı. Son zamana kadar geldi. Her dönemde fikirleri nedeniyle dışlandı. Ama aldırmadı. Son dönemde Erdoğan'ın siyasetini paylaşmak ve suçmuş gibi ele aldı bizim çevremiz. Bizi nereye koyacaklarını bilemediler. Fakat aklımda geçtiği kadarıyla pek düzgün yerler değildi. Lakin Mehmet bildiğini yaptı." dedi.
TANSU ÇİLLER ERDOĞAN'IN HAYRANI
Tansu Çiller'in Erdoğan'ın verdiği mücadeleyi önemsediğini vurgulayan Barlas, "Türkiye'nin geldiği noktayı çok iyi çözdü ve okudu.
Eskiye göre Türkiye'nin çok iyi olduğu düşüncesi vardı. Tansu Çiller, Tayyip Erdoğan hayranı bir isim. Küresel çeteyle en fazla Erdoğan'ın mücadele verdiğini düşünüyor." İfadelerini kullandı.