Uşak'ın Esme İlçesi'nde Gökdeniz T. 2021 yılında 300 milyonda bir görülen ve halk arasında 'yılan bebek' olarak bilinen Harlequin tipi iktiyozis hastalığıyla dünyaya geldi. Gökdeniz bebeğin annesi Ela Fidan (28) ile babası Musa T., doğumdan 3 ay önce boşanmak için mahkemeye gitti.
"BEBEĞİN BABASI BEN DEĞİLİM"
Baba Musa T. bebeğin babasının kendisi olamayacağı iddiasıyla çocuğun soybağının nesebinin tespit edilmesini istedi. Bunun üzerine İzmir Adli Tıp Kurumu Biyoloji İhtisas Dairesi, Gökdeniz bebek ile anne ve babasından alınan örnekler üzerinde DNA incelemesi gerçekleştirdi.
ADLİ TIP RAPORUNDA 'YÜZDE 99 BEBEĞİN BİYOLOJİK BABASI' DENİLDİ
İzmir Adli Tıp Kurumu Biyoloji İhtisas Dairesi, Gökdeniz bebek ile anne ve babasından alınan örnekler üzerinde DNA incelemesi gerçekleştirdi. Mahkemeye gönderilen 29 Haziran 2022 tarihli Adli Tıp Raporu sonucuna göre, Musa T.'nin yüzde 99 oranında bebeğin biyolojik babası olabileceği tespitine yer verildi.
DEDE KAYYUM OLARAK ATANDI
Ancak babanın avukatları, DNA testine itiraz etti. Çift, 9 Haziran 2022'de boşanırken Gökdeniz bebeğe annesinin babası olan dedesi Sait Fidan'ı kayyum olarak atanmasına karar verdi. Kayyum kararında, Gökdeniz bebeğin yasal temsilcileri arasında menfaat çatışması çıktığı için bebeği soybağı davasında temsil edecek kayyuma ihtiyaç olduğu belirtildi. Ancak Musa T., bebeğe dedesinin kayyum olarak atanmasına itiraz etti.
MAHKEME DAVAYI REDDETTİ
İzmir Bölge Adliye Mahkemesi'nin kararı bozması üzerine küçük çocuğa Uşak Barosu'ndan bir avukatın kayyum olarak atanmasına izin verildi. Gökdeniz bebeğin soybağına ilişkin davada karar, 14 Haziran'da çıktı. Eşme Asliye Hukuk Mahkemesi'nde görülen davanın karar duruşmasına annesin avukatları Ahmet Ocak, Zeynep Avcı ve Ali Arık katıldı. Hakim, Musa T.'nin çocuğun babası olmadığı yönünde açtığı davanın reddine karar verdi.
"BEN CİLDİ KANAMASIN DİYE KREMLERKEN BABASI..."
Ela Fidan, "Babasının bu davayı açmasıyla, namusum ve gururumu ayaklar altına alındı. Fakat endişelenmem gereken asıl konu bu değildi. Her ne kadar bu durum canımı yaksa da beni korkutan tek şey oğlumdan alınacak kan örneğiydi. Ben Gökdeniz'in cildi kanamasın diye saat başı kremleme işlemi yaparken, babasının acımasızca davranması çok yüreğimi yaktı. Avukat Zeynep Hanımla iletişime geçtim. Bu süreçte bizi iş gibi görmeyip davayı sahiplenmesi beni çok duygulandırdı. Ayrıca endişelerimi ortadan kaldırdı. Sadece avukatım değil, elim, kolum, ayağım, dilim oldu" dedi.
'ELA OĞLU İÇİN SAVAŞÇIYA DÖNÜŞMÜŞ ÇOK GÜÇLÜ, ÇOK ZEKİ BİR KADIN'
Avukat Zeynep Avcı, "Ela'ya hayranım. Ela gibi annelerimizi her konuda sarıp, sarmalamalıyız. Ela oğlu için savaşçıya dönüşmüş çok güçlü, çok zeki bir kadın. Muhteşem bir anne. Bunlar, kadın çocuk namus ile ilgili davalar. Hatta namus cinayetlerinin hala işlendiği de düşünüldüğünde yaşam hakkı ile ilgili konular. Adalet kavramı taviz verilebilecek, geciktirilecek bir konu değil. Kararda her zaman hukuki bilgi ve yeterlilik şart ama bir o kadar da vicdan olması gerekiyor. Her davanın olmazsa olmazı bu koşullar. Bu tür davalarda ayrıca öncelikli ve şart. Bu nedenle bununla ilgili kamuoyu spotları oluşturulmalı, yeni yasal düzenlemeler yapılmalı, toplumun gündemine bu tür konuların alınması öncelikli olmalıdır" diye konuştu.