Büyükçekmece 13. Asliye Ceza Mahkemesindeki duruşmaya, tutuksuz sanık Özsoyeri ile taraf avukatları katıldı. Duruşmada söz alan müşteki avukatı Harun Yıldızhan, sanıklar Özsoyeri ile Erdal Doğruya'nın maktule tıbbi müdahale yaptığını belirtti.
"ŞEKERLİ SU VERİP DELİLLERİ KARARTTILAR"
Avukat Yıldızhan, "Fiilin işlenmesinde ortak hakimiyet olduğu için raporda da sanık Öner Özsoyeri'nin kusur oranı 8/8 belirtilmiştir. Olaydan sonra maktulü hastaneye yönlendirmemiş olmaları ve şekerli su vermeleri, delilleri karartmaları nedeniyle ihmali davranış söz konusudur. Bu nedenle sanığın cezasında indirim yapılmamasını ve üst hadden cezalandırılmasını istiyoruz." dedi.
"SUÇSUZUM"
Sanık Öner Özsoyeri de eylemi kendisinin yapmadığını ileri sürdü. "Olaydan 6 ay önce doktorluk ruhsatım alınmıştı." diyen Özsoyeri, "Doktor değildim. Mesleki nedenden dolayı değil, başka bir nedenden alınmıştı.Doktor sıfatıyla orada bulunmuyordum. Ölen sanık Erdal Bey'in hastasıydı. Ben odada bile yoktum. İşlemi ben yapmadım. Hastaneye yönlendirdim. Kendisi kabul etmedi. Suçsuzum, beraatimi istiyorum." şeklinde konuştu.
Mahkeme, sanık Öner Özsoyeri'ne "taksirle bir kişinin ölümüne neden olma" suçundan 6 yıl hapis cezası vererek, herhangi bir indirim uygulamadı.
Yargılama sırasında sanıklardan Erdal Doğruya hayatını kaybederken, diğer 2 sanık Bülent Bostancı ve Ömer Elmalı'nın ise dosyalarının ayrılmasına karar verilmişti.
Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, ruhsatsız iş yeri işleten sanıklardan Öner Özsoyeri'nin pratisyen hekim olup uzmanlık eğitimi ve sertifikasının bulunmadığı belirtilmişti.
Kübra Boyraz'a Öner Özsoyeri tarafından kalça dolgusu operasyonu yapıldığı bildirilen iddianamede, 19 Eylül 2020'de bu iş yerine gelen Boyraz'ın saat 20.20 sıralarında baygın şekilde siteden çıkartıldığı, araçla ailesine teslim edildiği, evinde rahatsızlanması üzerine ailesince hastaneye kaldırıldığı ve 20 Eylül 2020'de de hayatını kaybettiği anlatılmıştı.
İddianamede yer alan otopsi raporuna göre, maktulün kimyasal ve toksikolojik inceleme sonucunda kanı ve akciğer dokusunda silisyum tespit edildiği, kişinin ölümünün, yağ embolisi (silisyum içerikli madde enjeksiyonundan ileri gelen) ve beraberinde gelişen komplikasyonlar sonucu meydana geldiği kaydedilmişti.
Sanık Erdal Doğruya'nın "bilinçli taksirle ölüme neden olma", "diploması olmadığı halde hasta tedavi etme veya tabip unvanını takınma" ve "Sağlık Hizmetleri Temel Kanunu'na muhalefet" suçundan 5 yıl 8 aydan 17 yıla kadar hapisle cezalandırılması istenen iddianamede, Özsoyeri'nin de "bilinçli taksirle ölüme neden olma" ve "Sağlık Hizmetleri Temel Kanunu'na muhalefet" suçlarından 3 yıl 8 aydan 12 yıla kadar hapis cezasına çarptırılması talep edilmişti.
İddianamede, sanıklar Bülent Bostancı ve Ömer Elmalı'nın ise "Sağlık Hizmetleri Temel Kanunu'na muhalefet" suçundan 1 yıldan 3 yıla kadar hapisle cezalandırılması istenmişti.