FETÖ'nün kalleş darbe girişimini televizyondan öğrenir öğrenmez Atatürk Havalimanı'na giden Metin Doğan, tankı önene yatarak nasıl durdurduğunu anlattı. Matematik öğretmeni Doğan, eyleme başlarken amacının ölmek olduğunu belirterek "Ben o an benim ölümümün yüzbinlerce insanın canını kurtarabileceğini düşündüm. Bu karşı duruşu tek başına yapmak o kadar zor ki. İçinizden birden bir kişilik oluşuyor. Cesaret geliyor. Harekete geçmeniz için sizi ikna etmeye çalışıyor. Askerler birden havaya ateş açmaya başlayınca ben de o gazla koştum üzerlerine doğru. Herhalde 10 asker vardı. Geldim tankın önüne ellerimi kaldırdım. Bunlar frene bastılar. Ben Türk askeriyim, siz kimin askerisiniz diye bağırdım. Bir an duraksadılar. Sonra karşılıklı laflar başladı. Tank durmuştu ama motoru çalışıyordu. Karşısında güçlü de dursanız titriyorsunuz. Asfaltı titretiyor böyle. Amaç ölmekti. Yattım tankın önüne kelime-i şahadet getirdim. Tank geldi durdu. İnsanlar bağrışmaya başladı. Daha sonra kalkıp tekrar tankın önüne geçtim. Bana bağırmaya başladılar ateş edeceğiz diye. Onları tahrik etmek için tişörtümü falan çıkardım. Ateş etsene dedim. Onlar yine gaza bastılar. Bu defa hızlı bir şekilde diğer paletin altına yattım. Palet geldi omzuma değdi. Etrafta yapma diye bağıranlar benim öldüğümü düşündüler, tankın etrafını sardılar. O an ölmeden amacıma ulaştığımı hissettim" diyerek o dehşet dolu anları tekrar yaşadı.
DARBECİLERİN KARŞISINA OĞLU İLE ÇIKTI
Kanlı darbe girişiminin yaşandığı 15 Temmuz 2016 gününde Erol Olçok da vatanını savunmak için oğlu Abdullah Tayyip Olçok ile birlikte sokağa çıkanlar arasındaydı. Reklamcı Erol Olçok, Başkan Recep Tayyip Erdoğan ve Adalet ve Kalkınma Partisi'nin reklam danışmanıydı. Olçok, darbe girişimi haberini alır almaz hemen evden ayrıldı. O sırada oğlu 16 yaşındaki oğlu Abdullah da peşine takıldı. Ona "Sen evde kal" diye çıkıştı. Ama genç evlat, babasını yalnız bırakmadı. 54 yaşındaki baba Erol Olçok ve oğlu, Boğaziçi Köprüsü'nde darbecilerin karşısına çıktı. Ancak hain kurşunlarla ikisi de hayattan ayrıldı. Babaoğul, geride büyük bir "Kahramanlık" öyküsü bıraktı. Onların ve diğer yiğitlerin anısına köprünün adı da 15 Temmuz Şehitler Köprüsü yapıldı.
7 YILDIR ANILARLA YAŞIYORUM
Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016'daki hain darbe girişimi sırasında Ankara Emniyet Müdürlüğünde şehit olan polis memuru Muhammet Oğuz Kılınç'ın yüreklerdeki acısı tazeliğini koruyor. Ailesi evlatlarının acısını ulaştığı şehitlik makamı ve gösterdiği kahramanlıkla dindirmeye çalışıyor. TAKVİM'e konuşan şehit Kılınç'ın annesi Meltem Kılınç, "Ben bir anne olarak evladımı yaşıyorum. Her zaman aklımızda. 15 Temmuz darbe girişimi vatan hainlerinin bizzat ülkemizi işgal teşebbüsüydü. Ben evladımı, Allah sevgisi, vatan ve millet sevgisiyle büyüttüm. Allah evlad��ma şehitlik makamını nasip etti. 7 yıldır oğlumun anılarıyla yaşıyorum" dedi.
VATANIMIZA CANIMIZ FEDA
Ankara'da yaşayan Türkan Güder, 15 Temmuz hain darbe girişimi sırasında hiç düşünmeden sokağa çıktı. Akıncı Hava Üssü'nde darbeci askerlerin açtığı ateş sonucu 3 yerinden yaralandı. Eşi Ümit Güder şehadete ulaştı. Oğlu Mertcan Güder ise ayağından yaralandı. Türkan Güder, bugün olsa yine darbecilere karşı çıkacağını ve vatanı için canını vermeye hazır olduğunu açıkladı. Şu ifadeleri kullandı: Eşimin bir kurşun kafasına denk gelmişti, beşinci gün şehit oldu. Çok acı yaşadık, çok şeyler gördük. Şükürler olsun Rabbime. Devletimiz yanımızda, ayaktayız. Bayrak için, vatan için ben şu anda gaziyim, şehit eşiyim, gururluyum, mutluyum. Her zaman için ben acımı içime gömdüm. Bu vatan için, bu bayrak için, seve seve canımı vermeye de hazırım.
VATANIM İÇİN BİR KOLUM DEĞİL BİN CANIM FEDA OLSUN
Gazi Üzeyir Civan, 15 Temmuz hain darbe girişimi sırasında Tuzla Orhanlı gişelerinde darbeci hainlere direnmek için çıktığı yolda sol kolunu kaybetti, sağ elinden de yaralandı. O gece yaşadıklarını anlatan Civan, şu ifadeleri kullandı: Eşim ve birkaç akrabam ile havalimanına gitmek için yola çıktık. Araçlarla gişelerin oraya gelince silah sesleri gelmeye başladı. Gişelerde indim, oradaki bekleyen insanlara hep birlikte 'Asker polis kardeştir' sloganları attık. Yine silah sesleri geldi. 'Siviller olarak yanlarına gidip dur diyelim' dedim. Bu kana engel olmak istedim.
'TANKLARLA SÜRÜKLEDILER'
FETÖ'nün 15 Temmuz'daki darbe girişimi sırasında Genelkurmay Başkanlığı önünde hainler tarafından kolundan vurularak yaralanan Gazi Recep Kara (39) 7 yıl geçmesine rağmen o geceyi unutamıyor. Darbecilerin içinde bulunduğu tankların önüne defalarca geçen, tanklarla birlikte kilometrelerce sürüklenen Kara, "Ellerinde Türk bayrakları olan herkesi vurdular. Tankların önünde kilometrelerce sürüklendim. Evden abdestimi alıp çıkmıştım ama şehadet bana nasip olmadı. Vatan için millet için bayrak için ezan için hainlere geçit vermedik" dedi.
VATAN SEVGİMİZİ SINAMASINLAR
Hain darbe girişiminde Genelkurmay Başkanlığı'nda ilk kurşunu yiyen gazi Osman Deli yaşadıklarını anlattı. Gazi Hacı Osman Deli herkesin yüreğine işleyen şu ifadeleri kullandı: Bu vatanın kolay kazanılmadığını bildiğimiz için bu vatanı onlara yar etmeyiz. Ben oradan döneceğimi hiç düşünmedim. Oraya şehit olmaya gittim. Bütün mermiler kulağımın yanından gidiyor. Hep kafamı nişan aldılar ama Allah'ın hikmeti bir tanesi bile bana değmedi. 10 tane mermi yiyenler vardı. Oraya şehit olmaya gittim. Allah'ın vereceği ömür varmış.
BUGÜN OLSA YİNE GİDERİZ
15 Temmuz darbe girişiminde Genelkurmay önünde şarapnel parçasıyla belinden yaralanarak gazi olan Kaan Şimşek, o geceyi TAKVİM'e anlattı. Ankara'da binlerce kahraman vatandaş gibi darbeci hainlere karşı duran Şimşek şunları söyledi: Ailemle helalleştim, abdest aldım ve Cumhurbaşkanımızın sözleriyle sokağa çıktım. Cumhurbaşkanımız bir açıklama yapmadan önce ne olduğunu anlamaya çalıştık, ne yapacağımızı bilemedik. Ama Cumhurbaşkanımız bize yol gösterdi. 'Sokağa çıkın' çağrısı yaptı.
ŞARAPNEL PARÇALARI BELİME GELDİ
Biz de hemen vatanımızı savunmaya koştuk. Helikopter ve F-16'ların ateş açtığını gördük. Türkiye'yi korumak, bayrağımızı indirmemek ve ezanı susturmamak için sokağa çıktık. Sırtımızda bayrağımız, yüreğimizde vatan sevdası dışında hiçbir şeyimiz yoktu. Ama bu inanç sayesinde hainlere fırsat vermedik. Şarapnel parçaları belime isabet etti. Biz elimizde bayraklarla, şehadet isteyerek bir karınca misali devletimize destek olmaya çalıştık. Göz göre göre ateşin üstüne gittik. Bugün olsa gözümüz kapalı yine gideriz. Etrafımızda can veren insanların yüzünde bir tebessüm vardı. Çünkü şehadete koşmuşlardı. Tek isteğim, 15 Temmuz gecesi ve bu ruh unutulmasın.