Karadeniz bölgesinde yeşil ile mavinin buluştuğu birçok şehir gibi Sinop'da ziyaretçilerini büyülüyor. Antik Çağ'da Helenistik dönemden itibaren önemini koruyan bir liman kenti iken, Anadolu ve Kırım yarımadası arasındaki deniz ticaretinde de önemli noktalardan olmuş bir şehir Sinop. Türkiye'nin en kuzey ucu olan İnceburun'u içeren Sinop, tarihi ve zengin doğal güzellikleri ile günümüzde turistlerin oldukça ilgisini çekiyor.
Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre de Türkiye'nin en mutlu şehri ünvanını kimselere kaptırmayan Sinop, gerçekten de yeşil ve mavinin huzurlu buluşmasıyla insana "Burada yaşlanabilirim" diye düşündürüyor.
HAMSILOS TABİAT PARKI
Parka adını veren denizin bir nehir gibi kara içine girdiği Karadeniz'deki ria tipi kıyı oluşumunun en güzel örneklerinden biri olan Hamsilos Koyu (halk arasında Hamsaroz olarak da söylenmektedir) ile Akliman Koyu gibi eşsiz güzellikteki iki doğal limanı, bataklık-kumul-deniz ve ormanlık alanları ile zengin biyoçeşitliliği bir arada barındıran doğa harikası bir alan olup, il merkezine 14 kilometre uzaklıktadır.
BOYABAT KALESİ
Boyabat İlçesi'nin bulunduğu Gökırmak Vadisi'nde, karşılıklı sarp iki kayalık tepeden biri üzerinde kurulmuştur. Kale, kayaların doğal yapısına uygun şekilde inşa edilmiştir. Kale bedenleri arasındaki kulelerin bazıları dikdörtgen, bazıları yuvarlak olarak yapılmış olup iç kısmında kulelere çıkan merdivenler yer almaktadır. Kaleye giriş güneydoğu köşesinden büyük yuvarlak kulenin yanındaki küçük bir kapıdan sağlanmaktadır.
İNALTI MAĞARASI
Ayancık İlçesi'ne 40 km uzaklıktaki İnaltı Köyü sınırları içerisinde olan mağara denizden 1070 metre yüksekliktedir. Mağaranın 50 metre altına kadar araçla ulaşım bulunmaktadır. Buradan da merdivenler aracılığıyla mağaranın ağzına ulaşılabilmektedir. Mağara ağzında geniş bir sahanlık vardır. İnaltı Mağarası, gerek mağara içi damlataşları özelliği, gerekse doğal çevresinin güzelliği ile turizm amaçlı kullanıma uygundur. Uzunluğu 658 metredir.
PAŞA TABYALARI
Yarımadanın doğusunda Karakum yolu üzerinde bulunan tabya, denizden gelebilecek tehlikelere karşı tersanenin emniyetini sağlamak ve limanda bulunan gemileri korumak amacıyla 19'uncu Yüzyıl'da yapılmıştır. Yarım ay şeklindedir. Üstte 11 adet top yuvası bulunan yapının alt bölümünde, cephanelik ve koğuş olarak kullanılan büyük mekanlar ve mahzen vardır. Tarihi açıdan görülmeye değer bir yer.