"Ekipler, özel cihazlarla 15 gün arama yaptı ancak hiçbir ize rastlayamadılar. Hava şartları da arama çalışmalarını zorlaştırdı. Biz de 6 aydan fazladır aramadık yer bakmadık. Hastaneleri kontrol edip, bulunan her cesede koştuk ancak yeğenim yoktu.
Bazı şaibeli deliller bizi kuşkulandırdı. Polis karakolundan iki polisin, biz bir şey görmedik demesi, 3 arkadaşı tarafından Rumeli Hisarına gittiği belirtilen yeğenimin telefonu ile birlikte 21.30'da denize düştüğü söylenirken 00.45'te savcılık tarafından telefonunun Gaziosmanpaşa'da sinyal verdiği tespit edilmesi şaibeli bir durum oluşturuyor.
Bu şaibeli durumda yeğenimin ne ölüsüne ne de dirisine ulaşıldı. Öldürüldü mü, kaçırıldı mı, yoksa boğuldu mu bilemiyoruz. Adeta sır oldu." "Arkadaşlarının şüpheli ifadeleri bizim kafamızı karıştırıyor.
Telefonu ile birlikte Rumeli Hisarından denize düşen bir insanın cep telefonu saat 00.45'ten Gaziosmanpaşa Kazım Karabekir Mahallesi'nden sinyal vermesi ve üç arkadaşının da çelişkili ifadeler vermesi nedeniyle olayın denizde boğulma olayı olmadığına kanaat getirdik.
Yeğenimin denize düştüğünü söyleyen ve ağabeyini almak için Gazi Mahallesine gelen arkadaşlarından birisi otomobil ile seyir halindeyken ağabeyi Ömer Solmaz'ın telefonunu aradığında arama sesi sonrasında telefonunun kapatılması kuşkuları daha da arttırdı.
Yeğenimin denizde olmadığını ya kaçırıldığı, ya öldürülüp bir yere atılmış olabileceğini düşünüyoruz. Eğer denize düşseydi mutlaka cesedi bir kıyıya vururdu. Yeğenimin başına ne geldiyse o üç arkadaşı çok iyi biliyor.
Boğuldu mu , öldürüldü mü yoksa kaçırıp bir yerde alımı konuluyor bilemiyoruz. Yeğenimin başına ne geldiyse aydınlatılıp ölüsünün yada dirisinin bulunmasını istiyoruz" ifadelerini kullandı.