Konya, kısa bir tanıma sığmayacak kadar geniş bir coğrafyaya ve tarihi derinliğe ev sahipliği yapıyor. 42 bin kilometrekarelik yüzölçümüyle dünyanın en büyük yerel yönetimi olan Konya; dört mevsimin en güzel yaşandığı, binlerce farklı doğal, tarihi ve kültürel zenginliği bünyesinde taşıyan bir şehir.
İlk şehir yerleşiminin kurulduğu ve ilk defa tarımın yapıldığı, 10 bin yıllık geçmişiyle insanlık tarihine ışık tutan UNESCO Dünya Mirası Listesi'ndeki Çatalhöyük Konya'da yer alıyor. Çatalhöyük'le başlayan serüvenini; Hititler, Frigler, Büyük İskender İmparatorluğu, Roma ve Bizans İmparatorlukları, Büyük Selçuklu Devleti, Türkiye Selçuklu Devleti ve Osmanlı Devleti'yle sürdüren şehrimiz, beşiklik ettiği her bir medeniyetin kadim mirasıyla yükseldi. Hititlere uzanan tarihiyle; Fasıllar, Eflatunpınar, Yalburt ve İvriz anıtları ile Anadolu'nun en önemli antik yerleşimlerinden olan Kilistra, Vasada, Savatra ve İsaura antik kentleri Konya sınırları içerisinde bulunuyor.
TÜRKİYE'NİN KALBİ...
Türkiye Selçuklu Devleti'ne 200 yıl boyunca başkentlik yapan Konya'nın neredeyse her köşesinde, Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinden kalma eserleri de görmek mümkün. Unesco Dünya Mirası Listesi'ndeki Eşrefoğlu Camii ile Aziziye Camii, Alâeddin Camii, Kapu Camii, Karatay Medresesi, İnce Minareli Medrese, Şırçalı Medrese, Aya Eleni Kilisesi ve Ak Manastır gibi birçok tarihi değer şehirde yer alıyor. Bunlarla birlikte Konya tarih boyunca, onca âlim ve münevver şahsiyetin de evi oldu.
Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî, Şems-i Tebrîzî ve Nasreddin Hoca gibi tüm insanlığa ilham kaynağı olan âlimlerin hak ve hakikat ışığı, asırladır Konya'dan dünyaya yayılıyor. Tarihi zenginlikleriyle birlikte birbirinden farklı onlarca doğal güzelliği de barındıran şehir; bir yanında yemyeşil doğasıyla Yerköprü Şelalesi, Meram Bağları, Beyşehir ve Suğla Gölü'ne, bir yanında bozkır ikliminin hüküm sürdüğü uçsuz bucaksız Tuz Gölü'ne ev sahipliği yapıyor. Dört mevsimin tüm güzelliklerini taşıyan Konya'yı bahar aylarında laleler, yaz aylarında güller ve lavanta bahçeleri süslüyor. Şehri önemli kılan bir başka özelliği ise Türkiye'nin kalbi denilebilecek bir konumda yer alması. Doğu ile batıyı, güney ile kuzeyi birbirine bağlayan Konya'mız; karayolu ile 3 saatte 10 milyon, 6 saatte 64 milyon insana ulaşım imkânı sağlıyor. Öte yandan kesintisiz havayolu ile demiryolu ulaşımının bulunması, Konya'nın dünyaya açılmasına olanak tanıyor. Tüm bu özellikleriyle Konya, dünyanın en önemli turizm merkezlerinden biri olarak öne çıkıyor.
KONYA'NIN TARİHİ VE KÜLTÜREL MEKÂNLARI
EŞREFO��LU CAMİİ
Eşrefoğulları Beyliği'nin kurucusu Seyfeddin Süleyman Bey tarafından 1296-1299 yılları arasında yaptırılmıştır. Ahşap direkli ve düz toprak damlı camilerin en gelişmiş ve en büyük örneğidir.
AZİZİYE CAMİİ
Konya merkezindedir. Kesme Gödene Taşı ile yapılan mabed son Osmanlı mimarisinin en güzel örneklerindendir.1867'de Sultan Abdülaziz'in annesi Pertevniyal adına yeniden bugünkü cami yaptırılmış ve bu adla anılmıştır.
KAPU CAMİİ
Asıl adı İhyaiyye olup eski Konya Kalesi'nin kapılarından birinin çevresinde yer aldığından Kapu Camii adıyla anılır. Cami ilk defa 1658 yılında Mevlevi Dergahı Postnişinlerinden Pir Hüseyin Çelebi tarafından yapılmıştır. Kesme taşlardan inşa edilen caminin üzeri dıştan çatı, içten büyüklü küçüklü sekiz kubbe ile örtülüdür.
80 BİNDE DEVRİ ALEM PARKI
80 bin metrekare bir alana inşa edildiği için bu isimle anılan ve Türkiye'de benzeri olmayan park, 23 Nisan 2014'te hizmete açılmıştır. Tarih, bilim, teknoloji ve kültür parkı özelliği taşıyan bu emsalsiz park "Gez Konya'yı Gör Dünyayı, Bizi Gezerseniz Dünyayı Görürsünüz" sloganıyla tanıtılır.
BEYŞEHİR GÖLÜ
Beyşehir Gölü, dört mevsim eşsiz manzarasıyla burayı ziyaret eden herkesi kendine hayran bırakıyor.
SIRÇALI MEDRESE
Sırçalı Medrese Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinde medrese olarak kullanılmıştır. XVII. yüzyılda terk edilmiş olan medresenin talebe odaları yıkılmıştır. XIX. yüzyılda ise kerpiçle yapılan bu odalarda eğitime devam edilmiştir.
KONYA MUTFAĞI
Türkiye'nin gastronomi şehirleri arasında yer alan Konya, çeşitli ve zengin bir mutfağa sahip. Anadolu mutfağının merkezi olma özelliğini taşıyan Konya, mutfağındaki çeşitlilikle dikkat çekiyor.
ETLİ EKMEK:
Pideyi andıran bir görüntüye sahip olsa da pideden oldukça farklıdır. Pide ve lahmacun ile benzerliği olmasına rağmen hamuru çok daha incedir. İnce açılan hamur özel bir kıymalı harç ile doldurulur. Ardından fırında pişirilir.
TİRİT KEBABI:
İç Anadolu'da tüketilen ve en sevilen kebap türlerinden biri. En önemli özelliği dana etiyle özel bir şekilde hazırlanıyor olması. Bunun yanı sıra lavaş pide ile servis ediliyor olması daha doyurucu ve lezzetli olmasını sağlıyor.
DÜĞÜN PİLAVI:
Genellikle düğünlerde servis edilen ve adını buradan alan Düğün Pilavı, güzel bir pilav ile benzersiz lezzetteki etin bir araya getirilmesiyle hazırlanıyor.
ARABAŞI ÇORBASI:
Suyu acılı bir tavuk çorbası olan ancak hamuru ile dikkat çeken Arabaşı Çorbası, Konya'nın farklı lezzetlerinden birisidir.
FIRIN KEBABI:
Konya'nın Fırın Kebabı özel olarak harmanlanan etin odun ateşinde yavaş bir şekilde pişirilmesiyle hazırlanıyor. Dolayısıyla klasik kebap ve et yemeği türlerinden oldukça farklı. Lezzetiyle herkesi hayran bırakıyor.
BAMYA ÇORBASI:
En önemli özelliği, uzun bir ön hazırlık sürecinin sahip olması. Bu çorba taze bamya ile değil öncesinde kurutulmuş bamya ile hazırlanıyor. Uzun süre tokluk hissi yaşayabilirsiniz.