Your browser doesn’t support HTML5 audio

Fon vurgunuyla futbolcuları dolandıran Seçil Erzan hakim karşısına çıktı! Kimden nasıl para aldı? Olay ifadeler: Açığım çoktu

Türkiye'nin gündemine oturan "Fon vurgunu" davasında hesap zamanı geldi. Aralarında spor dünyasının ünlü isimleri Arda Turan, Emre Belözoğlu, Fernando Muslera ve Selçuk İnan'ın da bulunduğu toplam 21 kişinin dolandırıldığı iddiasıyla 252 yıla kadar hapsi istenen banka şube müdürü Seçil Erzan ve 6 sanığın yargılandığı ikinci duruşma başladı. Mahkemede savunma yapan Şeçil Erzan, "Öyle bir an geldi ki, 'bana para vermeyin artık' diye yalvarıyordum resmen" dedi. Erzan, "İnsanlar 'Seçil'i gördüğümüzde gözümüzde dolar canlanıyor', 'para, para' diye espiri yapıyorlardı. Ben de bankada yükselmek istiyordum. Bu nedenle Galatasaraylı futbolcularla o dönem çok ilgileniyordum." ifadeleriyle kendisini savundu. Tutuksuz sanık Asiye Öztürk, "Ali Yörük, Emrah Çolak'ın yanında geliyordu. Onların arasındaki ilişkiyi bilmiyordum. Ben 25 yıldır bankacıyım ilk defa böyle bir durumla karşılaştım." dedi.

Yüksek kâr getirili "Fatih Terim Fonu" vaadiyle Arda Turan, Fernando Muslera ve Emre Belözoğlu gibi isimlerin de bulunduğu pek çok kişiyi dolandırdığı iddia edilen Seçil Erzan için hesap vakti geldi.

Seçil Erzan hakim karşısına çıktı. İstanbul 41. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmada, tutuklu sanıklar Seçil Erzan ve Ali Yörük getilirken ile tutuksuz sanıklar Nazlı Can ve Asiye Öztürk de katıldı.

SEMİH KAYA ADLİYEDE
Şikayetçilerden Buse Terim, Volkan Bahçekapılı, Tanın Yılmaz, Merve Yılmaz, İsmail İbrahim Çağlar, Burhan Taşpolat, Evrim Pınar Güzel ve Terim Arıcan geldiler.

Bir önceki duruşma hakkında zorla getirme kararı bulunan Semih Kaya da tanık olarak dinlenmek adliyeye geldi.

ARDA TURAN KATILMADI
Şikayetçi Arda Turan'ın avukatları, müvekkillerinin mazeretli olduğu için duruşmaya katılamadığını belirttiler. Tanık Nur Erkasap'ın da sağlık sebebiyle duruşmaya katılamayacağını bildirdiği tutanağa geçti. Öte yandan duruşmayı çok sayıda avukat, gazeteci, sanık yakınları da takip ediyor.

Duruşma salonu tıklım tıklım doldu. Salonda bulunanların kimlik yoklamaları yapıldı müşteki ve tanık ifadeleri alındı.

SEÇİL ERZAN SAVUNMA YAPTI
İstanbul 41. Ağır Ceza Mahkemesi'nde kimlik yoklamaları, gelen giden evrakların yazılmasının ardından duruşma salonuna getirilen sanık Seçil Erzan'a söz verildi. Mahkeme Başkanı, davaya üç müştekinin daha eklenmesi nedeniyle Erzan'a ek savunmasını sordu.

BORSADA 1 MİLYON LİRA KAYBETMİŞ
Seçil Erzan savunmasına, "2010 Temmuz ayı ile 2011 Kasım ayı arasında borsada 1 milyon lira para kaybettiğini" söyleyerek başladı. 2011 Aralık ayında Florya Şubesine başladığını, bu parayı yerine koymak için tesadüfen karşılaştığı ve Çorlu'dan tanıdığı Metin Taş'tan faktoring yapması konusunda yardım aldığını söyledi. Metin Taş'ın kötü niyetli olduğunu anladığını ancak açığını kapatabilmek için Florya'da babaannesine ait evi sattığını, erkek kardeşi için kredi çektiğini böylelikle parayı çoğaltmaya çalıştığını belirten Erzan, al-sat yaparak halka arzlara katılarak o dönem borcunun bir kısmını kapatabildiğini söyledi. Daha sonra iş insanı Atilla Baltaş'tan spekülatif kağıdını batıranlarla konuşması için yardım istediğini, Baltaş'ın kendisine kredi bulduğunu, onları kullandığını söyleyen Erzan, kuzeni Tanın Yılmaz'ın 200 bin TL'lik mevduat hesabı açtığını, daha sonra buradaki parayı çekerek eşi Merve'ye verdiğini, eşinin bu parayı ticarette kullandığını, daha sonra bu paranın 93 bin euro olarak özel bankacılıkta değerlendirmesi için kendisine geldiğini anlattı.

"HİÇBİR YÖNETİCİMLE BU KONUYU PAYLAŞIP KAR ORTAKLIĞI YAPMADIM"
Verilen aranın ardından savunmasına devam eden Erzan, "Hakan Ateş'in, Mehmet Aydoğdu'nun böyle bir fonda isminin verilmesinden haberi yoktu. Hiçbir yöneticimle bu konuyu paylaşıp kar ortaklığı yapmadım. Mehmet Aydoğdu'yu yardım istemek için değil olayı anlatmak için aramıştım zaten. Ben fon var demedim. Fon yerine sistem dedim ama bankada yapılıyor dedim. Kimisine fon dedim, kimisine işlem dedim kimisine saklama dedim. Yukarıda, genel Müdürlükte değerlendiriliyor dedim. Yurt dışına çıkardığım para hiçbir zaman olmadı" dedi.

TEHDİT EDİLDİĞİ İDDİA EDİLEN VİDEO SORULDU: "BANA ZORLA SÖYLETTİLER"
Mahkeme Başkanı, Erzan'a tehdit altında çekildiği iddia edilen görüntüleri sordu. Erzan ise o gün Çorlu'da olduğunu söyleyerek, "7 Nisan tarihiydi, işe gitmemiştim Çorlu'da babamın mezarına gitmiştim. Kapının önüne geldiğimde herkes beni bekliyordu. Ben içeri geçip su içmek istiyordum, kötüydüm. Lavaboya gitmek istiyordum. Bana bir şeyler imzalatmaya başladılar. O videoda söylediklerimi bana zorla söylettirdiler, ben o gün ölmek istedim. Annem içeriden 'evladıma bir şeyler yapıyorlar' diye bağırıyordu. Bana 10-15 tane senet imzalattırdılar, birilerini arattırıp küfrettirdiler bana. O gün kolum da morarmıştı" şeklinde konuştu.



Daha sonra Mahkeme Ba��kanı, Erzan'ın avukatına dönerek buna ilişkin suç duyurusunda bulunup bulunmadıklarını sordu. Erzan'ın avukatı müvekkilinin o aşamada suç duyurusunda bulunmak istemediğini, korktuğunu söylediğini ve suç duyurusunda bulunmadıklarını belirtti.

"HAYATIMDA BİRİ VAR DİYE BİLE DÜŞÜNÜYORDU ÇÜNKÜ GİZLİ KONUŞMALARIM OLUYORDU"
Bu olayların çözüleceğini, bankanın parayı ödeyeceğini, her şeyin ortaya çıkacağını hatta fazla para alanların da bir bir ortaya çıkacağını düşündüğünü belirten Erzan, bir süre sonra savunmasını oturarak yapmaya devam etti. Savunmasında eski sevgilisi olduğu öne sürülen avukat Candaş Gürol'un o dönemde hayatında bir başkasının olduğunu düşündüğünü belirterek, "Hayatımda biri var diye bile düşünüyordu çünkü gizli konuşmalarım oluyordu. Ben Candaş'tan aylarca saklamaya çalıştım. Sonra da ayrıldık zaten. Atilla Baltaş, Candaş'ın yanında beni çok fazla arıyordu. Atilla Baltaş ile yakın ilişkim asla yoktu, yan yana oturup yemek yemişliğim bile olmamıştır" şeklinde konuştu.

"O DÖNEM PARA ÇOĞALTMAK STRESİ OLDU"
Kuzeninin parasını değerlendirdiğini, bu konuda herhangi bir yasak olmadığını ifade eden Seçil Erzan, "Amaçları daha fazla para kazanmaktı. Merve, annesi, babası adına da kredi çekerek bana verdi. O dönemde paraları çoğaltmak gibi daha fazla kazanmak gibi streslerim oldu. 2013-2014 yıllarında oldu bu. Tanın, 60 bin lira civarında para verdi tekrar, bu fondan kazandığı parayla hayatını devam ettiriyordu. Evine ekmek alması ve kredi borçlarını ödemesi için benim de ona bu paradan kazandığı kadar vermem gerekiyordu. Böyle bir düzen oluşmaya başladı. Kuzenlerime sık sık gidiyordum, kardeşleri gibiydim" dedi.

2015'te annesinin beyin kanaması geçirdiğini, yüzde 99 engelli olarak hayatına devam ettiğini, bu süreçte Çorlu'da olan annesine hassasiyetinin arttığını, yabancı bakıcı tuttuklarını ve o dönem Merve ve Tanın Yılmaz'ın çok yardımcı olduğunu söyleyen Erzan, o dönemde Hüseyin Eligül ve eşiyle feribotta karşılaştıklarını annesinin durumunu anlatarak ağladığını, bunun üzerine Hüseyin Eligül'ün kendisine değerlendirmesi için para verdiğini belirtti. Erzan, Hüseyin Eligül'ün verdiği ve kredi çekerek getirdiği paraları, kuzeninin kendisine verdiği aynı hesaba yatırarak özel bankacılıkta değerlendirdiğini ifade etti. Erzan, kendisi hakkında kuzeni Tanın'ın "Babasından dayak yiyordu" şeklindeki ifadesinin yanlış olduğunu belirterek "Ufak tefek baba-kız tartışmaları olmuştu, dayak olayı olmadı kesinlikle" dedi.

"SEÇİL'İ GÖRDÜĞÜMÜZDE GÖZÜMÜZDE DOLAR CANLANIYOR"
Erzan, verilen tüm paraları aynı hesapta değerlendirdiklerini anlatarak "Herkesin hayat standartı artmaya başladı. Bir süre sonra benden para isteyenlere vermek zorunda hissetmeye başladım. Hayır diyemediğim zamanlar oluyordu" diye konuştu. Bir süre sonra ödediği faizin tefecilikte bile olmadığını da anlatan Erzan, "Bir süre sonra sanki bunun yapmak zorundaymışım gibi oldu" dedi. Erzan, "Hüseyin ağabeyin çevresinden de paralar gelmeye başlamıştı. Getirdiği paralar kimin diye sormuyordum, para getirmesini istemeden getiriyordu. Benim değerlendirdiğim para o dönem ailemdeki kişilerin parası olduğu için rahattım. O dönem bana yaparsın, sen halledersin gibisinden destek veriyorlardı. Yapamayacağımı söylediğimde karşı çıkıyorlardı. Bir süre sonra Nazlı da hayatımıza girdi ve etrafından para getirmeye başladı. 50 getirip 70 aldı çevresinden para toplayıp getiriyordu. İnsanlar 'Seçil'i gördüğümüzde gözümüzde dolar canlanıyor', 'para, para' diye espiri yapıyorlardı. Ben de bankada yükselmek istiyordum. Bu nedenle Galatasaraylı futbolcularla o dönem çok ilgileniyordum. Haftasonları bile çalışıyorduk. Benim söylediğim her şey yüzde yüz gerçek. Tek doğru olanlar bunlar. Ben gerçekleri anlatıyorum" dedi. Erzan'ın bu sözleri salonda gülüşmelere neden oldu.

Atilla Baltaş'tan aldığı 250 bin doları 3 ayda bir 4 defa 100 bin dolar ödediğini anlatan Erzan, 2019 - 2020 yıllarında "O dönem eksiye düştüm ve yönetememeye başladım. Atilla'ya ödediğim paralar diğer insanlardan aldığım paralardı. Akıl tutulması da değil o dönem korkuyordum, dövizcinin parasını vermek zorundaydık" şeklinde konuştu.

"KİMSEYE FON YAPIYORUM DEMEDİM"
Mahkeme Başkanının sorusu üzerine, Süleyman Aslan'dan 1 Mart 2022'de itibaren para aldığını söyleyen Erzan, Nuri Köşkdere'den dövizcilerin parasını ödemek için aldığını, tam olarak ne kadar aldığını hatırlayamadığını söyledi. Seçil Erzan, "Ali, bana iki kez 5 milyon getirdi. Bunlardan 5 milyon tefeci parasıymış alırken bunu bilmiyordum. O tefeciler galericilik yapıyormuş. Ben Süleyman Aslan dışında tefeci görmedim görüşmedim. Metin Taş da Silivri'de tefeciden para almış o dönem. Ben tefecilerin eline düştüğümüzü ödeme aşamasında öğreniyorum. 2022 Nisan ayında Süleyman Aslan'dan 10 milyon almışız, 14 milyon ödemişiz. Parayı alırken sözleşme yapmıştık sözleşmeyi hatırlamıyorum. Bu işlemin bankacılıkla ilgisi olmadığını biliyordu. Süleyman'a gelene kadar aslında hep hesap yapıyordum ailemden kalanları satarım diye düşünüyordum. Ben kimseye fon yapıyorum demedim" şeklinde konuştu.

"ALDIĞIM PARAYI BİR SAAT SONRA BAŞKASI KAPIYORDU"
Hayatında olan herkesin yaşam standartlarının yükseldiğini söyleyen Seçil Erzan, "Arabaları bir üst modele çıkıyordu. Tarlalar alıyorlardı. Gelirlerinin 3,5 katı kadar paralar kazanıyorlardı" dedi. Evrim Pınar Güzel'den, "Değerlendireceğim" diyerek para aldığını anlatan Erzan, "İlk başta değerlendirdim. Ancak sonra değerlendirmeye çalıştım. Ancak değerlendiremedim. Zaten aldığım parayı 1 saat sonra başkası kapıyordu. Arda'ya da 'Para değerlendiriyorum' dedim. Kimseye fon demedim. Semih Kaya'ya çok fazla harcama yapmaması için 'Yeterince kazandın verdiğinden çok fazla geri aldın, yavaş harca' dedim. 2021 Aralık ayından sonra Bülent Çeviker, Emre Belözoğlu'ndan sonra aklıma ne geliyorsa söylemeye başladım. Fatih Terim ya da Hakan Ateş fonu demedim, abuk sabuk şeyler söyledim" dedi.

"HERKES YER İÇER HESABI SEÇİL ÖDER"
Ağlamaklı şekilde ifadesine devam eden Erzan, "MASAK herkesin hesaplarını incelesin. O dönem kim bana para verdiyse kim benden para aldıysa herkesin hesapları incelensin. Ben bir canımla ortada kaldım. Kimseye derdimi anlatamıyorum. Herkes yer içer hesabı Seçil öder" şeklinde konuştu.

"SEMİH FAİZ İSTEMESE BEN ZATEN ÇÖZECEKTİM"
Erzan, Semih Kaya'nın kendisine kötü davranmadığını söyleyerek "Kaya'ya ana paranı aldın fazlasını isteme dedim. Semih bu kadar faiz istemeseydi ben sadece Selçuk İnan'a borçlanacaktım. O bu kadar faiz istemese ben zaten çözecektim. Diğer herkes artıdaydı. Ya da benim çözeceğim durumlardı" dedi.

EMRE'NİN PARASINI DAĞITMIŞ
Mahkeme başkanının Emre Belözoğlu'ndan aldığı parayı ne yaptığını sorması üzerine Seçil Erzan, "Aslında onun parası herkese dağıldı. 800 bin doları Semih Kaya'a, 300 bin doları Fırat Özdemir'e verdim. Diğerleri de dağıldı" dedi.

"PARADA ASLA GÖZÜM YOKTU"
Seçil Erzan, "Geleceğimi kaybettim, İşimi kaybettim insanlar mağdur oldu. erkesten çok özür dilerim. Ben banka müdürü olmasaydım, sadece Seçil Erzan olsaydım kimse bana bu parayı vermezdi. Kimilerinin kızı, kimilerinin kardeşi, kimilerinin Secosu, kimilerinin de iyi bankacısıydım. Hapse girdiğimden beri kime ne para verildi çıkarmaya çalışıyorum. Arda'nın hediyesi olan saati takmadım bile, paradan nefret etmiştim artık. Annem o haldeydi, babam ölmüştü, kimse bana sahip çıkmadı. Parada asla gözüm yoktu. Bu söylediklerim belki bana zarar verecek ama ben söylüyorum, ben bankacıyım diye benle bu ilişkiyi kurdular" dedi. Mahkeme öğle arası verdi.

14.30 sıralarında yeniden başlayan duruşmada Seçil Erzan savunmasına devam etti.

"ÖDEMELERİN YÜZDE 90'NI ELDEN YAPILDI"
Erzan, "Ben birilerini dolandırmayı düşünmedim, Nisan ayından sonra böyle oldu. Atilla Baltaş'ın dövizcilerden aldığı para faizlere gitti. Nur Erkasap'tan da para aldım. Tam ne kadar aldığımı bilmiyorum ama ödeme yaptım ona da. Ödemelerin yüzde 90'ı elden yapıldı. Semih'in parasını hesabından Ali aldı. Daha sonra Ali, Semih'in hesabına 750 bin dolar olarak geri gönderdi. Semih bana parayı göndermek için Ali'nin hesabına gönderdi. Ben 50-100 bin gibi ufak krediler çektim. Onun dışında yüksek miktarda kredi çekmedim. Çekebileceğim kadar kredi çektim onun dışında yüksek miktarda çekim yapılması imkansızdı" dedi.

"DAHA FAZLA PARA ALAYIM DİYE İNSANLAR AKRABASININ ARKADAŞLARININ PARASINI GETİRİYORDU"
Daha sonra duruşma savcısı, "İnsanlardan aldığınız paraları nereye yazıyorsunuz? Hesabını nasıl yapıyorsunuz, sistem vesaire var mıdır?" sorusuna, Erzan, "Sistem veya hesap yoktu. Nisan ayına kadar da büyük bir para yoktu. Hesap tutmuyordum bana para verenler tutuyordu. Onlar bana söylüyordu, ben tamam diyordum" dedi.
"Faiz ödemeleri yaptıktan sonra sisteme girilen para var mı?" sorusuna ise Erzan, "Hayır, dövizcilere para verildikten sonra sisteme para girilmedi" diye cevap verdi.
Soru üzerine Erzan, "Para istemesem de, insanlar para getiriyordu. Daha fazla para alayım diye insanlar akrabasının arkadaşlarının parasını getiriyordu. Çok sıkıştığım zamanlar insanlara kar oranlarını yüksek olarak söylediğim zamanlar oldu" dedi.

EMRE BELÖZOĞLU'NA FATİH TERİM FONU DEMİŞ
Savcının "Kaç telefon kullanıyorsunuz?" sorusuna Erzan, "İki telefon kullanıyorum biri banka biri özel hattım. Başka yok. Eski telefonu verip yeni telefon verdikleri telefon olabilir. İş hattımı genel olarak kişisel hayatımda da kullanıyordum. Şirket hattımı genel olarak da kullanırım" diye cevap verdi. Hakimin, "Fon vaadinde bulunarak 'Fatih Terim fonu, Hakan Ateş'in de içinde olduğu bir fon dediniz mi?" sorusuna, Erzan "Son zamanlarda bunu söylediğim kişiler oldu. Emre Belözoğlu'na, Bülent Çeviker'e, İbrahim Çağlar'a söyledim" dedi. Şikayetçi avukatı Rezan Epözdemir'in, "Bankanız size yeni hat ve telefon veriyor. Numaraları kendileri yüklüyorlar ve size o telefonu kırıp atmanı neden istedi?" sorusuna ise Erzan, "Bana yeni hat verdiler telefonla ve diğer telefonu ne yaparsan yap dediler. O dönemde onların himayesinde gibi bir şeydim. Hiçbir yöneticimle bu konuyu ben paylaşmadım" diye cevap verdi. Avukat Epözdemir, "İlk ifadenizde fon olarak söylediğim kişiler var dediniz ama sonra yok dediniz duruşmada. Çelişki nedir?" Erzan, "Herkese fon demedim, fon yerine sistem dedim. Bankada gizli sistem dedim. Fon yok, kimisine sistem dedim, kimisine de bankada saklama dedim" şeklinde cevap verdi.

"CANDAŞ GÜROL, 100 BİN DOLAR ALMADI"
Avukat Epözdemir'in, "Telefonun internet aramalarında neden Gürcistan'da para birimi araması yaptınız?" sorusunu ise Erzan, "Bir müşterimizin Gürcistan'da parası olduğunu ve Türkiye'ye getirmek istediğini söylediğinde para birimini öğrenmek için arama yaptırdım" diye cevapladı. Avukat Epözdemir'in, "BDDK 43 milyon eksi olduğunu söylemiş. Bu para nerede?" sorusuna ise Erzan, "43 milyon gibi bir eksi yok. Normalde 300-500 bin arasında eksidir. Herkes aldığını söylerse ortaya çıkar. Bankanın 43 milyona benim söylediğim rakamlarla ulaşmıştır. 53 milyon gibi toplanan bir para hesaplanmıştı ancak o dönem kendimde değildim. Bazılarına daha fazla yazmışım. Bazılarına daha az yazmışım o dönem verdiklerime" dedi. Erzan, avukatın Whatsapp yazışmalarında Candaş Gürol'un aldığı parayla ilgili soruya, "Candaş Gürol, 100 bin dolar almadı" dedi.

"GÖRÜNTÜLERDEKİ SÖYLEDİKLERİMİ MOJİ ZORLA SÖYLETTİ"
Araba içerisinde konuştuğu videonun sorulması üzerine Erzan, "Moji de 250 bin dolar fazla para alanlar arasında. Ben Çorlu'da eve gittiğimde 7 Nisan'da köye gittim. O gün herkes bankaya gelecekti çünkü ne yapacağımı bilmiyordum. saat 16.00'da eve geldiğimde kapının önünde Moji vardı. Erkan arabasıyla kapıdaydı. Eve gidip su içmek istiyordum. Erkan benden bir şeyler imzalamamı istedi. Sonrasında Moji beni götürdü ve bana bir şeyler söyledi. Cep telefonu görüntülerdeki söylediklerimi Moji zorla söyletti. O cümleleri zorla söyledim. Bana bilmediğim kağıtlar imzalatıldı" diye karşılık verdi.


Erzan, ek iddianamelere karşı yaptığı 2. celsedeki ek savunmasında, "İkna etmek için gazetelerde özel fonlara ilişkin çıkan haberleri insanlara gönderdim. Herkese farklı bir şey söyledim. Benim o dönem iradem hiç yoktu, doğru olmayan şeyler yaptım. Parayı birinden aldım diğerine verdim. Söylediğim her şey kuruşu kuruşuna doğru" dedi. Erzan'ın, 'çantacısı' olduğu iddia edilen tutuklu sanık Ali Yörük ise, "Benim Seçil'e götürdüğüm para kendi paramdı. Ben de mağdurum. Seçil hanım yalan konusunda profesyonel" ifadelerini kullandı.

Seçil Erzan, İstanbul 41. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davaya 3 müştekinin daha eklenmesi nedeniyle yaptığı ek savunmasını tamamladı. Savunmasında Emre Belözoğlu'ndan 3 defa para alındığını, Buse Terim ve Volkan Bahçekapılı'ya bir para iadesi yapılmadığını söyleyen Seçil Erzan, müşteki Bülent Çeviker'in avukatı Hediye Ergin'in sorusuna ilişkin, "Ben Fatih diye birisi ile telefonda konuşmadım. Ben Bülent beyden 2 milyon 200 bin dolar kadar para aldım. Bir milyon 700 bin doları Fırat Özdemir'e, 400 bin doları da Semih Kaya'ya verdim. Mert beyle konuştum ancak kendisi bunun anormal bir şey olduğunun farkındaydı, hissetmişti" dedi.

"PARAYI BİRİNDEN ALDIM DİĞERİNE VERDİM"

Fırat Özdemir'in, gazetede özel fonlarla ilgili çıkan iki haberi kendisine attığını anlatan Erzan, "Ben de bu haberi Mert'e göndermiştim. İnsanları ikna etmek için haberleri gönderdim, herkese farklı bir şey söyledim. Benim o dönem iradem hiç yoktu, doğru olmayan şeyler yaptım. Parayı birinden aldım diğerine verdim, benim bunlara söyleyecek bir şeyim yok. Benim söylediğim rakamlar dışında asla bir mağduriyet çıkmayacak. Söylediğim her şey kuruşu kuruşuna doğru. Ben Buse Terim ile hiç görüşmedim. Ben Buse'nin parasını Terim'den aldım. Arda Turan 33 milyon bir kredi talep etmişti aynı gün kredi onaylandı ve ödemesi yapıldı. Bu kredi teminatsızdı. Normalde de bu kredi dövize çevrilemez ama aynı gün dövize çevrildi. Krediyi genel merkez onayladı" ifadelerini kullandı. Müşteki Burhan Taşpolat, Erzan'a "Banka yönetimi Seçil hanıma '2 sene yatar çıkarsın, sonra seni başka bir bankada görevlendiririz' vaadinde bulundu mu?" sorusuna Erzan "Hayır" cevabını verdi.

"GÖTÜRDÜĞÜM PARA KENDİ PARAMDI"

Dosyada aslında mağdur konumda olduğunu 9 aydır suçsuz yere tutuklu olduğunu söyleyen Ali Yörük, "Benim ve eşimin adına bu iş sebebiyle aldığımız hiçbir mal varlığı yok. Benim Seçil'e götürdüğüm para kendi paramdı. Ben hiç kimseden para almadım. Seçil hanımın kurduğu fondan para kazanmak için kendi paramı verdim. Seçil beni, 'Nuri bu sistemden çok para kazandı, İki daire aldı' dedi. Benim patronum bu sistemden para kazandığı için ben de güvendim. Para kazanmak için paramı Seçil'e verdim. 350 bin dolar Semih beyden benim hesabıma para gelmiş. O parayı da benim hesabımdan çekmişler. Bana ödeme yapacaklarını söylediler. Bu yüzden bankaya gittim ama bana Arda Turan'ın verdiği parayı verdi, bende parayı onun aracına koydum" şeklinde savunma yaptı.

"SEÇİL HANIM YALAN KONUSUNDA PROFESYONEL"

Mahkeme başkanı, Yörük'e 'Bavul bavul, çanta çanta dolarları kaç defa taşıdınız? Ben şimdiye kadar 3 defa tespit ettim' dedi. Ali Yörük soruya cevaben, "3 defa kendilerine yardımcı oldum. Seçil'in neden banka güvenliğine değil de bu işlemi bana yaptırdığını bilmiyorum. Benim alacağım olmasına rağmen benim paramı neden vermediğini, bana neden para taşıttığını bilmiyorum. Seçil hanım yalan konusunda profesyoneldir. Bankada kameraların gözü önünde bir banka müdürü bana para veriyor, ben burada suç işlenebileceğini nasıl düşünebilirim. Parayı arabaya bıraktıktan sonra ben Çorlu'ya döndüm. Seçil Erzan'ı 20 senedir tanıyorum. Sevgilisi Nuri Köşdere ile 15 yıldır benim telefonumla görüşüyordu. Ben Seçil'e paramı kaptırmışım, arayıp sormayayım mı? Seçil'in bagajına koyduğum para hiçbir zaman Çorlu'ya gitmedi. Her zaman Seçil hanımın bagajına gitti. Ben Hüseyin Eligül'den de hiç para almadım" ifadelerini kullandı. Erzan, Ali Yörük'e hesabına yatan paraların kaynağını sordu. Ali Yörük cevaben, "Ben araba alıp satıyorum. Ticari faaliyetlerimden elde edilen paralardır. Biz genelde sıfır araçlar satıyorduk" dedi.

"25 YILDIR BANKACIYIM İLK DEFA BÖYLE BİR DURUMLA KARŞILAŞTIM"
Ali Yörük'ün, Semih Kaya'nın parasını alıp gittiğini anlatan tutuksuz sanık Asiye Öztürk ise, "Ali Yörük, Emrah Çolak'ın yanında geliyordu. Onların arasındaki ilişkiyi bilmiyordum. Ben 25 yıldır bankacıyım ilk defa böyle bir durumla karşılaştım. Dosyadaki söz konusu evrakları bana 1 dakika içinde imzalattılar. Yapılan 3 işlemde benim imzam var. Ben Ali Yörük'e para vermedim. Emrah Çolak'a verdim, oda Ali'ye verdi. Emrah Çolak'a teslim ettikten sonra kime parasını verdiği beni ilgilendirmez. Bu yüzden bu durumu sorgulamadım" şeklinde konuştu. Duruşma diğer sanıkların savunmalarıyla devam ediyor.

Duruşmada ifade veren Buse Terim Bahçekapılı, "Seçil Erzan'a vadede olan paramı 190 bin doları verdim. Daha önce bu konuyu ailemle konuşmadım. Babam Fatih Terim'le bu konuda konuşmadım, soru sormadım, 190 bin dolar zararım var. Şikayetçiyim. Seçil Erzan, banka müdürü olmasaydı parayı kesinlikle vermezdim" dedi.

İstanbul 41. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşma sabah saat 11.30 sıralarında başlamış öğlen saat 13.30 da ara verilmişti. 14.30 sıralarında yeniden başlayan duruşmada Seçil Erzan'ın savunmasının ardından müştekilerin ifadelerine geçildi. Şikayetçi Buse Terim Bahçekapılı ifadesinde, "2 Kasım 2022 de kuzenim Terim Arıcan, benim Denizbank'ta vadeli param var dedi. Seçil Erzan fonundan bahsetti. Fonun iyi olduğunu söyledi. Ben de hu konulardan anlamadığım için kendisiyle görüştüm. Seçil Erzan'a vadede olan paramı 190 bin doları verdim. Daha önce bu konuyu ailemle konuşmadım.

Babam Fatih Terim'le bu konuda konuşmadım, soru sormadım, bahsetmedim. Seçil Erzan'la bankacılık işlemleri için konuşurduk onun dışında görüşmedik. Eşimin Seçil Erzan'ın bahsettiği fonu söylediğinde evet benimde param orda dedim. Ben Seçil Erzan'a para teslim etmeden önce hiç konuşmadım. Evrak istediğimizde parayı teslim ettiğimiz gün işi nedeniyle acil çıktığı için verememiş sonrası için ise bahaneler sunulmuş. 190 bin dolar zararım var. Şikayetçiyim. Seçil Erzan, banka müdürü olmasaydı parayı kesinlikle vermezdim" dedi.

BUSE TERİM'İ SİNİRLENDİREN SORU
Buse Terim'in ifadesi sonrası bir sanık avukatı söz alarak Fatih Terim'in adının fonda geçtiğini ve kendilerini uyarıp uyarmadığını sordu. Avukat ayrıca Fatih Terim'in eski avukatı ve aynı zamanda Seçil Erzan'ın eski nişanlısı olan Candaş Gürol'un da ifadesinde, "Fatih Terim'e kırgınım" dediği kısmı hatırlatınca sinirlenen Buse Terim, "Siz Candaş bey buraya geldiğinde ona şunu sorun, madem ki Seçil hanımın bunları yaptığına uyanmış, neden müvekkillerini uyarmamış?" dedi.

NASIL DOLANDIRDI?
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nca hazırlanan iddianamede, aralarında Buse Terim Bahçekapılı, Emre Belözoğlu, Emre Çolak, Fernando Muslera, Arda Turan, Selçuk İnan, Volkan Bahçekapılı'nın da bulunduğu 18 kişi 'müşteki' sıfatıyla yer alırken; Seçil Erzan, Ali Yörük, Asiye Öztürk, Atilla Yörük, Hüseyin Eligül, Kerem Can ve Nazlı Can'un bulunduğu 7 kişi ise 'şüpheli' sıfatıyla yer aldı.Güven ilişkisine dayanarak parayı teslim etti, daha sonra Erzan'a ulaşamadı.

Hazırlanan iddianamede, Denizbank'ın Levent Büyükdere Caddesi Şubesi müdürü olarak çalışan şüpheli Seçil Erzan'ın, müştekilerden Bülent Çeviker'den kişisel güven ilişkisine dayanarak 2 milyon dolar parayı değerlendirmesi amacıyla elden aldığı, 3 Nisan'da 3 milyon olarak iade edeceğini bildirdiği, bunun karşılığında da müşteriye yazılı bir evrak verildiği ancak şube müdürüne ulaşmaya çalışsa da ulaşamadığı anlatıldı. Şüpheli Erzan'a ulaşamayınca durumun bankaya bildirildiğinin aktarıldığı iddianamede, banka tarafından araştırma yapılmaya ve Seçil Erzan'a ulaşılmaya çalışıldığı ancak ulaşılamadığı, bu nedenlerden dolayı Erzan hakkında suç duyurusunda bulunulduğu ve soruşturmaya başlandığı kaydedildi.


KİM NE KADAR PARA YATIRDI
İddianamede, müştekilerden Buse Terim Bahçekapılı'nın 190 bin Amerikan Doları verdiği, Emre Belözoğlu'nun bu fona para yatırması için bir kısmını Volkan Bahçekapılı ile göndermek suretiyle toplamda 4 milyon 292 bin doları şüpheli Erzan'a teslim ettiği, Fernando Muslera'nın 1 milyon 200 bin dolar teslim ettiği ancak şüpheli Erzan'ın bu paranın 700 binlik kısmını geri vererek 500 bin dolar dolandırdığı kaydedildi. Öte yandan şüpheli Erzan'ın Arda Turan'dan 13 milyon 900 bin dolar nakit elden para alıp sadece 6 milyon 400 bin doları fon getirisi olarak geri vermek suretiyle 7 milyon 500 bin dolandırdığı belirtildi.

Şüphelinin Selçuk İnan'dan ise 3 milyon 685 bin dolar alıp bunun 2 milyon 150 binini fon getirisi olarak geri iade ederek toplamda 1 milyon 535 bin dolandırdığı kaydedildi.

ERZAN HAKKINDA İSTENEN CEZA 252 YILA YÜKSELDİ
18 müştekili iddianamede şüpheli Erzan'ın 'nitelikli dolandırıcılık' ve 'özel belgede sahtecilik' suçlarından toplamda 66 yıldan 216 yıla kadar hapis cezasına çarptırılması talep edildi. Diğer 6 şüphelinin ise 3 yıl ile 65 yıl arasında değişen oranlarda hapis cezasıyla cezalandırılmaları talep edildi. Daha sonra 3 mağdurun da eklenmesiyle müşteki sayısı 21'e yükselirken, Erzan hakkında istenen hapis cezası da 77 yıldan 252 yıla kadar yükseldi.

TAKVİM UYGULAMASINI İNDİRMEK İÇİN TIKLAYIN

GÜNÜN DİĞER HABERLERİ İÇİN TIKLAYIN
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.