Dilan Polat ve Engin Polat, Banu Parlak'ın güzellik merkezine geçen yıl düzenlenen silahlı saldırıya ilişkin hakim karşısına çıktı.
Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı'nın düzenlediği iddianamede Dilan ve Engin Polat çifti ile Sezgin Polat'ın 'Birden fazla kişiyle birlikte silahla tehdit', 'Mala zarar verme' suçlarından toplamda ayrı ayrı 8 yıla kadar hapsi talep edilmişti.
HESAP GÜNÜ
Duruşmaya tutuklu sanıklar Sezgin, Engin ve Dilan Polat, bulunduğu cezaevinden getirildi. Diğer sanıklar SEGBİS ile duruşmaya katıldı. Dilan ve Engin Polat'ın kızı Nilda Polat, Engin Polat'ın kız kardeşi Kübra Uzun duruşmaya izleyici olarak katıldı.
BANU PARLAK ADLİYE'DE
11 sanıklı dava bugün Küçükçekmece 3. Asliye Ceza Mahkemesi'nde saat 09.50'de görülmeye başlandı. Banu Parlak dava için Küçükçekmece Adliyesi'ne geldi.
DİLAN POLAT GÖZYAŞLARINA BOĞULDU
Sosyal medya fenomeni Banu Parlak'ın güzellik merkezine geçen yıl 1 Ekim'de aynı gün içerisinde iki kez silahlı saldırı gerçekleştirilmesine ilişkin davanın ilk duruşması görülmeye başlandı.
Duruşmaya tutuklu sanıklar Sezgin, Engin ve Dilan Polat, bulunduğu cezaevinden getirildi. Diğer sanıklar SEGBİS ile duruşmaya katıldı. Dilan ve Engin Polat'ın kızı Nilda Polat, Engin Polat'ın kız kardeşi Kübra Uzun duruşmaya izleyici olarak katıldı. Taraf avukatları salonda hazır bulundu.Kimlik tespitinde Engin Polat, mesleğinin sorulması üzerine 'Serbest meslek' şeklinde cevap verdi.
AYLIK GELİRİNİ AÇIKLADI
Mahkeme hakiminin 'nasıl bir serbest meslek' demesi üzerine Polat, 'kozmetik şirketlerim var' yanıtını verdi. Engin Polat aylık gelirinin sorulması üzerine ise gelirini 200 bin lira olaraka açıkladı.
"İŞ YERİNİN KURŞUNLANDIĞINI BASINDAN ÖĞRENDİM"
Hakim susma hakkını kullanabileceğini söyledi Dilan Polat savunma yapmak istediğini belirterek, "Ben Banu Parlak'ı tanırım kendisi 6 yıllık arkadaşım olur. Zaman zaman küsüp barıştığımız dönemler oluyordu.Kendisi güzellik merkezi açmadan önce hergün düzenli olarak görüşürdük. Merkezime gelip işlem yaptırırdı. İş yeri kurşunlanmadan 1 önce hafta önce benden işi için yardım ve destek istedi. Ben de yardım edebileceğimi söyledim. Daha sonra kendisinin haberlerde can güvenliği olmadığını bundan bizim sorumlu olduğumuza dair paylaşımlarını gördüm. Bu zamana kadar hiçbir sorunumuz yoktu. İş yerinin kurşunlandığını da basından ve sosyal medyadan öğrendim. Yargılandığımız kişileri de tanımıyorum. Hatta bu Daltonlar çetesi beni ve eşimi tehdit etmişti, bunlarla alakalı mesajlar da mevcut.
Hatta Can Dalton 'Senin namusunu elinden alacağım' diye eşime tehdit mesajları yollamıştı. Bizi tehdit eden şahıslarla neden aynı dosyadayız bilmiyorum. Bizim Gürcistan ile hiçbir bağlantımız yok. Ben hamileyken bir kere gezmek için gitmiştim. Bir kere de Rize şubemizin açılışında çalışanlarımız avukatlarımızla hep birlikte gezmek için gitmiştik. Dosyada tanık olarak dinlenen Halil İbrahim Kalkan'ı tanımıyorum hayatımda hiç görmedim. Sadece şunu biliyorum. Eşimden kayınpederimden alacağı olduğunu söyleyerek tehdit ettiğini biliyorum. Ben sosyal medyada fazla ön planda olan biriyim. Maddi durumumuzun iyi olması dolayısıyla bizden haraç kesmek istediğini düşünüyorum. Hatta Pendik şubemize giderek bu şube benim tabelaları indirin demişliği bile vardır. Çalışanlarımı da tehdit etmiştir. Benim Banu Parlak ile bir husumetim yoktu. Neden böyle bir konuda beni ve ailemi hedef gösterdi anlayamıyorum. Dosyada aile üyelerim hariç hiçkimseyi tanımıyorum. O dönemde bana sosyal medya üzerinden iftiralar atılmaktaydı. Bana herkes bir saldırı halindeydi. Kafam çok karışıktı. Suçlamaları kabul etmiyorum. Beraatimi istiyorum.İddianamede bahsedilen videonun direk bir muhattabı yoktu. Genel olarak paylaşmıştım" dedi.
"YALANA VE İFTİRAYA UĞRADIK; 6 AYDIR BOŞ YERE TUTUKLUYUZ"
Engin Polat ise, "Banu Parlak'ı tanımam samimiyetim yoktu. Sadece eşimin arkadaşı olarak bilirim. Bir gün sosyal medyada kendisinin 'Benim başıma bişey gelirse bizden kaynaklandığını' söylemişti. Ben de eşime 'Bu senin arkadaşın değil mi ara sor' dedim. Oda bana 'Görüşmeyeceğim' dedi. Daha sonra ben Banu Parlak'ın ifadesinde gördüm karım kendisini iyi niyetlerle aramış. Kurşunlanma olayında bir etkim yoktur. O dönemde kara para aklamayla ilgili iddialar vardı. Bunların yalan olduğunu ilerleyen günlerde göreceğiz. Yalancı tanık Halil İbrahim Kalkan'ı hiç tanımam kendisi şubeleri arayıp benimle ve babamla görüşmek istediğini söyleyip tehdit ediyormuş. 'Bu tabelaları kaldırın, artık buralarda Dilan Polat yazmayacak. Ben buralara çöktüm' diyormuş.
Biz ciddiye almadık ancak bir gün silahlı arkadaşlarıyla Pendik şubemize giderek çalışanları tehdit etmiş. Babama 'Bu böyle olmayacak gidip şikayet edelim' dedim. Gayrettepe Asayiş Şube'ye giderek şikayetçi olduk. Şikayetlerimiz sonucunda bu şahıs ceza aldı. Kendisi bizim ona borcumuz olduğundan aradığını söyleyip kılıf uydurmuş. Daha sonra bu yalanına Banu Parlak yalanını da eklemiş. Biz güya Banu Parlak'ın vurulmasını istemişiz bunun karşılığında 2 milyon lira verecekmişiz. Gürcistan'da hiçbir bağlantım yoktur. Ben Gürcistan'dan herhangi birini bir kez bile aramamışımdır.
Biz 4.5 sene evvel 6 aile bungalov tatiline gitmiştik. O da günübirlikti. Rize şubemizin açılışı için 40- 50 arkadaş İstanbul'dan gittik. Yine oradan Gürcistan'a kulübe gitmiştik. Eşimin haberi de yoktu ondan da özür dilerim. Ben Daltonlardan kimseyi tanımıyorum. Ben bu çetenin liderinin Can Dalton olduğunu gazeteden öğrendim. Bu kişi bizi daha önce tehdit etmişti. Banu Parlak'ın işyeri kurşunlandılar, sonra benim dükkanım 3 kez kurşunlandı. Bizim işyerimizi kurşunlayanlar da bunlardır. Bu yüzden 'Şerefsizler' diye video atmıştım. O da bana cevaben 'Bundan sonraki mermi sana, şerefsizi göreceksin' şeklinde bir paylaşım yapmıştı. Yalana ve iftiraya uğradık. Ticari ve şahsi kişiliğimiz zarar gördü. 6 aydır da boş yere tutukluyuz. Bu olaydan dolayı iftiralara uğradık, en büyük mağdur biziz beraatimi talep ediyorum. Ben ve ailemde en ufacık bir delil bulunursa her türlü cezaya razıyım" dedi.
Müşteki avukatının sorusu üzerine Engin Polat "Emirhan Döner diye birini tanımıyorum böyle biriyle görüşmedim. Fatih Gezer benim çocukluk arkadaşımdır. Cezaevinden beni aradı. Medyada dükkanımızın kurşunlandığını görmüş. Bana kendi çabasıyla yardımcı olmaya çalıştı şunu tanıyorum bunu tanıyorum diye ama konuşmada Daltonlar çetesi adı geçmedi" dedi.
"BANU PARLAK'I BURADA GÖRDÜM; HİÇBİR BAĞLANTIM YOK"
Engin Polat'ın babası Sezgin Polat ise, "2017 yılında Halil İbrahim Kalkan diye bir adam bana 500 bin lira borç vermiş. Ben bu şahsı görmedim. 10 yıldır beni tanıyormuş. Ben bu şahsı hiç tanımıyorum. Kendisi benden bir kuruş borç alamaz. Sonra iş yerlerini aramaya başladı. Oğlum 'Baba kim bu?' dedi beni tehdit ediyordu. Ankara'ya kadar aramaya başladı. Baktık ki olacak gibi değil bizde polise gittik. Olaydan sonra bu şahsın gözaltına alındığını öğrendik. Sonra konu Banu Parlak'a kadar geldi. Ben Banu Parlak'ı şimdi burada gördüm. Hiçbir bağlantım yok. Bu tamamen bize atılan bir iftiradır. Banu Hanımın iş yerinin kurşunlanmasıyla ilgim alakam yok. Sanık ona borcum olduğunu söylemiş. Keske borç para alsaydımda ödeyip kurtulsaydım." şeklinde konuştu.
Duruşmada Polat ailesi savunmalarının tamamlanmasının ardından SEGBİS ile duruşmaya katılan diğer sanıkların savunmalarının alınmasına geçildi.
"SİLAHLA ATEŞ ETTİM TUTUKLULUK YAPTI"
Ateş etme eylemini gerçekleştiren tutuklu sanık Nizamettin Bilgili savunmasında, 4 el ateş ettiğini belirterek, "Ben Banu Parlak, Polat ailesini, Barış Boyun, Batın Can ve Beratcan'ı tanımam diğer sanıkları tanırım. Olay günü evimde alkol almıştım. Arkadaşım Yunus Emre Yıldız geldi beni motorla aldı. Bana 'benim husumetlilerim var yardımcı olur musun' dedi. Aldığım alkolün verdiği özgüvenle 'tamam' dedim. Olayı yaptıktan sonra 'sana harçlık vereceğim' dedi. Paraya ihtiyacım vardı. Ama neresi kurşunlanacak, bir şey demedi. Telefonuma gelen konumu açtı, bana gösterdi. Silahla bir el ateş ettim tutukluk yaptı. Oradan ayrılıp mahalle aralarını gezdik. Bir saat sonra geri döndük. Olay yeri inceleme polisi vardı. Yunus Emre Yıldız beni, 'bacağını kırarım' diye tehdit etti. Tekrar gittik. Bu sefer polis yoktu. Tekrar gittiğimizde 3-4 kez ateş ettim. Ben sözde telefon verilerimi silmişim. Ben tuşlu telefon kullanırım. İddianamede para detayı var. Ben para almadım. Bana kimse para vermedi" dedi.
"TEKLİFİ HİÇ DÜŞÜNMEDEN KABUL ETTİK"
Yunus Emre Yıldız ise Nizamettin Bilgili'nin iddialarının asılsız olduğunu söyleyerek, "Bize hiçbir canlıya zarar gelmeyeceği, sadece camların aşağıya indirileceği söylendi. Bizim de paraya ihtiyacımız vardı. Bu yüzden Batuhan İnci'ye gelen teklifi hiç düşünmeden kabul ettik. Bu mesaj bize Batın Can Gökdemir'den geldi. İşi maddi olarak yaptık ama onu da elimize yüzümüze bulaştırdık" dedi.
O sırada Dilan Polat ve Engin Polat sanık sandalyesinde aralarında konuştular. Dilan Polat yakınlarının nerede olduğunu sordu Engin ise içeriye birinci derece yakınların alındığını ifade etti. Dilan Polat ' Basın nerede' diye de sordu.Duruşma devam ederken Dilan Polat'ın kızıyla konuşup ağladığı da görüldü.Diğer sanıklar da suçlamaları kabul etmedi.
BARIŞ BOYUN DAVASIYLA BİRLEŞTİ
Banu Parlak'ın güzellik merkezine silahlı saldırı davası, İstanbul 41. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen Barış Boyun'un örgüt davasıyla birleştirme kararı verildi. Ayrıca sanıkların tutukluk halinin devamına karar verildi.
BANU PARLAK'A TÜKÜRÜK
Mahkemenin kararının ardından Banu Parlak'a tepki gösteren Dilan Polat'ın yakınları, Parlak'a bağırarak tükürdü. Parlak, Polat'ın yakınlarından şikayetçi oldu.
TÜKÜRÜKLÜ SALDIRI SONRASI AÇIKLAMA
Banu Parlak olay sonrası sosyal medya hesabında paylaştığı videoda o anları şu sözlerle anlattı; "Birkaç kişi birden ağzında tükürükleri biriktirmiş. Yüzüme tükürdüler. Adliyenin içerisinde bunu nasıl yapabiliyorsunuz? Bu nasıl bir cesaret! Mahkeme salonunun çıkışında o saldırı sonrası aklım gitti. Etten bir polis duvarıyla çıktım adliyeden. Gerçekten iyi değilim. Bakın alınan karardan tabi ki mutluluk duyuyorum. Davanın takipçisi olacağım fakat karşı tarafı çocukları için üzülüyorum. Keşke hiçbir şey böyle olmasaydı."
İşlemlerinin ardından Küçükçekmece Adalet Sarayı önünde gazetecilere açıklamalarda bulunan Banu Parlak "Gerçekten çocuklar için üzgün olduğumu belirtmek istiyorum. Mahkeme salonunda da kızlarını gördüm. Fakat benim de bir evladım var. Ben de onun arkasında durmak zorundayım. Ben de kendi çocuğumun güvenliğini düşünüyorum, can güvenliğinden endişe ediyorum. Duruşma sonrası yine kızımla tehdit edildim. Ben neden sürekli kızımla tehdit ediliyorum? Gerçekten artık bunu yaşamak istemiyorum. Ağızlarında resmen tükürüğü biriktirmişler. Anlık bir şey değil yani. Anlatabiliyor muyum? Sakızı çiğnemişler, çiğnemişler, tükürmüşler. Bu olay adliyenin polislerinin içerisinde oluyor. Bu nasıl bir cesaret? Bu nasıl bir özgüven gerçekten anlamanın imkanı yok" dedi.
"ENGİN POLAT İLE OLAN VİDEOLARI MAHKEMEYE SUNACAĞIM"
Polat ailesinin 'bize kumpas kuruldu' söylemlerine ilişkin de konuşan Parlak, "Kumpas deniliyor. Bakın benim bunu yapma kudretim yok. Tamam mı? Artık insanların lütfen gözünde bu algıyı yaratmaya çalışmaktan vazgeçsinler. Benim nasıl bir kudretim olabilir bunu yaptırmaya? Lütfen artık insanların gözünde kendilerini mağdur gösterip kumpas kurulduğunu söyleyerek beni kötü göstermeye çalışmalarından çok yoruldum. Mahkemeye Engin Polat ile olan videolarımı tabii ki sunacağım. Yani böyle bir şey olabilir mi arkadaşlar? Benim en yakın arkadaşım eşi oluyor. Her gün güzellik merkezine gidiyorum. Beni tanımıyor, inandınız mı böyle bir şeye?" ifadelerini kullandı.
İDDİANAMENİN DETAYLARI
Dilan Polat'ın Banu Parlak'ın iş yerini kurşunlattığı gerekçesiyle yürütülen soruşturmada Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından iddianame düzenlendi.
İddianamede, Barış Boyun, Beratcan ve Batin Can Gökdemir'in "silahlı suç işlemek amacıyla örgüt kurma", "birden fazla kişiyle birlikte silahla tehdit", "mala zarar verme" ve "ruhsatsız silah taşıma" suçlarından ayrı ayrı toplamda 8 yıl 4 aydan 23 yıla kadar hapsi istendi.
Dilan, Engin ve Sezgin Polat için ise "birden fazla kişiyle birlikte silahla tehdit suçunu azmettirme", "mala zarar vermeye azmettirme" suçlarından toplamda ayrı ayrı 2 yıl 4 aydan 8 yıla kadar hapisle cezalandırılmaları talep edildi.
İddianamede, diğer sanıklar Batuhan İnci, İsmail Emre Arifoğlu, Nizamettin Bilgili, Onur Abiç, Yunus Emre Yıldız ve Sezgin Polat'ın farklı suçlardan 2 yıl 4 aydan 23 yıla kadar hapisle cezalandırılması istendi.
DİLAN POLAT VE ENGİN POLAT'IN "VERGİ" DAVASI!
Öte yandan İstanbul merkezli 6 ilde düzenlenen ve Dilan Polat ile eşi Engin Polat'ın da tutuklandığı soruşturma kapsamında 19 Nisan'da 16 şüphelinin "vergi usul kanuna muhalefet" suçundan tahliyesine karar verildi.
Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığınca, Engin Polat ve Dilan Polat'ın aralarında olduğu 16 şüpheli hakkında "Suç Gelirlerinin Aklanmasının Önlenmesi, Vergi Usul Kanunu ile Futbol ve Diğer Spor Müsabakalarında Bahis ve Şans Oyunları Düzenlenmesi kanunlarına muhalefet" ile "suç örgütü kurma ve üye olma" suçlarından yürütülen soruşturma sürüyor.
Soruşturma kapsamında, aylık tutukluluk incelemesi yapan sulh ceza hakimliği, 16 şüphelinin "vergi usul kanununa muhalefet" suçundan tahliyesine karar verdi.
Hakimlik, şüphelilerin "suç örgütü kurma ve üye olma", "suçtan kaynaklanan mal varlığı değerlerini aklama" ve "Futbol ve Diğer Spor Müsabakalarında Bahis ve Şans Oyunları Düzenlenmesi Hakkındaki Kanun'a muhalefet" suçlarından ise tutukluluk hallerinin devamına hükmetti.
NE OLMUŞTU?
İstanbul merkezli 6 ilde 1 Kasım'da ve devamında düzenlenen operasyonlarda, Dilan Polat ve eşi Engin Polat'ın da aralarında bulunduğu 24 şüpheli gözaltına alınmıştı.
Soruşturma kapsamında daha önce şirketlerinde yapılan aramalarda dijital materyal ve defterlere el konulan Polat çiftinin de yer aldığı şüphelilerle ilgili MASAK ön inceleme raporu hazırlanmış, raporda tasfiye halindeki 3 firmadan aile bireylerine ait şirketlere sözde ticaret karşılığında sahte fatura kesilmesi yöntemiyle 200 milyon lira para girişi olduğu belirlenmişti.
Paranın yine aile bireylerine ait şirketler arasında transfer edildiği, son aşamada ise Engin Polat'ın sahibi olduğu Milda Gayrimenkul isimli firmada toplanarak gayrimenkul ve çok sayıda araç alındığının tespitinin ardından İstanbul Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, şüphelilerin kimliklerini belirlemiş, İstanbul merkezli Ankara, Yalova, Ordu, Kırklareli ve Manisa'da 43 adrese eş zamanlı operasyon düzenlemişti.
Soruşturma kapsamında çalışmalarını sürdüren ekipler, Dilan ve Engin Polat'a ait bir medikal şirketin Ankara'da başka bir firmaya isim hakkını verdiğini, bu firmanın hesabındaki 1 milyon 800 bin liranın da ortakların kişisel hesaplarına aktarılmaya çalışıldığını tespit etmişti.
Dilan Polat, Engin Polat ve Sıla Doğu'nun da aralarında bulunduğu şüphelilerden 16'sı tutuklanmıştı.
Hakimlik, 27 şirkete kayyum atanmasına hükmetmişti.
Soruşturma kapsamında, Dilan Polat'ın 2019'da "şampiyonlar ligi" adıyla sosyal medya hesabından paylaştığı fotoğrafta yer alan bazı kişiler kimlikleri tespit edilip soruşturmaya dahil edilmiş, savcılık, sosyal medya fenomeni olan bu kişiler hakkında yurt dışına çıkış yasağı getirilmesini talep etmişti.
Anadolu 2. Sulh Ceza Hakimliği, sosyal medya fenomenleri Eylül Öztürk Özkan, Feyzanur Başar, İleyda Topal, İlke Ela Göz, Kadir Yiğit, Mervenur Korkut, Muhammet Oğuz Başar, Murat Yiğit, Nurgül Yiğit, Tolunay Topal, Tuğba Demirhan, Yavuz Selim Korkut, Habip Özsefil, Huri Özsefil ve Özge Duman'a yurt dışına çıkış yasağı getirmişti.