Arda Küçükyetim, 12 Ağustos günü Tepebaşı ilçesi Uluönder Mahallesi'nde bulunan Şehit Rüstem Demirbaş Parkı'na maske, hücum yeleği, kask ve gözlük takıp gelerek 5 vatandaşı bıçakladıktan sonra yakalanarak gözaltına alınmıştı.
Arda Küçükyetim, 12 Ağustos günü Tepebaşı ilçesi Uluönder Mahallesi'nde bulunan Şehit Rüstem Demirbaş Parkı'na maske, hücum yeleği, kask ve gözlük takıp gelerek 5 vatandaşı bıçakladıktan sonra yakalanarak gözaltına alınmıştı.
Emniyetteki ifadesi tamamlanan Arda Küçükyetim, sevk edildiği mahkemece tutuklanarak cezaevine gönderildi.
TEDİRGİN SÜRÜYOR
Olayın üzerinden günler geçmesine rağmen çay bahçesinde oturan vatandaşların tedirginliği devam ediyor. Olaya şahit olan vatandaşlar bahse konu çay bahçesine daha az gelirken, diğer vatandaşlar da kısa süreli oturmayı tercih ediyor. Parkta oturan vatandaşların sürekli etrafını kolaçan ettiği gözlendi.
"BİLEREK BU BÖLGEYİ SEÇTİ"
Şirintepe Mahallesi'nde ikamet eden Muzaffer Cansu, olaya ilişkin çarpıcı bir değerlendirmede bulundu. Cansu, Küçükyetim'in bu bölgeyi bilerek seçmiş olabileceğine işaret etti.
Olay sonrasında herkeste bir tedirginliğin hakim olduğunu ifade eden Cansu, "Bir de yaşlı kesim olduğu için bunların hareket kabiliyeti zayıf. Burası bilinçli olarak seçilip gelinmiş. Karşı tarafta gençlerin gittiği kahveler var. O niyetle olan insan buraya değil, karşı tarafa gider. Tabii yaşlı oldukları için ve böyle bir olay yaşamadıklarından buna tepkileri zayıf olmuş. İnsanlarda bir çekimserlik var. Hep böyle sağlarına sollarına tedirginlikle bakınıyorlar. Bir korku içindeler. Buradaki doluluk da biraz azalmış. Eskiden bayağı kalabalıktı. Oturmaya yer bulunmuyordu. Hele sıcak bir zaman olduğu için insanlar buraya geliyor. Bir de insanların yüz hatlarında belli bir korku var. Bir de bu bölgede hiç böyle olay olmadığından durum biraz vahim. Havayı değiştirdi" dedi.
AKAN KAN PAÇASINDAN ÇIKTI
Olayın yaşandığı saatlerde bölgede olan ve şans eseri arkasından geçen şahsın saldırısına uğramayan Kazım Yanıpınar, "Ben 'ne oldu ki acaba' derken bir baktım özürlü olan Cumali diye arkadaşın boynundan kan akıyor. Ondan sonra karşıya doğru gidip geri geldi ve yine bir boğuşma oldu. Ardından birisine daha bıçak sallamış. Bir daha buradan çıkıp gitti. Aşağı yukarı 30-40 kişi buradan eksildi. Biz bile donakaldık, masadan hiçbir yere gitmedik. Millet o yana bu yana gitti, biz donduk, şok olduk. Yaralanan arkadaş dikildi, vücudundan akan kan paçasından çıkmış. Bu masalarda her taraf dolu oluyordu.
Bugün biraz eksiklik var. Baksanıza, masalar boş. Dün öylesine karakola gittim. Oraya gittiğim vakit benim her gün şeker dağıttığımı bilen bir sivil polis dedi ki, 'Seni dağıttığın o şekerler kurtarmış.' O kurtarmış milleti, burada göreve giderken denk gelmiş. Öteki onun polis olduğunu bilmiyor, sivil olunca yakalamış. Hele hele şu Cumali dediğimiz arkadaşla her gün burada oturup çay, kahve içiyorduk. Ağzından ekmeğini alsan hiçbir şey demezdi. O masumun ne suçu var. Yüzünü görmek mümkün değildi. Başında miğfer, kask gibi bir şey vardı. Ben şimdi görsem tanımam şahsen. Buradan arka tarafımdan geçti ama görmedim ben" şeklinde konuştu.