A.Latif Öztürk

A.LATİF ÖZTÜRK

Tarihi 21 Haziran 2016

Dua ile tanışın

Çocukları dua insanı olarak yetiştirin Fabrika ayarlarını yitirmesin Yaratan'la bağını kesmesin

Hayat, dua ile başlar. Son nefeste yine onunla biter. Çocuğun sağlıklı, hayırlı olması yönündeki dilekler, anne karnında iken aklımıza düşer. Annebabanın duası ise ömür boyun devam eder.
Hepimiz, herkes Allah'tan bir şeyler ister. Bazen kendisi, bazen yakınları, dostları için...
Dualarla büyüttüğümüz çocuklarımız ne yazık ki bu manevi iklimden hızla uzaklaşıyorlar. Henüz namazla tanışmasa bile minik ellerini semaya açıp Allah'tan niyaz etmenin hazzını öğrenemiyorlar. Geceleyin uykudan ve güvenli bir yataktan önce Allah'a sığınmanın esenliğini hiç tadamıyorlar.
Halbuki melekler, ölüm, ahiret günü, iman gibi kavramlar çocukken dualarla hafızalarımıza kazınır. Küçük bir canlının duaya kalkan elleri neredeyse maddeden sıyrılır. Ruhlar alemine tırmanır. Cenab-ı Allah da o masum dilekleri kabul buyurur. Çünkü o masumların Allah'la iletişimi de başkadır. Ne kadar uğraşırsak uğraşalım, yetişkinlerin o saflığı yakalaması zordur.
Çocukları dua insanı olarak yetiştirin. Fabrika ayarlarını yitirmesin.
Yaratan'la bağını kesmesin. Sabah kalkınca dua etsin, sokağa çıkınca dua... Yemekten sonra, yolculukta, sınavda dua... ÖLENE DEK İRTİBATI KOPARMASIN.

SENİN BORCUNU ALLAH ÖDEDİ
Hırçın dalgalar, kıyıdaki kayaları yalayıp tekrar denize doğru çekildi.
Giderken beyaz köpüklerinin arasında kaybolmak üzere olan o odunu da sürükledi. Bir süre o köpükler de o dalgalar da engine doğru hızla ilerledi. Sonra ufku saran beyaz bulutun arasında görünmez oldu.
Bizim tacir de odunu attıktan sonra, kendisini beldesine götürecek bir gemi bulmak için geri döndü. Aslına bakarsanız tam o anlarda borç veren Yahudi de onun dönmesini umuyordu.
Kıyıya çıkmış, belki bir gemi gelir, parasını getirir ümidiyle açık denizleri diye gözetliyordu.
Bu sırada birden, sahilde içinde mektup olan odunu gördü. Yakmak amacıyla aldı.
Evde onu parçalayınca bir kucak odun elde etti. Üstelik içinden bir mektup da çıkmıştı. Ellerini açıp Yaradan'a şükürler etti. Morali düzelmişti.
Sonra borç verdiği tüccar yanına geldi.
Aradan uzun zaman geçmesine rağmen tanımakta güçlük çekmedi. İlk görüşte onu hatırlamıştı. Zaten tanınmayacak gibi de değildi...
1000 dinar karşılığında kefil istediğinde "Allah bana yeter" demiş, şahit istediğinde de yine Allah'ı şahit göstermişti. Böyle bir başka müşterisi hiç olmamıştı.
Tacir tevazu içinde eğildi, özür diledi.
- "Allah'a yemin ederim ki, paranı sana getirmem için bir gemi aramaya devam ettim. Fakat sana geldiğim bu vakitten önce bir gemi bulamadım." dedi ve belindeki kuşaktan 1000 dinar çıkarıp borcunu son kuruşuna kadar ödemek istediğini söyledi.
Alacaklı Yahudi, halen kendine gelememişti.
- "Sen önceden bana bir şey göndermiş miydin?" diye sordu.
Borçlu ezik bir şekilde cevapladı soruyu:
- "Gemi bulamadığım bir gün mektup yazdım. Bir odunun içine koyup Allah'a dua ederek denize attım." Alacaklı içinden ne hesaplar yapıyordu!
Borçlu, gemi yolculuğundan, kıyıdaki karmaşadan, buralara ne kadar zor geldiğinden bahsederken o kendi içinde müthiş bir hesaplaşma yapıyordu.
Sonunda içindeki insanın iyilik hücreleri galip geldi. Sesini yükseltti:
- "Kuşkusuz ki Allah, senin odun içinde gönderdiğin mektuba 1000 dinar eklemiş.
Dolayısıyla borcunu senin adına Allah ödedi. Bana hiçbir borcun yoktur. Buraya kadar geldiğin için de teşekkür ederim!"

BİR AYET
Allah'ın izni olmadıkça hiçbir kimseye öl mek yoktur. (Ölüm) belirli bir süreye göre yazılmıştır. Kim dünya menfaatini dilerse, kendisine ondan veririz. Kim de ahiret sevabını isterse ona da ondan veririz. Biz şükredenleri mükafatlandıracağız." (ALİ İMRAN-145)

BİR HADİS
Haberiniz olsun, cesette bir et parçası var ki, eğer o sağlıklı olursa cesedin tamamı sağlıklı olur, eğer o bozulursa, cesedin tamamı bozulur. Haberiniz olsun bu et parçası kalptir." (BUHARİ, MÜSLİM).

DİN DERSİ

ŞÜPHELİ İŞLER DE HARAM GİBİDİR
Peygamber Efendimiz, buyurdu: Haramlar apaçık bellidir, helaller de.. Bu ikisi arasında şüpheli olanlar vardır. Çoğu kişi bunları bilmez.
Bu durumda, kim şüpheli şeylerden kaçınırsa, dinini de, ırzını da korumuş olur.
Kim de şüpheli şeylere düşerse harama düşmüş olur, tıpkı koruluğun etrafındaki çoban gibi...
Sürüsü her an koruluğa girebilir.
Her hükümdarın bir koruluğu vardır, Allah'ın koruluğu da haramlarıdır.

FETVA MAKAMI

KADIN KILIĞINA GİRMEK YASAK!
Yahudi ve Hristiyanlar'ın kestiği hayvanın eti yenilir mi?
Evet, yenilir.

Erkeğe altın yüzük haram mıdır?
Müslüman
erkekler altın yüzük takamaz, ipekli kıyafet giyemez. Bu tür zenginlik işaretleri ancak Müslümanlar'ın kadınlarına helaldir.

Mahkemede zorunlu olarak ettirilen yemin geçerli midir?
Evet, geçerlidir. "Yemin ederim, şehadet ederim, and içerim" gibi sözler de yeminden sayılır. Bu nedenle ağzınızdan çıkacak her söze dikkat etmelisiniz.
Unısex kıyafetlerin hükmü nedir?
Böbürlenmek
için giyinmek mekruh, karşı cinse ait kıyafet giymek ise haramdır. Keza, kafirlerin alamet ve sembollerini kıyafetine takmak da haramdır.