Bu gün artık daha eğlenceli konulara değineceğiz. Ne demiş uzmanlarımız, "Sevgili öğrenciler, sınavdan bir gün öncesi kafanızı boşaltın, gari ders mers düşünmeyin, alakasız işler yapın!"
Biz de aynını yapıyoruz ve kel alaka bir konuya dalıyoruz. Efendim Ayla Algan, Kelebek'e bir röportaj vermiş ve demiş ki, "Columbia Pictures, Funny Girl filmi için 8 senelik kontrat imzalatmak istiyordu.
Ama ben kabul etmedim.
Çünkü imzayı attın mı ne istiyorsa oynatıyorlar, porno bile!"
Şimdi yanlış anlaşılmasın kel alaka olan o değil, bu açıklamayla dalga geçmeye kalkışan bazı arkadaşlar.
Belli ki Sevgili Ayla'nın koskoca Colombia'yı reddetmesine inanmamışlar. En fazla ti'ye aldıkları da işin 'porno' kısmı. Ama tabii gençtirler ve o dönemleri yaşamadıkları için Hollywood'un kapalı kapılar ardındaki gerçeğini de bilemezler. Bu yüzden kendilerine öncelikle kolayca okunabilen Moviola'yı tavsiye ediyorum. Orada işlerin nasıl döndüğünü anlatan belgesel niteliğinde bir kitaptır. Ve gerçekten de şanlı şöhretli aktrislerin, porno değilse bile ne çeşit ilişkilere mecbur bırakıldıklarını tek tek anlatır. Kaldı ki bizim Ayla'cık kendini bu maceranın ortasında bulduğunda henüz 20'li yaşlarındaydı ve 'Colombia'yı reddettiği' günlerde de bizzat arkadaşımdı.
Pınar Altuğ ve sanki porno!
Tıpkı Ayla Algan gibi Pınar Altuğ da bazı açıklamalarda bulunmuş.
Nedeni, kızın güneşlenirken çekilen fotoğrafları. "Bir baktım bikinili görüntülerimi 81 karelik fotoroman yapmışlar, bu nedir yahu" diye soruyor.
Yaşayan en eski fotoromancı olarak bunun ne olduğunu söylemeyi görev bilirim. Bir kere sen ünlü bir kadınsın evlatçığım. Hatta Yağmur'la evli olduğun için iki kere ünlüsün. Çoğumuz da seni zaten kocandan ve kızından ötürü daha bir severiz. Ama bu halk seni beğenerek, taktir ederek 'dev' sever. Bu demektir ki ne yaptığın ve yapacağın onları fazlasıyla ilgilendiriyor.
Ya tam tersi olaydı ve sen liseden sonra bir bankada kambiyo şefi şeklinde hayatını sürdüreydin? İşte o zaman, o teknede (hoş teknen de olmazdı ya) affedersin soyunup dökünseydin bile kimsenin dikkatini çekmezdin!
Yani sen şöhretin sana ayrıcalık getirmesinin bedelini ödüyorsun. Son olarak da, bankacı kız halk plajında omzunda kıllı 300 adamla kıçına kumlar kaça kaça güneşlenirken, zatı alin yatlarda sere serpe yatabiliyorsun, bunu bir düşün istersen.
Tabii yine de sıkılmış olabilirsin. O zaman gel seni kambiyocu kızla yer değiştirtelim. Yağmur yerine de emekli bir öğretmene varmış ol, hadi ana-kızı ayırmayalım Su sende kalsın... Ama plaj dönüşü semt pazarına uğrayacaksın unutma, akşama evde ağza atacak lokma yok çünkü.
Sevgili Pınar kardeş, tabii bunların tümü varsayım. Ama işin acı yanı, ne bu şöhret baki, ne de bu gençlik, güzellik. Zamanı gelecek şimdi kızdığın o fotoğraf çekimlerini hasretle ve mumla arayacaksın. Bence boş ver, olanın tadını çıkar gitsin.
Kamu spotu
Sandık filan konuşmayacağız dedik ama dayanamadım; biliyor musunuz ki bu son seçimde, solcu geçinenler arasında "CHP ve MHP'nin adayı İhsanoğlu ve Erdoğan muhafazakar, biz de tercihimizi Demirtaş'tan yana yapacağız" diyen bir kesim türedi.