Dansözler orkestrası
Cumhurbaşkanı Erdoğan Irak hükümetini suçladı dün. "Onlarla anlaşarak Başika'da üs kurduk. Bunun kayıtları var, ekranlarda izleyeceksiniz? Şimdi neden başka konuşuyorlar" diye sert çıktı. Evet Bağdat'takiler neden döne döne raks ediyor? Neden Yeni Zelanda dahil 63 ülke Musul operasyonuna hazırlanırken, Bağdat sadece "Türk askeri istemeyiz" şarkısı eşliğinde kıvırıyor? Hadi gelin başdansöz Başbakan İbadi'nin piste fırladığı Bağdat'a yolculuk yapalım. Irak Cumhurbaşkanı Fuat Masum...
2014'te İngiliz vatandaşlığından çıktığını açıkladı. Ancak Londra'dan atanan Vali ile yönetilen Kanada pasaportuna sahip. Cumhurbaşkanı eski Yardımcısı ve şimdiki danışmanı Ayad Allavi... O da İngiliz vatandaşı! Irak Başbakanı Başdansöz İbadi, 10 yıl Londra'da Kraliçe'den maaş aldı ve hala İngiliz vatandaşı... Irak Dışişleri Bakanı İbrahim Caferi... O da İngiliz vatandaşı... Irak eski Petrol Bakanı Adil Abdülmehdi... O da İngiliz vatandaşı...
Irak Ticaret Bakanı Milas Abdülkerim Kesnezani... O da İngiliz vatandaşı... Irak eski Maliye Bakanı, Başbakan yardımcısı ve şimdilerde İbadi'nin danışmanı Hoşyar Zebari... Maalesef o da İngiliz vatandaşı...
Irak başbakanı İbadi'nin bir diğer danışmanı Bahaa Al Araji... Evet evet o da İngiliz vatandaşı! Say say bitmez... İster inanın ister araştırın, Irak Kabinesi'nde yer alan 35 bakandan 18'i İngiliz vatandaşı... Hepsini yazmaya kalksak bize laf söyleyecek alan kalmaz. İngiliz Times'ın yazdığını burada aktarmıştım size. "Musul operasyonunda biz varız" diye çığlık atıyordu. Irak istihbaratı Times'a açıklama yapıyor, "İngiliz SAS komandoları ABD dahil tüm ülkelerden daha etkili burada, iyi ki varlar" diyordu, minnet duyuyordu... Şimdi Musul operasyona saatler kaldı. Belki biz bu akşam uykudayken operasyon başlayacak. Irak'ta 5 büyük rafineri bulunuyor. Ancak bu en büyük beş rafinerinin tamamı tam 3 yıldır ABD'nin kurduğu terör örgütü DEAŞ'ın elinde. Ve hepsi de DEAŞ öncesi İngiliz petrol şirketlerine aitti.
Londra'nın ödü patlıyor. Daha önce bizden çalınan Musul'daki operasyonda yer alırsak, şehre girdikten sonra acaba kuyulardan hak iddia eder miyiz diye. Çünkü İngiliz kafası hep böyle yapıyor. Nereye uçakları ve askerleri ile girdiyse, barıştan sonra savaş tazminatı olarak petrolü alıyor. Bunu da savaşa girmeden önce masada anlaşarak hallediyor. Ondan sonra giriyor. Şimdi İngiliz vatandaşı kaynayan bir Irak hükümetinde Londra adama etek giydirip, piste çıkarıp, dans ettirmez mi?
Bakın İngiliz İstihbaratı MI6'nın 2009-2014 döneminde başkanı olan John Sawers diye bir adam var. İstihbaratın başından ayrıldıktan sonra Birleşmiş Milletler'de İngiliz elçi yapıldı. Ardından Irak'ta İngiltere özel temsilciliğine getirildi. Orası o kadar İngiliz vatandaşı Cumhurbaşkanı, Başbakan ve bakan kaynıyorsa tabii ki vatandaşlarına sahip (!) çıkacaksın ki orada at da oynatasın, dansöz de... Devam edelim... O MI6 eski başkanı John Sawers şimdi İngiliz petrol devi British Petrol'un yönetim kurulu üyeliğine terfi etti. Adamlar istihbaratın başkanını bile petrol şirketine tahterevan ile taşıyor. Çünkü o istihbaratın başına adamı getirenler de petrol şirketleri. Guardian, Financial Times ve Independent 14 Mayıs 2015'te aynı haberi manşetlere taşıyorlardı. "British Petrol'de şu an 40 MI 6 ajanı üst düzey görevlerde çalışıyor." diye... Savaş tazminatı olarak petrol kuyularını alarak girdiğin Irak'ta devleti yöneten kabinenin yarısı ve Başbakan ile Cumhurbaşkanı İngiliz vatandaşı ise ne yapacaksın? 40 MI6 ajanı bile yetmez onları idare etmek ve korumak için. Sayıları oldukça kalabalık vatandaşlar asıl vatanlarını korumak için dans ediyorsa, onlara arkadan müzik verecek dev bir orkestraya ihtiyaç var. Finans baronlarının New York'una bağlı finans merkezi Londra Kraliçesi gittiği her yerde böyle orkestralar kuruyor ve dans ettiriyor. Biz "İbadi kıvırması" olarak görüyoruz. Aslında kareografi Buckingham Sarayı imzasını taşıyor. Yoksa İbadiler nereden bilecek raks etmeyi? Biz oynayana değil, oynatana bakalım... Ve nerede, kimleri nasıl ve niçin oynattıklarını çok iyi analiz ederek gardımızı alalım... Asıl mesele bu!
Dünyada önümüzdeki 10 yıl boyunca hisse senetleri yükselip tavan yapacak şirketler açıklandı. Birinci sırada Silah şirketleri var.
İkinci sıra ise finans şirketleri ve bankaların...
Hepsi petrol şirketlerinin patronlarına ait.
New York ve Londra'ya para yağacak...
Dansözlerin beline de takarlar birkaç dolar herhalde!