Yazık erkeklere!
Avustralya'da neler oluyor derseniz alacağınız yanıt "her şey normal" olacaktır. Del Potro ve Kvitova haricinde bir sürprize rastlamadık. Kadınlarda anlaşıldı ki Sharapova karşısında Azarenka-Serena galibini bulacak.
Üçü de formda. Üçüyle de diğerleri (yani alt-markalar) arasında uçurumlar kadar güç ve kalite farkı var. Üçünün de çeyrek-finale bu kadar kolay geldiğini pek anımsamıyorum.
Hele Sharapova dört maçta toplam 5 oyun verdi rakiplerine...
Takdığı halka adedi, verdiği oyunlarla eşit ! Azarenka ve Williams ise çeyrek finale yükselirken herhalde anlaşmışlardı...Zira ikisi de rakiplerini tam 57 dakikada saf dışı bıraktı ! Sonra da bu kadınlar erkeklerle ödül parasını eşit olarak bölüşüyorlar ! Neymiş efendim kadın-erkek eşitliği imiş...Rahmetli İnönü'nün deyişiyle "hadi canım siz de!"
HEPİMİZ ZEVK ALDIK
Melbourne'da izlediklerim arasında en güzeli Federer-Tomic maçıydı.
Haşmetmeabları tüm izleyicilere adeta "tenis böyle oynanırsa hepimiz zevk alırız" dedi. Ancak bir sakatlık olmadığı takdirde bu Tomic adlı genci önümüzdeki yıllarda çok daha sık izleyeceğiz düşüncesindeyim. İsviçreli sonra da Raonic karşısında standart bir oyun ortaya koyarak çeyreğe çıktı.
Burada da Tsonga'nın ona bir güçlük çıkartacağını sanmıyorum.
SIRP RAKET BAŞARIR MI?
Djokovic ile Wawrinka ise yine unutulmazlar arasına girecek bir maç oynadılar. Bakalım Sırp raket peşpeşe üçüncü şampiyonluğuna gidip bir ilki gerçekleştirebilecek mi? Beş küsur saat oynayıp, 36 saat içerisinde (11 kez yenmiş bile olsa) Berdych gibi bir rakibin karşısına çıkmak kolay değil. Onu da geçerse tam bir duvara toslayacak ! Vuracağı her topu geri atabilecek Ferrer'i bulacak. Voleye gelmeyi pek benimsemeyen "Nole" için bunlar hep zor maçlar olacak.
Ama "o" olmazları başarmış bir atlet.
Bence ilk yarı-finali Murray- Federer diğerini de Djokovic-Ferrer oynar. Bakalım göreceğiz.