İnsan olmak!
Spor bir oyundur. Oyun ise eğlencedir.
Ama "koltuklar" hizmet yerine güç simgesi olarak benimsenince sosyolojik rahatsızlıklar ortaya çıktı. O koltuklar bilgi, birikim, kültür, görgü gibi hasletleri benliğinde taşıyabilecek disiplin gerektirir. Bu disiplin efor ve süre gerektirir.
Anlık yaşayan para-güç dünyası hükümdarlığını kurunca hepsi bağımsız birer ünite haline geldi. Güç, para, görgü, tecrübe, kültür ve nezaket, kimin neye vasıf olduğunun anlaşılamadığı bir labirent doğdu. Sanki lunapark'ta aynalar reyonundayız. Ama bunlar güldüreceğine korkutup üzüyor.
O koltukların sahipleri kompleksleriyle toplumu felakete götürüyor. Bazıları bunu sanki frensiz bir araçta trafiğe uyuyormuşçasına (!) sinsi bir tevekkül, ya da sahte bir nezaketle yapıyor.
RAKİBİ ALKIŞLADIĞINDA
Siz badireler yaşamış bir başkansınız.
Kulübü adeta yeniden yarattınız.
Çarpıcı demeçleriniz ard arda. Çoğu satırına imzamı atsam bile bunların tarihlerine insan hiç mi özen göstermez.
Tarihi bir maça çıkmadan bir gün önce olur mu ? Yakışık alır mı ? Siz kocaman bir teknik direktörsünüz. Sükunetinizi şampiyon rakibinizi alkışlamayacağınızı ifade etmek için bozuyorsunuz. Alkışlasanız nefesten mi kesilirsiniz ? Kavga için sebep arayan tribünlere örnek olsanız kişiliğiniz mi zedelenir ? Siz topluma mal olmuş bir spor adamı olabilirsiniz. Birçok ödülünüze ilaveten bir de "İtidal Ödülü" almak çok mu zor? Sizden etkilendiklerini ortaya koyan sporcularınız başlıca rakibinize yeniliyor ve adeta kaşırmışcasına şampiyonluk kutluyorlar!
Gençlere "...olgunluk, dostluk sizlerde kalsın; yenseniz de yenilseniz de rakibinizi alkışlayın" talimatını vermek çok mu zordu ? İlla yengiyle değil yenilseniz de "örnek" olabilmek niye size bu kadar zor geliyor? Rahmetli başkanınız hezimete uğradığı rakibini alkışladığında insanlığın kumaşından bahsediyordu...
MEDYA ÇOK ÖNEMLİ
Bir başkan için kişi ve kurumlara değer verdiğinizi, saygı duyduğunuzu içtenlikle, bir dip not koymadan ifade etmek zor mudur? Art niyetsiz ve rakiplerinizi kaşımayacak bir beyanat verirseniz insanlar sizi yeterince güçlü görmeyecekler mi? Ve siz sayın basın mensubu; diplerini şiirlerle süslediğiniz yazılarınızda sürekli insanlık dersleri verebilirsiniz.
Ama bir başka ekte tuttuğunuz takımın en radikal taraftarının bile yazmayacağı kadar agresif bir yazı kaleme alırsanız sizin tutarlılığınızdan şüphe duyulmaz mı?
ÖRNEK OLMA MİSYONU
Ve sen sayın sporcu; tekmen ya da kışkırttığın seyirci rakibinin spor hayatını sona erdirse üzülmez misin? Senin gibi o da hayatını vücuduyla kazanıyor, ailesini geçindiriyor. Aynı duruma kendini koy. Ne yaparsın o zaman?
Kışkırttığın o seyirci katilse sen azmettirici değil misin? Hepiniz azmettirici olmuyor musunuz ? Sizlerin topluma, medyada değil, sahalarda "...rakiplerimiz de bizler gibi insanlardır...Eğlenin üzülmeyin" demeniz imkansız mıdır?
Hepinizin örnek olmak gibi bir misyonunuz yok mudur ? "İyimserlik önemli bir yaşam potansiyelidir"...